Ankara’nın en işlek meydanlarından Kızılay’da, Ihlamur Sokak’ın köşesindeki Ankara Sanat Tiyatrosu’nda (AST) şimdilerde “gölgeler” konuşuyor. Bir 6 Aralık günü Asaf Çiyiltepe tarafından kurulan tiyatronun yine bir 6 Aralık günü boşalan sahnesinde, bir döneme damgasını vurmuş nice sanatçının replikleri, binanın önünden geçen Ankaralının kulağına fısıldıyor.
Uğur Mumcu’dan Faruk Erem’e, Yaşar Kemal’den Sabahattin Ali’ye değin pek çok yazarın oyunlarının sahnelendiği o salon, Ankaralının hafızasında artık hep o repliklerle hatırlanacak. Koronavirüs salgını en çok sanat camiasını vurdu. Ancak Türkiye’de sanat camiası bugüne değin salt salgınla mücadele etmedi. Özellikle tiyatro sanatı ne yazık ki günden güne eridi. Özel tiyatrolar perde açabilmek için Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğini beklerken, aralarında AST gibi nice tiyatroya gereken destek yapılmadı.
Tiyatrocular, her zorluğa karşın AST’ı yaşatabilmek, perdelerini sonuna değin açabilmek için çabaladı. Çok değil, 2000’li yılların başında da AST’ın binası boşaltılmak istenmiş, yerine alışveriş merkezi veya otoparkın yapılması planlanmış ancak o zaman da sanatçılar, Ankaralılar ile el ele vererek “Tiyatromuza sahip çıkıyoruz” diyerek bu duruma engel olmuştu. Ancak artan ekonomik koşullar nedeniyle 6 Aralık 1963 yılında, Asaf Çiyiltepe ve arkadaşları tarafından “devrimci ve ilerici bir tiyatro olarak” kurulan AST, yine bir 6 Aralık günü boşaltıldı.
Kimler geldi kimler geçti...
Asaf Çiyiltepe, tiyatroyu kurduktan çok kısa bir süre sonra, 1967 yılındaki doğu turnesine giderken geçirdiği bir trafik kazası sonucu yaşamını yitirdi. Bunun üzerine tiyatronun sanat yönetmenliğini Güner Sümer, Sümer’den sonra da Rutkay Aziz üstlendi. Rutkay Aziz, pek çok oyunun yönetmenliğine imza atarken, sahnede de Ankaralı ile buluştu.
O dönemlerde, çağdaş dünya klasiklerinden pek çok oyun sahnelendi AST’ta. Özellikle “Brecht-Gorki Tiyatrosu” kimliği kazandı. Genco Erkal, Ergin Orbey, Çetin Öner, Rutkay Aziz ve Yılmaz Onay gibi sanatçı ve yönetmenlerin yanında, Osman Şengezer ve Yücel Tanyeri gibi sahne tasarımcıları gibi Timur Selçuk gibi bestecilerin yolu da o sahneden geçti. 1971-1972 sezonunda Bertolt Brecht’in yazdığı, Yılmaz Onay’ın yönettiği “Hitler Rejiminin Korku ve Sefaleti” adlı oyunla, sıkıyönetim tarafından gözaltına alındı oyuncular. 1974-1975 sezonunda da AST Türk tiyatro tarihine deyim yerindeyse damga vurdu.
AST’ın oyuncuları, Maksim Gorki’nin aynı isimli romanından Bertolt Brecht’in oyunlaştırdığı “Ana” adlı oyunu Rutkay Aziz rejisi ile sahneye taşıdı. Ve bu oyunda dillendirilen “1 Mayıs Marşı”, seyircilerin oyundan çıkarken hep bir ağızdan söylemesiyle Türkiye’ye mal oldu. Bu marş bugün hâlâ her 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı’nda hep bir ağızdan söyleniyor. Ancak ne yazık ki tam 58 yıldır Uğur Mumcu’dan Faruk Erem’e, Yaşar Kemal’den Sabahattin Ali’ye değin pek çok yazarın oyunlarının sahnelendiği o salon, Ankaralının hafızasında artık hep o repliklerle, oyun müzikleriyle hatırlanacak bundan sonra.
