Sınavlar bitti, tercihler yapıldı ve üniversite hayali kuran pek çok öğrenci hayaline kavuştu. Hayaline kavuşan öğrencileri kayıt heyecanı sararken, üniversiteyi kazanamayan pek çok adayda karamsar bir hava hakim.
Zirve Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fatih Töremen, yeni dönemde üniversite sınavlarına tekrar hazırlanacak adayların karamsar olmaması gerektiğini belirtirken, ailelere de öğrencilere baskı yapılmaması konusunda uyarılarda bulundu.
Aileler çocuklarına ders
konusunda baskı yapmamalı
Yeniden sınava hazırlanacak adaylar ile aileler arasında sevgi ekseninde kuvvetli bir etkileşim olması gerektiğine değinen Töremen, “İlk olarak aileler çocuğa kaygılı olduklarını hissettirmemelidirler. Çünkü kaygı zamanla çocuğa yansıyabilir. Bu da bireyi olumsuz etkileyebilir. Ayrıca çocuğa kesinlikle ders çalış denilmemelidir. Çünkü öğrencinin dışarıdan uyarılmalar ile dersin başına oturması çocuğu ancak bir yere kadar götürür. Önemli olan içsel motivasyondur. Bu arada negatif motivasyondan da uzak durmalıyız. Yoksa öğrenciyi olumsuz etkileyebilir. Öte yandan çocuğumuzdan beklentilerimizde gerçekçi olmalıyız. Sınava hazırlanan bir adaya aile ayrıca imkanları doğrultusunda çocuklarına ders çalışma ortamı hazırlamalı ve psikolojik anlamda destek vererek onları motive etmeli.” diyerek ailelere uyarılarda bulundu.
Aileler Çocuklarına
Koşulsuz Destek Olmalı
Ailelerin özellikle sınav dönemlerinde ve sonrasında çocuklarına koşulsuz destek vermesi gerektiğini belirten Töremen, “Öncelikle aileler başarı koşulu olmaksızın çocuklarına destek olacaklarını hissettirebilmeli, onları koşulsuz bir şekilde kabul edebilmelidir. Bu bağlamda stresli bir yılın sonunda aile çocuğuyla beraber ortam değişikliği için kısa süreliğine tatile çıkmalıdır.” dedi.
Töremen, tatil döneminde ailelerin çocuklarını psikolojik olarak rahatlatmak için gayret göstermesi gerektiğini açıklarken, “Aileler tatil süresince çocuğun yanında sık sık sınav mevzusunu açmamalıdır. Aile, çocuğa sınavın ölüm kalım meselesi gibi algılamadığını hissettirmeli ve çocuklarının gelecekleri ile ilgili umutsuzluğa kapılmasını, psikolojik sorunlar yaşamasını engellemelidir.” diye konuştu.
Yanlış Tercih Yapan
Adaylara Destek Olunmalı
Yanlış tercih kurbanı pek çok adayın olduğunun altını çizen Töremen, “Bilinçsizce yapılan bir tercih elbette bireyin geleceğini ateşe atmak demektir. Onun için olumsuzluklarla karşılaşmamak için tercih sürecinde olabildiğince temkinli davranmakta yarar var. Yanlış tercih sonrası ileriye dönük doğru adımların ne olabileceğinin konuşulması gerekiyor. Sorun odaklı yaklaşım yerine, çözüm odaklı yaklaşım benimsenmelidir. Bu süreç içerisinde, bireye hayatının alt üst olduğunu düşünmek yerine, hayatın bir süreç olduğunu ve bu süreç içerisinde karşısına belki de daha iyi fırsat ve imkanların çıkabileceğini söylemeliyiz. Ayrıca hiç birşey için geç olmadığı mesajı öğrenciye verilmelidir.” derken aileleri de özellikle uyardı.
