Gaziantep Özel Öğretim Kurumları Derneği Başkanı Bilal Yağdıran, Sabah’a yaptığı açıklamada son 5 yılda özel okulların sayısının 12 bini geçtiğini belirtirken, “Özel okul sayısındaki bu artış özel okula giden öğrenci sayısında da paralel oranda yaşanmadı. Bugün özel okullarda eğitim öğretim gören öğrenci sayısı özel okulların toplam kontenjanlarının yarısından bile daha azdır. Bu sebepten dolayı bir çok okul kontenjanlarını yeteri kadarını dolduramadığı için mali zorluklar yaşamaktadır. Dolayısıyla önümüzdeki yıllarda ekonomik olarak giderlerini karşılayamayan birçok özel okul kapanma noktasına gelecektir” dedi.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın gelecekle ilgili bu riskleri azaltmak, olası öğrenci ve öğretmen mağduriyetlerinin önüne geçmek için mevzuatta bazı değişiklikler üzerinde çalıştığını ifade eden Yağdıran, “Bu önlemlerden birisi açılış ruhsatı alabilmek için özel okul kurucularının teminat göstermesi. Daha önce özel öğretim kurumlarının açılabilmesi için MEB Özel Öğretim Kurumu açmak isteyen kuruculardan mali teminat belgesi istiyordu. Ancak 2007'de dönemin Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik zamanında MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü tarafından Valiliklere gönderilen genelgeyle kurumların açılışlarında mali teminat belgesi istenmesi uygulamasına 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nun yürürlüğe girdiği 8 Şubat 2007'den itibaren son verildi” diye açıklama yaptı.
MEB’in, bazı okulların yönetimini öğretim
döneminin sonuna kadar devralması öngörülüyor
Başkan Yağdıran, “İşte MEB daha önce yürürlükte olan bu uygulamanın benzerini tekrar gündemine aldı. Bu teminat öğrenci kontenjanına göre belirlenecek bir paranın bloke edilmesi şeklinde ya da okul binası ya da başka bir taşınmaz mülkün teminat olarak gösterilmesi şeklinde olması düşünülüyor. Böylece özel okul ekonomik olarak giderlerini karşılayamaz, öğretmen maaşlarını ödeyemez duruma geldiğinde bloke edilen para ile eğitim öğretim yılının sonuna kadar giderler karşılanabilecek, öğretmen maaşları ödenebilecek. Bu durumdaki özel okullarda eğitim gören öğrencilerin mağdur olmaması ve eğitimin kesintiye uğramadan devam etmesi için Milli Eğitim Bakanlığının bu okulların yönetimini en azından eğitim öğretim döneminin sonuna kadar devralması öngörülüyor” tespiti yaptı.
MEB, bazı önlemler alıyor
Gaziantep Özel Öğretim Kurumları Derneği Başkanı Bilal Yağdıran, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Bir diğer önlem ise Özel Öğretim Kurumları Standartlarında yapılacak değişikliklerle özel okulların açılabilmesi için sağlamaları gereken fiziksel şartların genişletilerek (gerekli olan asgari bahçe alanı ve derslik ya da laboratuvar alanlarını artırmak gibi) butik okul şeklinde tanımlanabilecek özel okulların açılabilmesinin önüne geçmek. Böylece ekonomik olarak yeteri kadar güçlü olmayan kişi ya da şirketlerin özel okul açması pek mümkün olamayacak. Düşünülen bir diğer önlem ise 4-5 yıl gibi bir süre boyunca bakanlığın yeni açılacak özel okullara ruhsat vermemesi. Her yıl özel okullara giden öğrenci sayısındaki artışın Türkiye geneli ortalaması yüzde 12 civarında. 4-5 yıl boyunca yeni açılan özel okul olmayınca özel okula giden öğrenci sayısındaki doğal artış halihazırdaki özel okulların kontenjanların yeteri kadarının dolmasını sağlayacak ve bu sürede arz talep dengesi kurulabilecektir.”