‘AST yaşasın’
AST ile yolu kesişenlerden biri de tiyatro sanatçısı Genco Erkal. 1965 yılında Türkiye’nin ilk tek kişilik oyunu olan “Bir Delinin Hatıra Defteri” adlı oyunu ilk kez AST’ta oynadı Erkal. Erkal, o dönemi ve sahnenin kapatılmasını şu sözlerle değerlendiriyor: “AST salonu elden gitti dedikleri an yüreğim sıkıştı. Tiyatromuzun yakın tarihinin yüz akı, bunca önemli oyuncu, yazar, besteci ve yönetmene ev sahipliği yapmış bir salon bu kadar kolay gözden çıkarılabilir mi? 60 yıllık sanat hayatımın en verimli üç yılını orada yaşadım. 1965 yılında ülkemizin ilk tek kişilik oyunu olan Bir Delinin Hatıra Defteri’ni o salonda oynadım. Ardından ilk Brecht yorumum olan, Asaf Çiyiltepe’nin yönettiği Arturo Ui’nin Önlenebilir Yükselişi geldi.
O dönem AST’ın çok güçlü bir kadrosu vardı. Başrolünü Erkan Yücel’in oynadığı ‘Pazar Gezintisi’ni o kadroyla sahneledim. Son oyunum ise Orhan Duru’nun uyarladığı ‘Durdurun Dünyayı İnecek Var’dır. Ankara’nın sanat yaşamında o yıllar AST bir güneş gibi doğmuştur. Her oyunu olay olur, haftalık biletler çıktığında bir iki saat içinde tükenirdi. İstanbul’a turneye gittiğimizde, bir aylık biletlerin satışa çıkacağı gün 200 metrelik kuyruk oluştuğunu bilirim. Biletler maç bileti gibi karaborsaya düşerdi. Bu tiyatro salonu, restore edilerek mutlaka yaşatılmalıdır. Önümüzde çok güzel bir örnek var. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu aynı tehlikeyi yaşayan Kenter Tiyatrosu’na nasıl sahip çıkıp salonu kurtardıysa şimdi aynı görev Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne düşüyor. Zaten tiyatro binaları konusunda birçok yıkım sonucu aşırı derecede fakirleşmiş bulunuyoruz, bir de bu değerli yapıyı kaybetmeyelim. AST yaşasın.”
‘Yüzyıllarca ışık tutsun’
AST’ta tam 25 yıl görev alan tiyatro sanatçısı Altan Erkekli de şunları söyledi: “1975 girişli birinci sınıf öğrencisiyken, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü’nde, Sevgili Rutkay Aziz’in beni izleyip, Maksim Gorki’nin “Ana” adlı oyununda, “Pavel” rolüyle sahneye çıkardığı, o devlerle beraber AST’ta başlayan serüvenim, 25 yıl sahne üstü ve gerisindeki görevlerle devam etti. Beni var eden yerdir AST. Geniş kitlelerle buluşturup, ödüller almamı sağlayan yer... Emeği geçen herkese sonsuz teşekkür ediyorum. AST, Ankara’nın simgesidir. Türk tiyatrosunun simgesidir. Sahnesini elbette açık havada, çadır tiyatrosunda da sürdürür ama o bina Ankaralının kalbinde, tiyatroya gönül vermiş insanların yüreğinde yaşamalıdır. Bakanlık, yerel yönetimler, Ankara’nın önde gelen ticari kuruluşları, ortak akılla bir çözüm bularak o sahneyi yeniden Ankara’ya armağan etmelidir. Bu simgenin yüzyıllarca ışık tutmasını istiyorum.”
‘Görüşmeler devam ediyor’
AST’ın salonunu kapatmasına belediyeler de sessiz kalmadı. Ankara Büyükşehir Belediyesi, bir yandan AST’ın yeniden salonuna kavuşması için yetkililer ve binanın sahibiyle görüşmelerini sürdürürken, diğer yandan salgın nedeniyle zor günler yaşayan diğer tiyatrolara da yardımcı olmaya çalışıyor. Belediye, bu kapsamda 37 tiyatronun oyunlarını da satın aldı. Oyunlar ABB TV’de sanatseverlerin beğenisine sunulacak.
‘Desteğe hazırız’
Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen de AST için her türlü desteği vermeye hazır olduklarını ifade etti. Taşdelen, “AST, hepimizin yetişmesinde etkisi olan bir kültür ve sanat mirası; bir aydınlanma köprüsüdür. Belediye olarak bizden talep edilen desteği vermeye hazırız. Benim ilk tiyatro izlediğim yerdir. Aziz Nesin’lerin, Uğur Mumcu’ların hiçbir yerde oynanmayan oyunlarının sahne aldığı yerdir. Orada sorun mal sahibi ile ilgili. Şu an Bilkent Sahne’ye taşındılar. Ancak biz AST’ın Ihlamur Sokak’ta perde açmaya devam etmesini istiyoruz” ifadelerini kullandı. Mersin Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan da “Biz AST’ı oyunlarını nisan-mayıs ayı gibi açmayı planladığımız kültür merkezimizde oynamaları için davet ediyoruz. Destek vermekten onur duyarız” dedi.