Avrupa Birliği Komisyonu 2020 Genişleme Paketi çerçevesinde ilerleme raporlarını yayınladı.
2020 Türkiye Raporu'nda Türkiye'nin başta demokrasi, temel haklar, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı, ifade ve basın özgürlüğü olmak üzere üyelik sürecinde bir ilerleme kaydetmediği, aksine pek çok alanda gerilediği ifade edildi.
Raporda Türkiye'nin AB’ye üyelik şansının giderek azaldığı belirtildi.
“Son iki yıldır durum daha kötü”
Euronews’tan Sertaç Aktan’ın haberine göre, Türkiye'de durumun Temmuz 2018'de kaldırılan olağanüstü hal sonrası değişmediğine, son iki yıldır demokrasi ve temel hakların ağır yaralar alarak daha da kötü bir duruma geldiğine vurgu yapıldı.
Kuvvetler ayrılığının giderek daha fazla ortadan kalktığına değinilen raporda, yargı bağımsızlığına olan inanç ve güvenin ciddi anlamda sarsıldığı aktarıldı.
Raporda ayrıca, siyasi kutuplaşmanın devam ettiği ve parlamentoda diyaloğu olanaksız kıldığı; meclisin hükümet üzerindeki denetiminin zayıf olmaya devam ettiği; Merkez Bankası'nın direkt olarak Cumhurbaşkanlığına bağlanmış göründüğü ve bunun kurumların özerkliği imajını zedelediği; 2019'daki yerel seçimlerin de adil bir atmosferde gerçekleştirilmediği ifade edildi.
Diğer başlıklar
Raporda, “Kürt meselesi ve terörle mücadele”, “Sivil toplum”, “Yargı”, “Yolsuzluklar”, Özgürlükler” ve “Ekonomik kriterler” başlıklarında ise şu ifadelere yer verildi:
Kürt meselesi ve terörle mücadele
Güneydoğu bölgesindeki durum endişe yaratmaya devam ediyor. 47 yerel belediyenin seçilmiş başkanlarının kayyım ile değiştirilmesi 2019 yerel seçimlerine dair tüm süreci sorgulamaya açıyor.
PKK AB'nin terör örgütleri listesinde yer almaya devam ediyor ve Türkiye'nin terör ile mücadele etmek doğal hakkı ancak tüm operasyonlar ve uygulamalar hukuk çerçevesinde ve insan haklarına uygun olmalı. Anti-terör önlemleri dengeli ve orantılı olmalı.
Var olan sorunlara ilişkin barışçıl ve kalıcı çözüm oluşturma anlamında inandırıcı herhangi bir girişim olduğu görülmedi.
Sivil toplum
Sivil Toplum Kuruluşları baskı altında ve özgürce hareket edemiyor. Gezi davası ve AİHM kararına rağmen Osman Kavala'nın tutukluluğu bu alandaki gidişatı görmek açısından belirleyici oldu. STK’ler yasama sürecinden uzak tutulmaya ve bürokratik engellerle karşılaşmaya devam ediyorlar.
Memuriyet sistemi üzerinde yapılan değişiklikler ile devlet kurumlarının siyasileşmesi sürecinin artarak devam ettiği görülüyor.
Yargı
Raporun hazırlanma aşamasında bile sürekli olarak bu alandaki gerileme devam etti. Yargı bağımsızlığındaki sorun sistematik bir hale geldi.
Hakim ve savcıların belirlenmesinde ve atanmasında liyakat, objektivite ve başka önceden belirlenmiş somut kriterlerin yokluğu devam ediyor.
Yolsuzluk
Türkiye yolsuzlukla mücadele alanında herhangi bir ilerleme kaydetmedi. Yolsuzluğu önlemeye yönelik gerekli adımlar atılmazken, yasalardaki boşluklar ile yolsuzluk soruşturmalarının manipüle edilmesine olanak veren kurumsal mimariler değişmedi.
Genel olarak ülkede yolsuzlukla mücadele etme anlamında gerekli siyasi irade bulunmuyor ve yolsuzluk geniş çapta sürerek ciddi bir endişe kaynağı olmaya devam ediyor.
Özgürlükler
İfade ve basın özgürlüğü alanındaki gerileme devam etti. Gazetecilere, insan hakları savunucularına, avukatlara, yazarlara ve sosyal medyaya yönelik adli yargılamalar ve tutuklamalar sürdü.
Wikipedia yasağı Aralık 2019'da kalktı ancak mahkeme kararı olmaksızın internet sitelerindeki içeriklerin sansürlenmesi ve kaldırılması uygulamaları geniş çaplı devam ediyor.
Toplanma ve gösteri haklarına ilişkin uygulama sürekli daha kötüye gitti. 'Terörle bağlantılı faaliyet' kapsamında orantısız müdahaleler ve soruşturmalar yapıldı cezalar verildi.
Ekonomik kriterler
Türkiye ekonomisi geçmişten bu yana yol kat etti ancak raporun kapsadığı süre için herhangi bir ilerleme kaydedilmedi. Aksine ekonominin işleyişi konusunda ciddi endişeler birikti.