Adalete güvenin her geçen gün azaldığına dikkat çeken Türkiye Barolar Birliği Üyesi Av. Bektaş Şarklı, “Gerçek bir adaletten söz etmek mümkün değil. Yargı bir adamın iki dudağı arasından çıkacak kelimeye bağlı” açıklamasında bulundu.
20 yılda Türkiye’yi tam bir karanlık tablonun içine sürüklediler
Türkiye’nin sıralamasının utan verici bir tablo olarak değerlendiren Şarklı, 83 milyon vatandaşın bunu hak etmediğini söyledi. “Ülkemizin Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nde Türkiye, 139 ülke arasında 117’nci sırada yer almasının sorumlusu
20 yıldan bu yana iktidarda olan AK Parti. Çünkü 20 yıl önce iktidara gelirken komşu ülkelerle sıfır sorun iddiası, Avrupa birliğine üye olacak vaatlerle geldiler, fakat gelinen noktada Türkiye’yi tam bir karanlık tablo içerisine sürüklediler” dedi.
Güvenli bir hukuk sistemi olmazsa yabancı yatırım yapmaz
Türkiye’nin komşularıyla problem yaşamasının ticareti olumsuz etkilediğini kaydeden Şarklı, “AB ülkeleriyle yaşanılan sorunlar nedeniyle bu tablo yaşanıyor. Karanlık tablodan kurtulmak için iktidarın değişmesi gerekiyor. Zaten adalete olan güven azalıyor, azalmaya devam ediyor. Hukuk, iktisat ve ekonomi birbirinden ayrılmalar. Birisinin seviyesi yükseldikçe diğeri de yükselir. Türkiye’de güvenli bir hukuk sistemi olmazsa yabancı yatırımcı değil Türk yatırımcı da ülkede yatırım yapmaz” ifadelerini kullandı.
Hiçbir hâkim ve savcının hukuki bağımsızlığından bahsedemeyiz
“Adalete güveni yeniden kazanmak için yasama, yürütme ve yargı artık birbirinden ayrılmalı” diyen Şarklı, “Cumhurbaşkanı talimatıyla ne kimse tutuklanabilmeli ne de kimse serbest bırakılabilmeli. Yargı kendisini bağımsız hissettiği zaman, hâkim ve savcılar sürgünle karşılaşmayacağım, verdiği kararların arkasındayım diyebildiği zaman hukuk iklimi değişecek. Her zaman ‘Hâkim ve savcılar cesur olsun’ diyoruz, lakin sistem gereği hiçbir hâkim ve savcının hukuki bağımsızlığından bahsedemeyiz” şeklinde konuştu.
Bir korku hakimiyeti mevcut
Şarklı, “İktidar değişikliği olsun, önüne yargı reformu konulsun ve bundan sonra hâkim ve savcıya verdiği karar nedeniyle bir sürgüne tabi tutulmayacak garantisini verilsin, o zaman hukuk sistemi nasıl güvenilir olacak ve insanların adalete duyduğu güven nasıl artacak. Vatandaşın, kamuya karşı açtığı davalarda hakimler cesur karar veremiyor. Sistem buna müsait değil. Karar verecek hâkim yanındaki hâkimin sürgüne gönderildiğini görüyor. Bir korku hakimiyeti mevcut. Dolayısıyla gerçek bir adaletten söz etmek mümkün değil. Yargı bir adamın iki dudağı arasından çıkacak kelimeye bağlı” eleştirisinde bulundu. Hüseyin Karataş
