Genç yönetmen Ali Tansu Turhan ve ekibi “Diyalog” filmiyle kent kent dolaşmaya devam ediyor. Ankara, Kastamonu ve Sinop’tan sonra Antalya, Eskişehir ve Mersin’de seyircilerle bir araya gelen “Diyalog” ekibi bu hafta da İzmir yolcusu. Ege ve Trakya bölgesinde devam edecek gösterimlerin ve buluşmaların tarihleri ise yükselen Covid vakaları nedeniyle ilerleyen günlerde belli olacak.
Biz de Ali Tansu Turhan’la hem filmin bu turne konseptini hem de genel olarak seyircinin sinemaya bakış açısını konuştuk. Film ekibinin izleyiciyle gösterimlerden önce ve sonra bir araya gelmesi, hatta birlikte mekânlara gidip sohbet etmesi sinemaseverleri şaşırtmış. Turhan, özellikle Mersin ve Eskişehir’de filmin büyük ilgi gördüğünü, hatta ekipli gösterimler sonrası insanların arkadaşlarını alıp tekrar sinemaya gittiklerini söylüyor. “İnsanlar zaten sinemaya gitmiyor” anlayışının geçerli olmadığını bir kez daha gördüklerini söyleyen genç yönetmen, sinemaseverlerin filmin ve ekibin samimiyetine inanırlarsa filme gitmekle kalmayıp, ekipten birisi gibi filme sahip çıktıklarını ifade ediyor.
"SEYİRCİ KÜSMÜŞ"
Sinemaseverler büyük sanat filmi yönetmenlerinin şehirlerine gelmemesinden ve üretilen sanat filmlerin seyirciyi hedeflememesinden dolayı filmlere bir nevi “küsmüş”. Turhan, bu konuda anaakım filmi olan “Aykut Enişte 2”yi örnek veriyor. Bu film ekibinin de kendileriyle birlikte benzer tarihlerde bütün şehirlerde ekip katılımlı gösterim yaptığının ve seyircilerin de bu yüzden tercihlerini herhangi bir sanat filmi yerine o gösterime gitmekten yana kullanmasının anlaşılır olduğunu dile getiriyor. “Aykut Enişte 2” şu anda 800 bin gişeye yaklaşıyor.
90 DAKİKA FİLM, 90 DAKİKA SÖYLEŞİ
Genç yönetmenin “Diyalog” filminin turne izlenimi ve sinema hakkındaki tespitleri özetle şöyle:
- Eskişehir’de Sinema Anadolu’da bir seans gösterimimiz vardı festival kapsamında. 90 dakika film, 90 dakika söyleşi yaptık. Sanat sinemasının durumuna, yapıma, dağıtıma dair ne varsa konuştuk ve oradan sonra öğrenciler bizi bara götürdü. Bizi yalnız bırakmadılar, sohbetimize Eskişehir gecesinde devam ettik.
- Ankara’da altı, Eskişehir’de dört seyirci katılımlı gösterimlerimiz de oldu. İkisinde de seyirci “Sizden özür dilememiz lazım, filmi şehrimize getiriyorsunuz ekibinizle ve biz sizden az sayıdayız” dediler. Biz de sizin değil, sizi düşünmeyen ve küstürmüş yapımcıların, yönetmenlerin ve dağıtımcıların özür dilemesi lazım, dedik.
POLİTİKLİK...
- Ankara’da bir seyirci “pandemiden beri hiç filme gitmiyordum. Ben normalde toplumsal filmleri izlerim, sizin filmde öyle bir şey yoktu ama çok beğendim” dedi. Ben de ona şöyle cevap verdim: “Bizim filmimiz toplumsal politik bir film değil ama filmimizi yapma ve dağıtma halimiz, her şehirdeki seyircimizle tanışma isteğimiz bence epey politik. Hatta politik olduğunu iddia edenlerden daha samimi.”
- Mersin, inanılmaz entelektüel bir şehir. Mersin Üniversitesi’nde 150 kişilik söyleşi yaptık iki saate yakın. AVM’deki gösterimde ise filmden sonra AVM bize terasında bir alanı söyleşi mekânı olarak verdi. 90 seyrciden 90’ı da mekânın değişmesine rağmen söyleşiye geldi. 23.30’da bitti söyleşi, AVM kapandı, AVM’nin kapısının önünde bir 50 kişiyle yarım saat daha konuştuk.
- İnsanlar sinemaya gidiyor, yönetmenler insanlara gitmiyor. İnsanlar, onu hedefleyen ve onu düşünen filmlere karşılığını veriyorlar. Biz Eskişehir’de “Spider-Man” filmiyle birlikte vizyona girdik ama bir hafta boyunca Eskişehirli seyirci bizi görmezden gelmedi. Eskişehir ve Mersin’de 300 öğrenciden 1’ini sinemaya getirebildik.
- İlgi gördüğümüz şehirlerde tekrar vizyona girmek istiyoruz. Bu isteğin basmakalıp alışılmış kurallardan dolayı gerçekleşmemesi bizi üzer.