Ekonomimizde karadelikler var

Ekonomide karadelikler olduğunu, bunları bir çekim merkezi olarak algılayıp, doğru yönlendirerek dezavantajdan avantaja çevirmek gerektiğini belirten Çevre Bakanı Kürşat Tüzmen, dünyanın değerlerinin değiştiğine dikkat çekerken, “Son yıllarda Almanya dünyada ikinci bir kutup olma yönünde hızla ilerliyor. Almanya’nın İsviçre’de, Polonya’da, Avusturya’da, Macaristan’da Hatta Rusya’da çok önemli yatırımları var. Bu da gösteriyor ki tek kutuplu dünyada Avrupa Birliği içinde ikinci bir kutup beliriyor. Euro şimdi doların önüne geçti. İhalelerde hep Almanya karşımıza çıkıyor. İthalatımızın %53’ünü, ihracatımızın %64’ünü Avrupa Birliği ülkelerine yapıyoruz. Bütün dünya ülkeleri ile olan ilişkimizi üst seviyeye getirerek, stratejik gelişmeleri iyi okumalıyız. İran ile ihracatımız 1 milyar dolardı, 12 milyar $’a ulaştı. 12. sıradaydık, ilk üçe girdik diye konuştu.

40 milyar dolarlık ihracat hedefleniyor

Bakan sayısını 38’den 23’e indirdiklerini, ilaçta KDV oranının indirilmesi için taslak hazırladıklarını hatırlatan Tüzmen, “İhracat geçen yılın aynı dönemine göre %34.6 oranında arttı. Yine önceki yıllara oranla komşu ülkelerle olan toplam ihracat miktarı %47 civarında seyrediyor. Bu ülke bu yıl 40 milyar $ ihracat hacmi gerçekleştirecek. Biz bunun mücadelesini veriyoruz. Uçağın burnu havaya doğru kalktı. Başkanların yaptığı gibi hikaye anlatmıyor, gerçekleri ifade ediyoruz” dedi.

Orta Doğu‘da ABD’nin işi de zor olacak

Panelin sonunda Irak‘taki yapılanma ile ilgili yeniden söz alan Tüzmen, komşu ülkelerle dil, din, coğrafya, tarih ve kültür gibi beş değişik alanda ortak paydamız olduğunu ve paydaların çok iyi kullanılması gerektiğini belirterek, Irak’ta yeni şekillenen somut bir şey yok. Somut olan tek şey iki kolu kopuk ve doktor olmak isteyen Iraklı çocuk. Ameliyat çok ciddi, uzman hekimler yapılmalı. Yıllardır adeta kaosun yaşam biçimi haline geldi Orta Doğu‘da ABD’nin işi de zor olacak” dedi. Tüzmen, “Birleşmiş Milletler tarafından petrol karşılığı ticaret anlaşmasının 3 Haziran’a kadar uzatıldığını da hatırlatarak, biz o çok tartışılan geziyi yapmasaydık, hiç ihale ağlamazdık. Rusya, Almanya, Fransa, Çin gibi birçok ülke Irak’a mal pazarlamak için yarışıyor” dedi.

Gaziantep orkestra, Celal Doğan şef

Oturum Başkanı Ünal Tanık, sözü Celal Doğan’a verirken, “Gaziantep orkestra, Celal Doğan da şef gibi görünüyor. Bu nasıl oluştu?” diye takdimde bulundu. Doğan, ekonomideki karadeliklerle ilgili söze başlayarak, “Türkiye’deki kara Karadelikler saymakla bitmez, saatler alır. Eğitim, sağlık, nüfus, işsizlik, Kıbrıs gibi. Bunları çoğaltmak mümkün. Türkiye on değil, 50-60 yılını kaybetti. 50 yıldır hiçbir sorun ülkelerin olacak şekilde çözülmemiş. 20 yıldır herkesin diline pelesenk olan, bizim defalarca dile getirdiğimiz yerel yönetimler reformu konuşulmaya başlandı, hemen baz gazetelerin manşetlerinde Ankara devreden çıkıyor mu? Türkiye bölünüyor mu? Belediye başkanları kral mı oluyor? diye manşetler atılmaya başlandı" diyerek, yerel metinler yasasını önemine değindi. Doğan, Tanık’ın orkestra ve şef benzetmesi neyse şöyle yanıt verdi: “Gaziantep belediye başkanı, vali, tugay Komutanı, dernek başkanları, herkes bir araya gelerek bugünlere getirdi. Herkes orkestra şefi oldu”

120 ülkeye ihracat yapıyoruz

Gaziantep Ticaret Odası Başkanı Mehmet Aslan, Gaziantep’ten 120 ülkeye ihracat yapıldığını, tek pazarın Irak olmadığını, ancak 1991 ambargosundan sonra ekonominin önemli çöküntü de ve zarar gördüğünü, halen de görmeye devam ettiğini açıkladı. Ancak bunu ürün çeşitliliği sağlayarak, başka pazarlara açılarak açtıklarını söyleyen Aslan şöyle konuştu: “Irak’ın yeniden yapılandırılmasını önce hareket alanımız tespit edilmeli. Kurulacak devlet, üniter bir devlet mi olacak, federasyon mı? Eğer federasyon olursa her federasyon farklı bir vergi sistemi uygular ve işimiz zor olur. Eğer üniter olursa, siyasi seçenek ne olacak? Sanırım o zaman ABD’de etkili olacak. Bu yapılanmalar belli olmadan temelsiz bina dikilmiş olur. Öncelikle bunlardan hangisinin olacağının bilinmesi gerek. Irak’ta özel sektör çok zayıf. Ticaret yapılacaksa yine devlet ön planda olacak. Devlet ihale sistemi ile mi çalışacak, yoksa siyasi tercihler mi geçerli olacak? Siyasi tercih geçerli olursa Türkiye’nin durumu ne olacak? Irak’a rahatlıkla ticaret yapabilme şansı doğarsa o zaman bu işi en iyi biz yaparız diyerek gerekeni yaparız. Ama öncelikle bu bilinmezliklerin giderilmesi gerek.”

Aslan’dan üç öneri

Aslan, Irak’ta ticaret yaparken uygulanacak üç yöntemin Irak ve Türkiye için uygun olacağını söylerken, “Irak’ta doğal gaz var. Bu doğal gaz alıp karşılığında mal satabiliriz. Çok süratli bir ticaret yolu oluşur. Doğu ve güneydoğu illeri çok kaliteli bir doğal gaz kullanır ve Kesinleşmiş bir ticaret ortamı oluşur. Irak’a olan ihracatımız 3,5 milyar $’a çıkıyor. Irak’ta mevcut olan ham petrol karşılığı ticarettir. Boru hattı döşenir, getirilecek ham petrolün bir kısmı da kamyonculuk veya sektörlerinin ayakta kalması için karayolu ile taşınır. Bu Irak ve Türkiye için avantajlı olur. Üçüncü ödedim ise, Irak’ta transit geçişin sağlanması. Ambargodan sonra Suudi Arabistan gibi ülkelerde soru üzerinden geçmeye çalıştık. Suriye’de vergiler çok yüksek. Suudi Arabistan’a yaptığımız 500 milyon dolarlık canlı hayvan ticareti 8 milyon $’a inmiş durumda” diye konuştu.