Ülke genelinde olduğu gibi Antep’te Birleşik Kamu İş Konfederasyonu’na bağlı 11 iş kolunda üyeler, sermayeden değil, emekçiye bütçe talebiyle bir günlük iş bırakma eylemi yapacak
Birleşik Kamu İş Konfederasyonu Gaziantep İl Temsilcisi Ali Arpat, ‘’ Sahte enflasyon rakamlarını kabul etmiyoruz. Sorumlusu olmadığımız krizin faturasını ödemeyeceğiz. Açlık sınırında değil, insanca yaşamak, Milli gelirden payımızı, açlık sınırında değil, insanca yaşamak istiyoruz. Sefalet bütçesine karşı, hakça paylaşım için 19 aralıkta (Bugün) üretimden gelen gücümüzü kullanarak iş bırakıyoruz’’ açıklamasında bulundu.
Açlığa ve yoksulluğa mahkum eden politikalara karşı, emeğin örgütlü gücüyle ses yükseltiyoruz
AKP iktidarının sermayeden yana ekonomi politikalarının neden olduğu enflasyon karşısında maaş ve ücretlerin günden güne eridiğini söyleyen Arpat, yoksulluk sınırının altında bulunan gelirin açlık sınırına doğru hızla indiğinin altını çizdi. ‘’TÜİK’in gerçek dışı verilere dayalı olarak açıkladığı enflasyon rakamlarına göre artırılan maaş ve ücretlerimiz, çarşı ve pazarda yaşadığımız gerçek enflasyon altında eziliyor. Bu gerçeklik, Konfederasyonumuzun Ar-Ge birimi KAMU-AR araştırma sonuçlarında da açıkça görülüyor. KAMU-AR’a göre Kasım 2025 itibarıyla açlık sınırı 30 bin 327 lira, yoksulluk sınırı ise 93 bin 697 lira düzeyinde bulunuyor. Bu nedenle emekçileri ve emeklileri açlığa ve yoksulluğa mahkum eden ekonomi politikalarına karşı, emeğin örgütlü gücüyle ses yükseltiyoruz’’ ifadelerine yer verdi.
Halkın vergileri şirketlerin kâr hanesine değil, yurttaşların ihtiyaçlarına ayrılmalı
‘Bütçenin yükü dolaylı vergilerle emekçi ve emeklilerin sırtına bindirilirken kamu kaynakları sermaye gruplarına aktarılıyor’ diyen Arpat, ‘’Bütçe planlanırken sosyal devlet ilkesi terk edilip halkın refahı umursanmıyor. Dolaylı vergiler halkın sırtında büyük bir kambur gibi büyüdükçe büyüyor. Kamu kaynakları şirketlere, ayrıcalıklı sermaye gruplarına ve vergi aflarıyla desteklenen zenginlere aktarılıyor. En çok vergiyi yoksullaştırılan halk ödüyor ama en az hizmeti alıyor. Oysa halkın vergileri şirketlerin kâr hanesine değil, yurttaşların ihtiyaçlarına ayrılmalı. Bütçe, halkın ortak kaynağı. Bu kaynaktan en büyük pay emekçiler, emekliler, gençler ve engelliler başta olmak üzere yoksul halkımızın tamamına ayrılmalı’’ dedi.
Sorumlusu olmadığımız krizin bedelini ödemeyi reddediyoruz
Arpat, ‘’TÜİK’in makyajlanmış rakamları mutfaktaki yangını gizleyemiyor. Türkiye günden güne derinleşen ekonomik bir kriz yaşıyor. Uzun süre ısrar edilen “faiz sebep, enflasyon sonuç” politikası ağır bir faturayı başta kamu emekçileri olmak üzere tüm emekçilerin ödemesi isteniyor. Gelir adaletsizliği her geçen gün artıyor. Zengin daha zengin, yoksul daha yoksul hale geldi. Şimdi bu adaletsizliği daha da körükleyecek, yoksulluğu büyütecek bir bütçe hazırlanıyor. Tükeniyoruz, artık yeter. Sorumlusu olmadığımız krizin bedelini ödemeyi reddediyoruz’’ dedi. Haber Merkezi
