Işık karanlıktan doğar
“Önce insan olarak doğdum, sonra Türk oldum, sonra Müslüman, en son ölmeden önce yeniden insan olmak için çabalıyorum.” (Benim ideolojimdir bu söz!)
Bir “taraftan”, bir köşeden, bilmeden, okumadan, hiçbir hakikate temas etmeden, hiçbir şey için bir emek vermeden, kendisinden olmayan bir canlının acısını paylaşmayanlar için kolaydır, itham etmek...
Sürüde olanlar, yani bir taraf olup, topluluk içinde kendini güvende hissedenler, kendileri gibi olmayanlardan rahatsız olurlar.
Sürüleri en rahatsız eden şey, kendileri gibi olmayanın hakikati yüzlerine vurmasıdır.
Yukarıdaki tablo Fransisco Goya’ya ait. Tablonun adı, “3 Mayıs 1808’de Principe Pio Dağında Kurşuna Dizilenler”. En öndeki İsa.. Avucunda çivi izi var (stigma). Kan sızıyor avucundan. Fransız askerlerine karşı, İspanyol köylülerinin yanında.
Mazlumun yanında, zulüm görenin yanında..
Ne mutlu mazlumun yanında olanlara..
Ne mutlu insanım diyebilene..
Goya’nın sevdiğim bir sözü vardır:
“lux ex tenebris” der büyük usta.. “Işık karanlıktan doğar”.
Bir gün o kokmuş karanlığımızdan yeniden insan olarak uyanmak umuduyla..
**********
Gaziantep çok güzel bir sinema şenliğine ev sahipliği yaptı geçen haftalarda, Zeugma Film Festivali..
kesinlikle kaçırılmaması gereken harika bir etkinlikti.. Festivalde emeği geçen, Gaziantep’e böylesine güzel değer katan herkese teşekkürü bir borç bilirim..