Her türlü baskı altındayız
Çöl tozu her yeri çamura beledi… Nefes alınmaz hale geldi…
Aslında yeni enzimler geldiği için verimliymiş. Ancak akciğer hastalıklarında artış yaratıyormuş.
Yani ekolojik olarak bir baskı altındayız.
Siyasetin gidişatını beğenmiyoruz. Ne iktidarı ne de muhalefeti.. Ülkenin geleceği ne olacak kaygısı taşıyoruz hep birlikte.. Tutunacak dal bulmakta zorlanıyoruz.. Yani siyasi olarak baskı altındayız.
Her gün yeni zamlar geliyor, TÜİK bile yüzde 75 enflasyon açıkladı. Çarşı-pazara gidecek halimiz kalmadı. Çoluk çocuğumuzu beslemek lüks oldu. Üstümüze başımıza bir şey almayı bıraktık. Eskilerle idare edeceğiz, yeter ki çocukların boğazından daha faza kesmeyelim derdindeyiz.
Elektrik düğmelerinde elimiz. Faturalar kabarmasın diye…
Pazar ayrı, market ayrı kazık dünyası…
Ne alacağız, en ucuzu nerede, nasıl yetiştireceğiz, ay sonunu nasıl getireceğiz çilesi gün geçtikçe artıyor.
Büyük bir ekonomik baskı altındayız.
Komşuluk, akrabalık, arkadaşlık ilişkileri çok sunileşip, basitleşti.
Samimiyet ve hoşgörü kalmadı.
Hani sorunları paylaşalım da rahatlayalım lüksü yok artık. Kimse kimseye çilesini anlatamaz halde.
Sosyal bir baskı altındayız.
İçimize kapana kapana, sorunların altında ezile ezile, ucu ucuna yetiştireceğiz diye çırpına çırpına psikolojik olarak çöktük, baskı altındayız.
Tanrı aşkına, bu kadar baskı altında biz nasıl yaşayacağız?