Hafiyenin kaygısı...

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Paydaşların bazıları üzüntü ile söylüyorum arada bir yalan söylemekten kaçınmıyor. Bu yalanlar beyaz, masum, zararsız olabileceği gibi ham petrol gibi vıcık vıcık ve simsiyah ta olabiliyor! Yalanı ispatlamak görevi yalanı yakalamaya uğraşanın görevi. Acaba yalan nasıl yakalanıyor? Yakalama usulleri zaman zaman işini yalancı hafiyeliğine döken, karşının açığını yakalamaya gayretine başka bir işi yokmuş gibi davranan müfettişlerin ilgisini çekse gerek. 

Yalan söyleyen nasıl anlaşılır? Kimisi insan sarrafıdır, şıp şak anlar. Birçoğu masum zorlanabilir. Bir şeyin yalan olup olmadığını anlamanın en kesin yolu dediklerinin çıkıp çıkmadığına bakmaktır, ama bu iş işten geçtikten sonra olur. Asıl olan yalanı işlenirken anında yakalamak yoluyla korunmayı öğrenmek olmalıdır. Yalancının mumunu nasılsa yatsıya kadar yanacaktır, lakin yatsıyı beklemeden mumu söndürmenin bazı yolları olduğu söyleniyor[i] -

Yalan söyleyen bazen sözel ipuçlarıyla yakalanır - 

Cevabını geciktirir. Yalancı sorulan soru ile verilen cevap arasına dikkat çekecek bir fasıla sokar. Yalancı doğru söyleyene oranla daha uzunca bir süre bekler ve cevabında tereddüt hâkimdir....  Dilsel mesafe koyar. Yalancı, birinci tekil şahıs, Ben yerine kimileri gibi muğlâk bir şahıs kipi kullanılır... Yavaş, inişli çıkışlı bir konuşma tarzı benimser.  Yalancı yalanları arasında düşünmeye çalışır. Bu nedenle hassas bir konuyu dikkati üzerine çekmeden hafifçe geçiştirmek için o konuyla ilgili sözlerini hızla sarf eder... Boşlukları doldurmaya aşırı heveslidir. Sessizliği karşı tarafın onun söylediklerine inanılmadığına işaret ettiğini düşünerek gereksiz olsa dahi yalancı konuşmasını sürdürür... Ses perdesi oynar. Yalancı verdiği cevabın sonunda ses perdesini azalacağı yerde sanki soru soruyormuş gibi arttırır.... Öte yandan yalanın bir kısmı da sözel olmayan ipuçları yardımıyla anlaşılıyor... Bolca kıvranır. Oturduğu yerde sürekli hareket eden birisinin orada olmamayı yeğlediği kabul edilebilir.... Aşırı göz teması yapar. Yalancılar göz temasından kaçınmak yerine göz temasının hakkını aşırı ölçüde verir... Belli belirsiz ifadeler yüzüne vurur. Tespiti zor olmakla beraber yüzünde şaşırma, incinme veya öfke seğirtileri, aniden acı duyuyormuş gibi ifadeleri yalancıları ele verir... Rahatlığını gösteren el kol hareketleri yapar. Çoğu kez burnuna ağzına dokunma şeklinde olur... Kekeler ve telaffuzu bozulur. Sözcükleri tam söyleyemez... Seselim azalır. Yalancının sesi durgun ve tekdüze olur...

Bu ipuçlarından bir şey çıkmıyorsa, mahkemelerde delil olarak kabul edilmese de, yalan söylediği sanılan kişiyi kendi rızası ile yalan makinesine bağlayıp ne kadar yalancı olduğunu ortaya çıkarmak da denebilir.  

Hafiyenin kaygısı...