Aileler, Kendi Çocukları İle Başkaları
Arasında Kıyas Yapmaktan Uzak Durmalı
Ailelerin kendi çocukları ile başka çocuklar arasında kıyas yapmasına günümüzde çok sık rastlandığını açıklayan Töremen, “Aileler çocuklarının başarısını yada başarısızlığını kesinlikle başkalarıyla karşılaştırmamalıdır. Unutmamalıdır ki, her birey doğuştan farklı ilgi ve yeteneklere sahiptir. Sadece bir sınav sonucundan hareketle, çocuk hakkında tam teşekküllü bir bilgi edinmek mümkün değil. Çocuğumuzun diğer akranlarıyla kıyaslamak yerine, kendi kendisini değerlendirmeliyiz, aksi takdirde çocuğumuz bu durum karşısında depresyona girebilir. Karşılaştırıldığı arkadaşlarına karşı öfke duyabilir veya kin besleyebilir. Bu da onun arkadaşlık ilişkilerini zedeleyebilir. Ayrıca kendisine fiziksel anlamda zarar da verebilir. Onun için bu tür karşılaştırmalardan uzak durup, çocuğumuzun ilgi ve yeteneklerine göre ne kadar başarılı olup olmadığına bakmalıyız ve ona göre değerlendirmeliyiz.” dedi.
Başarısız Olan Birey
Başarısızlığın Analizini Yapmalı
Bir insanı kendisinden başka kimsenin daha iyi tanıyamayacağını altını çizen Töremen, öğrencilerin başarısızlığın ardından gerek kendilerince gerek de aileleriyle beraber başarısızlığın nedenleriyle alakalı iyi bir analiz yapması gerektiğini özellikle açıkladı.
Töremen, “Adaylar ve aileler bu nedenleri tespit ettikten sonra aynı hataları yapmamak adına gelecek yıla daha motive bir şekilde hazırlanmalı, yaz dönemi derse uzun bir ara verilmesinden dolayı tekrar hazırlanmada adaptasyon sıkıntısı çekmemek için, tatil içerisinde ara sıra kitap okumalıdır. Ayırca sene içerisinde iyi bir program eşiliğinde hazırlıklar sürdürülmelidir” diyerek sözlerine son verdi. Adem Kesenek
Zirve Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fatih Töremen, yeni dönemde üniversite sınavlarına tekrar hazırlanacak adayların karamsar olmaması gerektiğini belirtirken, ailelere de öğrencilere baskı yapılmaması konusunda uyarılarda bulundu.
Aileler çocuklarına ders
konusunda baskı yapmamalı
Yeniden sınava hazırlanacak adaylar ile aileler arasında sevgi ekseninde kuvvetli bir etkileşim olması gerektiğine değinen Töremen, “İlk olarak aileler çocuğa kaygılı olduklarını hissettirmemelidirler. Çünkü kaygı zamanla çocuğa yansıyabilir. Bu da bireyi olumsuz etkileyebilir. Ayrıca çocuğa kesinlikle ders çalış denilmemelidir. Çünkü öğrencinin dışarıdan uyarılmalar ile dersin başına oturması çocuğu ancak bir yere kadar götürür. Önemli olan içsel motivasyondur. Bu arada negatif motivasyondan da uzak durmalıyız. Yoksa öğrenciyi olumsuz etkileyebilir. Öte yandan çocuğumuzdan beklentilerimizde gerçekçi olmalıyız. Sınava hazırlanan bir adaya aile ayrıca imkanları doğrultusunda çocuklarına ders çalışma ortamı hazırlamalı ve psikolojik anlamda destek vererek onları motive etmeli.” diyerek ailelere uyarılarda bulundu.
Aileler Çocuklarına
Koşulsuz Destek Olmalı
Ailelerin özellikle sınav dönemlerinde ve sonrasında çocuklarına koşulsuz destek vermesi gerektiğini belirten Töremen, “Öncelikle aileler başarı koşulu olmaksızın çocuklarına destek olacaklarını hissettirebilmeli, onları koşulsuz bir şekilde kabul edebilmelidir. Bu bağlamda stresli bir yılın sonunda aile çocuğuyla beraber ortam değişikliği için kısa süreliğine tatile çıkmalıdır.” dedi.