“Bazı özel okul kurucuları devletin tanıyacağı bazı ekonomik ayrıcalıklarla özel okulların kapanmasıyla ortaya çıkacak öğrenci ve öğretmen mağduriyetlerinin önüne geçilebileceğine dikkat çekiyorlar” diyen Yağdıran, “Özel okullar üzerlerindeki ekonomik baskının azaltılması için KDV oranının düşürülmesi ya da özel okullarda çalışan öğretmenlerin SGK primlerinin bir kısmının devlet tarafından süspanse edilmesi şeklinde önlemler alınabileceğini düşünüyorlar. Özel okulların elektrik ve su faturalarının hesaplanmasında mesken katsayılarının esas alınması ise yine özel okullar üzerindeki ekonomik baskıyı azaltacak ve bu kurumlar esas görevleri olan eğitim öğretim işlerine daha iyi odaklanabileceklerdir” diye konuştu. Hüseyin Karataş
Milli Eğitim Bakanlığı’nın gelecekle ilgili bu riskleri azaltmak, olası öğrenci ve öğretmen mağduriyetlerinin önüne geçmek için mevzuatta bazı değişiklikler üzerinde çalıştığını ifade eden Yağdıran, “Bu önlemlerden birisi açılış ruhsatı alabilmek için özel okul kurucularının teminat göstermesi. Daha önce özel öğretim kurumlarının açılabilmesi için MEB Özel Öğretim Kurumu açmak isteyen kuruculardan mali teminat belgesi istiyordu. Ancak 2007'de dönemin Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik zamanında MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü tarafından Valiliklere gönderilen genelgeyle kurumların açılışlarında mali teminat belgesi istenmesi uygulamasına 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nun yürürlüğe girdiği 8 Şubat 2007'den itibaren son verildi” diye açıklama yaptı.
MEB’in, bazı okulların yönetimini öğretim
döneminin sonuna kadar devralması öngörülüyor
Başkan Yağdıran, “İşte MEB daha önce yürürlükte olan bu uygulamanın benzerini tekrar gündemine aldı. Bu teminat öğrenci kontenjanına göre belirlenecek bir paranın bloke edilmesi şeklinde ya da okul binası ya da başka bir taşınmaz mülkün teminat olarak gösterilmesi şeklinde olması düşünülüyor. Böylece özel okul ekonomik olarak giderlerini karşılayamaz, öğretmen maaşlarını ödeyemez duruma geldiğinde bloke edilen para ile eğitim öğretim yılının sonuna kadar giderler karşılanabilecek, öğretmen maaşları ödenebilecek. Bu durumdaki özel okullarda eğitim gören öğrencilerin mağdur olmaması ve eğitimin kesintiye uğramadan devam etmesi için Milli Eğitim Bakanlığının bu okulların yönetimini en azından eğitim öğretim döneminin sonuna kadar devralması öngörülüyor” tespiti yaptı.
MEB, bazı önlemler alıyor
Gaziantep Özel Öğretim Kurumları Derneği Başkanı Bilal Yağdıran, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Bir diğer önlem ise Özel Öğretim Kurumları Standartlarında yapılacak değişikliklerle özel okulların açılabilmesi için sağlamaları gereken fiziksel şartların genişletilerek (gerekli olan asgari bahçe alanı ve derslik ya da laboratuvar alanlarını artırmak gibi) butik okul şeklinde tanımlanabilecek özel okulların açılabilmesinin önüne geçmek. Böylece ekonomik olarak yeteri kadar güçlü olmayan kişi ya da şirketlerin özel okul açması pek mümkün olamayacak. Düşünülen bir diğer önlem ise 4-5 yıl gibi bir süre boyunca bakanlığın yeni açılacak özel okullara ruhsat vermemesi. Her yıl özel okullara giden öğrenci sayısındaki artışın Türkiye geneli ortalaması yüzde 12 civarında. 4-5 yıl boyunca yeni açılan özel okul olmayınca özel okula giden öğrenci sayısındaki doğal artış halihazırdaki özel okulların kontenjanların yeteri kadarının dolmasını sağlayacak ve bu sürede arz talep dengesi kurulabilecektir.”
“Bazı özel okul kurucuları devletin tanıyacağı bazı ekonomik ayrıcalıklarla özel okulların kapanmasıyla ortaya çıkacak öğrenci ve öğretmen mağduriyetlerinin önüne geçilebileceğine dikkat çekiyorlar” diyen Yağdıran, “Özel okullar üzerlerindeki ekonomik baskının azaltılması için KDV oranının düşürülmesi ya da özel okullarda çalışan öğretmenlerin SGK primlerinin bir kısmının devlet tarafından süspanse edilmesi şeklinde önlemler alınabileceğini düşünüyorlar. Özel okulların elektrik ve su faturalarının hesaplanmasında mesken katsayılarının esas alınması ise yine özel okullar üzerindeki ekonomik baskıyı azaltacak ve bu kurumlar esas görevleri olan eğitim öğretim işlerine daha iyi odaklanabileceklerdir” diye konuştu. Hüseyin Karataş