Recep Tayyip Erdoğan’ın bağırıp, çağırma kongresi

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

AKP büyük kongresinden önce, Başbakan’ın kongrede çok önemli şeyler açıklayacağı veya söyleyeceği şeklindeki beklentileri okuduğumda biraz garipsedim.

 Ne yapacak yani, mendilden kuş mu çıkaracak” dedim kendi kendime.

Nitekim öyle de oldu.

Şimdi tanrı aşkına!

Ülkenin içeride ve dışarıda giderek büyüyen bu kadar sorunu varken, iktidar partisinin kongresinin, şiirler, helallikler, gözyaşları sarmalından çıkamaması biraz garip değil mi?

Bu kongreden toplum ne mesaj aldı, ne anladı?

                                                                ***

2002’de benzin 1.64 TL. imiş şimdi 4.72 TL.

2002’de mazot 1.25 TL. imiş, şimdi 4.36 TL.

12 kilogramlık tüp 17 TL. imiş, şimdi 72 TL.

Vatandaşın ödediği tüm faturaların neredeyse yarısı vergi.

Alım gücü giderek düşüyor.

Eğitimde kalite diye birşey kalmadı, eğitim çarkının içinden geçen gençler dünyadan bihaber, tamtakır.

Yeni sistemle bunların bir de güzelce dinle imanla beyni yıkanacak, alın size Türkiye’nin geleceği…

                                                               ***

Başbakan Erdoğan’ın agresif hali, sürekli karşısındakileri uşak kendisini efendi gören bağırıp, çağırma, azarlama halleri, beni gereğinden fazla geriyor.

Sevmiyorum, bir Başbakan’ın bu kadar saldırgan olmasını.

Dikkat ediyorum, ondaki bu saldırganlık hali, son yıllarda toplumsal bir davranış haline geldi. Herkes birbirine bağırıp, çağırmaya başladı.

En küçük olayda karşımızdakine saldırıyoruz.

Başbakan’ın hali, topluma sirayet etti adeta.

                                                               ***

Konuşmanın şiirli, salyalı-sümüklü kısmını izlemedim.

Zaten bu tavır başlı başına bir az gelişmişlik ve sömürü kültürü.

Sen karşının duygularını istismar için mi oradasın, yoksa siyasi bir kongre mi yapıyorsun?

Neymiş efendim, son kez genel başkan adayı oluyormuş.

Ee ne yapalım?

Dünyanın ne başı sendin, ne de sonu sen olacaksın.

Zaten, genel başkan olmamanla senden kurtulacak mı memleket?

Karşındaki toplumu güzelliğe, gülmeye, sevince yönlendirip, motive edecek şeyler söyle ve yap. Duygu sömürüsünün, insanları ağlatmanın kime ne faydası var?

Sonra bunlar bir siyasi parti kongresine, siyasetçiye, devlet adamına yakışacak şeyler mi?

                                                               ***

Başbakan Erdoğan, dünkü konuşmasının önemli bir bölümünü Filistin ile İsrail’e, Suriye’ye ayırıp, kendince meydan okuyup, şartlar koştu. Somali’ye yardım götürülmesini eleştirenlere çattı.

Bırakın Türkiye’yi , artık Ortadoğu da değil, dünya lideri olarak gördüğü için tamamen muhtarlığa soyunmuş durumda.

Somali’deki açların hali, memleketteki açların halinden daha çok ilgilendiriyor onu. Tıpkı Suriye’deki demokrasi ve insan haklarının Türkiye’dekinden daha fazla etkilediği gibi.

Dünyanın neresinde ne olursa hesap istiyor, sanki kendisinin hesap sormasını takan varmış gibi..

Ama kendisi Uludere ile Afyonkarahisar’ın hesabını veremiyor.

                                                               ***

Güya demokratik kongre salonuna muhalif basın alınmamış, muhalefet temsilcileri gelmemiş. Ancak Mısır Cumhurbaşkanı Mursi, Irak Meclis Başkanı Usame Nuceyfi, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Almazbek Atambayev, KKTC Başbakanı İrsen Küçük, Hamas lideri Halid Meşal, Tunus Nahda Hareketi Lideri Raşid el Gannuşi ve Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi Başkanı Barzani var.

                                                               ***

Başbakan Erdoğan, bağırarak, çağırarak, başka ülkelerdeki olayları Türkiye’nin gündemine oturtarak, aklınca komuoyunu uyutup, oyalıyor.

Tanrı aşkına dünkü AKP kongresinden aklınızda ne kaldı?

Benim kulağımda halen Erdoğan’ın sesi çınlıyor.

Ve ben halkına bağırıp çağıran siyasetçiyi sevmiyorum.

 

 

 

Recep Tayyip Erdoğan’ın bağırıp, çağırma kongresi