Töremen, tatil döneminde ailelerin çocuklarını psikolojik olarak rahatlatmak için gayret göstermesi gerektiğini açıklarken, “Aileler tatil süresince çocuğun yanında sık sık sınav mevzusunu açmamalıdır. Aile, çocuğa sınavın ölüm kalım meselesi gibi algılamadığını hissettirmeli ve çocuklarının gelecekleri ile ilgili umutsuzluğa kapılmasını, psikolojik sorunlar yaşamasını engellemelidir.” diye konuştu.
Yanlış Tercih Yapan
Adaylara Destek Olunmalı
Yanlış tercih kurbanı pek çok adayın olduğunun altını çizen Töremen, “Bilinçsizce yapılan bir tercih elbette bireyin geleceğini ateşe atmak demektir. Onun için olumsuzluklarla karşılaşmamak için tercih sürecinde olabildiğince temkinli davranmakta yarar var. Yanlış tercih sonrası ileriye dönük doğru adımların ne olabileceğinin konuşulması gerekiyor. Sorun odaklı yaklaşım yerine, çözüm odaklı yaklaşım benimsenmelidir. Bu süreç içerisinde, bireye hayatının alt üst olduğunu düşünmek yerine, hayatın bir süreç olduğunu ve bu süreç içerisinde karşısına belki de daha iyi fırsat ve imkanların çıkabileceğini söylemeliyiz. Ayrıca hiç birşey için geç olmadığı mesajı öğrenciye verilmelidir.” derken aileleri de özellikle uyardı.
Aileler, Kendi Çocukları İle Başkaları
Arasında Kıyas Yapmaktan Uzak Durmalı
Ailelerin kendi çocukları ile başka çocuklar arasında kıyas yapmasına günümüzde çok sık rastlandığını açıklayan Töremen, “Aileler çocuklarının başarısını yada başarısızlığını kesinlikle başkalarıyla karşılaştırmamalıdır. Unutmamalıdır ki, her birey doğuştan farklı ilgi ve yeteneklere sahiptir. Sadece bir sınav sonucundan hareketle, çocuk hakkında tam teşekküllü bir bilgi edinmek mümkün değil. Çocuğumuzun diğer akranlarıyla kıyaslamak yerine, kendi kendisini değerlendirmeliyiz, aksi takdirde çocuğumuz bu durum karşısında depresyona girebilir. Karşılaştırıldığı arkadaşlarına karşı öfke duyabilir veya kin besleyebilir. Bu da onun arkadaşlık ilişkilerini zedeleyebilir. Ayrıca kendisine fiziksel anlamda zarar da verebilir. Onun için bu tür karşılaştırmalardan uzak durup, çocuğumuzun ilgi ve yeteneklerine göre ne kadar başarılı olup olmadığına bakmalıyız ve ona göre değerlendirmeliyiz.” dedi.
Başarısız Olan Birey
Başarısızlığın Analizini Yapmalı
Bir insanı kendisinden başka kimsenin daha iyi tanıyamayacağını altını çizen Töremen, öğrencilerin başarısızlığın ardından gerek kendilerince gerek de aileleriyle beraber başarısızlığın nedenleriyle alakalı iyi bir analiz yapması gerektiğini özellikle açıkladı.
Töremen, “Adaylar ve aileler bu nedenleri tespit ettikten sonra aynı hataları yapmamak adına gelecek yıla daha motive bir şekilde hazırlanmalı, yaz dönemi derse uzun bir ara verilmesinden dolayı tekrar hazırlanmada adaptasyon sıkıntısı çekmemek için, tatil içerisinde ara sıra kitap okumalıdır. Ayırca sene içerisinde iyi bir program eşiliğinde hazırlıklar sürdürülmelidir” diyerek sözlerine son verdi. Adem Kesenek