Konu nasıl oldu da Deniz Baykal’a geldi?
Çok hoş haberler veren Zaytung adlı siteden Deniz Baykal haberi vesilesi ile haberdar oldum.
Haberin başlığı şöyle: “Türkiye, 13 Yıl ve Onca Seçimin Ardından Konunun Nasıl Olup da Tekrar Deniz Baykal'a Geldiğini Anlamaya Çalışıyor”
Cumhurbaşkanı-Baykal görüşmesi haberini ilk gördüğümde yaşadığım kısa süreli duygunun özeti gibi bir başlık.
Konumları, birbirlerine karşı pozisyonları, birbirleri hakkında söyledikleri nedeniyle biraraya gelmelerine imkansız gözüyle bakılan insanları, gün gelip tokalaşırken, öpüşürken, sarmaş dolaş görme durumu karşısında yaşadığımız bu kaçıncı şaşkınlık halidir bilinmez ama, bu kişilik sorunu taşıyan tavrın Türkiye’deki adı, “Siyasetin gereğidir.”
***
Komik haber şöyle başlıyor: “7 Haziran seçimlerinin ardından yıllar sonra ilk kez AK Parti'nin tek başına iktidarı dışındaki seçenekleri konuşmaya başlayan Türkiye, bugün de Deniz Baykal - Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmesinin şokuyla sarsıldı. En son 2002 yılında Tayyip Erdoğan'ın Başbakan olması esnasında siyaset gündemini meşgul eden Deniz Baykal'ın aradan geçen 13 sene ve onca seçimden sonra tekrar gündeme oturması şaşkınlık yaratırken, konunun nasıl bu noktaya geldiği ise şimdilik gizemini koruyor.”
Haberin devamı da güzel, okumanızı öneririm:
“Henüz son 3 gündür AK Parti tarafından yönetilmiyor olmanın şaşkınlığını üzerinden atamayan Türkiye'de, bugünkü Deniz Baykal - Tayyip Erdoğan görüşmesiyle birlikte kafalar iyice karışmış durumda. An itibariyle Antalya'da hortumla bahçe suluyor olması gereken eski CHP liderinin nasıl ve neden tekrar devletin zirvesinde görüldüğü henüz anlaşılamazken, şu an için net olan tek konu, Türk siyasetinde meselenin dönüp dolaşıp her seferinde Deniz Baykal'a bağlanıyor olduğu.”
“Öğle saatlerinde gerçekleşen sürpriz görüşmeyle ilgili olarak henüz mantıklı bir açıklama ortaya konamazken, Cumhurbaşkanlığı'na yakın bir kaynaktan yapılan açıklamada ise ‘Valla biz de anlamadık. Sabahtan 'Bana Baykal'ı bağlayın' deyince görevli arkadaşlar gayri ihtiyari Derya Baykal'ı bağladılar. Dedik heralde içi sıkıldı bu ara sarayın dekorasyonuyla oyalanacak, o konuda bir şeyler danışmak istiyor. Yok, gerçekten bildiğimiz Deniz Baykalmış. Şaşkınız...’ ifadelerine yer verildi.”
***
Bizdeki siyasetin kalitesi dikkate alındığında fazla şaşırmaya gerek yok belki de.
Meclisin en yaşlısı, gençliğinde siyaset yaparken Türkiye’nin hiçbir sorununa çözüm bulup iktidar olamamış bir siyasetçi, bugün bir anlamda tıkanan siyasetin anahtarı haline gelebiliyor.
Aslında Zaytung, ironi ve mizah itibarı ile vatandaştan bir adım geride bile sayılabilir.
Zira görüşmenin hemen ardından vatandaşın tahmini, Erdoğan’ın, Deniz Baykal’a, “Git şu Kılıçdaroğlu’nu koalisyona ikna et, yoksa senin kasetin ikinci bölümü vizyona girer” dediği şeklindeydi.
***
İşin şakası bir yana, AKP ile koalisyona en yakın ve de yatkın parti CHP. Seçim öncesinde HDP, AKP ile koalisyon kurar endişesi ile gidip yeniden CHP’ye oy veren seçmeni hayal kırıklığına uğratacak bir durum ama, mevcut ortama en yakın çözüm bu gibi.
CHP, seçim öncesinde söylediklerinin hepsini sineye çekip,iktidar ortağı olmak için bu koalisyona girecek.
Açıklaması da, “Değerlerimizi koruyarak parti içinde ortak akılla değerlendirmeler yapacağız. Amacımız, ülkemizi bulunduğu sıkıntılı durumdan bir an evvel çıkarmaktır” olacak.
Deniz Baykal, ikna etmiş bile…