Açlık ve yoksulluk her geçen gün derinleşiyor

Gıda Mühendisleri Odası Gaziantep İl Temsilcisi Onur Aydın, ‘’Bölgemiz ve ülkemiz zor zamanlardan geçmekte ve her geçen gün açlık ve yoksulluk derinleşiyor. Küresel gıda güvencesi endeksine göre 66. sırada olan ülkemizde açlık sınırı asgari ücreti geçti, yoksulluk sınırı ise asgari ücretin 3 katını geçti’’ dedi.

Gıda güvencesizliği ve su kaynaklarının bilinçsiz kullanımı gibi kritik meselelerle yüz yüzeyiz

‘Türkiye olarak, gıda güvencesizliği ve su kaynaklarının bilinçsiz kullanımı gibi kritik meselelerle yüz yüze bulunuyoruz’ diyen Aydın, ‘’Sorunlar, hem küresel iklim değişikliği hem de artan nüfus baskısı altında daha da karmaşık bir hal alıyor. İşte bu noktada, yerel yönetimlerin rolü devreye giriyor. Yerel yönetimler, politikalarıyla doğrudan toplumun yaşam kalitesini etkileyebilir ve sürdürülebilir bir gelecek inşa etme gücüne sahip’’ şeklinde konuştu.

Asıl sorun adaletsizlik

Asıl sorununun adaletsizlik olduğunu sözlerine ekleyen Aydın, ‘’Dünya üzerindeki kaynaklar 7 milyar insana yeter de artar. Gerçek çözümler hem ekolojik krizleri hem de ekonomik adaletsizlikleri birlikte ele almalı. Günü kurtarmaya yönelik yapılan çözümler tarım ve gıda alanında ülkemizi giderek sorunlar sarmalına soktu’’ açıklamasında bulundu.

Büyükşehir yasası birçok sorunu beraberinde getirdi

Gıda Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Uğur Toprak, ‘’Büyükşehir yasası birçok sorunu beraberinde getirdi. Yerel yönetim ile merkezi hükümet arasında tarım politikaları arasında ciddi çelişkiler ortaya çıktı. Yerel yönetimler bitkisel ve hayvansal gıdaların sağlıklı ve ekonomik şekilde tüketicinin sofrasına ulaşmasını sağlamalı. Tarım alanlarımızın, meralarımızın, su havzalarımızın, zeytinliklerimizin ve ormanlarımızın mutlaka korunması gerekiyor’’ ifadelerini kullandı.

Toplumun büyük bir kısmı ne yazık ki gıdalara ulaşamıyor

Gıdaya ulaşmanın bir insan hakkı olduğunu söyleyen Toprak, ‘’Toplumun büyük bir kısmı ne yazık ki gıdalara ulaşamıyor. Bunun sonucunda da kamu kurumları ve yerel yönetimler, gıda yardımları ve bankaları ile insanları ihtiyacını karşılamaya çalışıyor. Yoksul halkın gıda dağıtımının nesnesi değil, gıda hakkının öznesi olduğu unutulmamalı’’ açıklamasını yaptı.

Yerel yönetimlere tarımın geleceğinde çok iş düşüyor

Tarımın gelişiminin toplumların geleceğini şekillendirdiğini kaydeden Ziraat Mühendisleri Odası Gaziantep Şube Başkanı Yusuf Yılmaz, ‘’Yerel yönetimlere de tarımın geleceğinde çok iş düşüyor. Birinci ve en önemli görevleri arasında tarımsal arazi varlığımızı korumakta yerel yönetimlerimize büyük iş düşüyor. Kentlerin imar planlamalarında tarım arazilerinin imara açılması konusunda hassasiyet göstermeleri gerekiyor. Tarım arazilerinin geri dönüşü yok ve artmaz, ama artan nüfusu aynı araziden doyurmak zorundayız’’ dedi.

1 hektar alanın 5 kişiyi değil 10 kişiyi besleyeceği şekilde verimlilik artırılmalı

Yılmaz, ‘’50 sene önce 1 hektar tarım alanı 2 kişiyi besleyebiliyorken bugün 5 kişiyi besleyebiliyor. İlerleme tamam ama yeterli değil. Gelecek yıllarda 1 hektar alanın 5 kişiyi değil 10 kişiyi besleyeceği şekilde verimliliği artırmamız gerekiyor. Bu süreçte ülke olarak tarımsal potansiyelimizi değerlendirmek ve fırsata dönüştürmek için sürdürülebilir çalışmalar yapmamız gerekiyor’’ diye konuştu.

Belediye bütçesinin yüzde 7’sini tarımsal hizmetlere ve desteklere harcadık

Gaziantep Büyükşehir Başkanvekili Arif Seçkin, “Bugüne kadar çiftçilerimize 1,5 milyar TL destek verildi. Belediyemiz tarafından tarım okulu kuruldu. Her ilçenin önde gelen tarım ürününü işleyecek modern tesisler kurulmuştur. Her ilçenin ürününü işleyecek modern tesisler kuruldu. Bu tesisler kadın kooperatifler üzerinden işleterek kadın istihdamına destek olundu. Başta 8 milyon litre mazot desteği olmak üzere; yem, tohum, fide, fidan ve arıcılık hizmetleri destekleri sunuldu. Belediye bütçesinin yüzde 7’sini tarımsal hizmetlere ve desteklere harcadık” şeklinde konuştu.

Şehitkamil Belediye Başkan Yardımcısı Arkın Bereketoğlu, ‘’Bizden önceki belediyenin kırsalda bir projesinin olmadığını, tarım alanlarının ve meraların imara açıldığını gördük. Gıda denetimi yıllar önce belediyelerden alından il tarım ve gıda müdürlüklerine verildi. Tarım politikalarının sık sık değişmesi nedeniyle bu kalıcı hale geldi. Bir gıda terörü ile karşı karşıyayız. Gıda terörü silahlı terörden daha çok insanlarımızın direkt ve dolaylı olarak ölümlerine neden oluyor’’ dedi.