KESK Kadın Sekreteri Canan Çalagan, AKP hükümetinin neoliberal, muhafazakâr, baskıcı, otoriter uygulamalarının sıklaştığı bir dönemden geçmekteyiz.Yaşam tarzlarımıza "mahalle baskısı"yla başlayan müdahale toplumsal mühendislik uygulamalarıyla devam ediyor” dedi.
KESK tarafından düzenlenen eylemde, konuşan Çalagan, “Attığı her adımda emekçilerin haklarını ellerinden alan, özgürlüklerini kısıtlayan AKP hükümeti, küresel sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda emeğe dönük saldırılarını arttırmaktadır. Emek alanında karşı karşıya olduğumuz yıkım politikaları, ülkemizin içinde bulunduğu karanlık tabloyu açıkça gözler önüne sermektedir” diye konuştu.“Taleplerimiz karşılanmazsa 19 Aralık Perşembe günü AKP hükümetini uyarmak için grevde olacağız. Bütçeden hakkımızı alana dek mücadeleye devam edeceğiz” diyen Canan Çalagan, “Güvencesiz ve esnek bir çalışma yaşamı, kölelik düzeni ekseninde emekçilere dayatılmakta, işini kaybetme tehlikesini, sendikasızlaşmayı, koruyucu düzenlemelerden yoksun kalmayı, çalışanın kendisi ve bakmakla yükümlü oldukları kişiler için düşük geliri beraberinde getiren bu düzenlemeler kamu alanında da yaygınlaştırılmaktadır. Neoliberal politikalar sonucu emekçilere yönelik saldırılar artarken, güvencesiz, taşeron çalıştırma gibi uygulamaların en fazla etkilediği kesim olan kadınlara yönelik saldırılara, “Kadın istihdam paketi” ile yenileri eklenmektedir” şeklinde açıklamada bulundu.
Tüm bu politikalar paralelinde 2014-2015 dönemini kapsayan toplu satış sözleşmesinde milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklinin haklarının bir kez daha gasp edildiğine dikkat çeken Çalagan, “Kamu emekçilerinin hak ve özgürlüklerini toplu olarak gasp eden AKP-Memur Sen mutabakatı, yıllardır kadro bekleyen 4/C’lilerin ve ek ödeme adaletsizliğinin kurbanı öğretmenlerin ağzına bir kaşık bal çalarak ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması, iş güvencesi sorununun çözümü, vergi dilimi adaletsizliğinin giderilmesi başta olmak üzere onlarca sorunu görmezden geldi. Sonuç olarak 2014 yılı için kamu emekçilerinin maaşlarında net 123 TL artış yapıldı, ne var ki o da zaten şimdiye kadar buharlaştı” dedi.
Yapılan açıklamada şu görüşlere yer verildi: “AKP hükümetinin her attığı adım, bu tabloyu her geçen gün daha karanlık bir hale getirmektedir. Bu adımların izi bugün gündemimizde olan 2014 yılı Bütçe Kanun Taslağı’nda net bir şekilde izlenmektedir. Emekçilerin birikimlerine el koyarak, ağır vergilerle toplanılan kaynaklar bugün bir kez daha savaşın, rantın, sermayenin, muhafazakârlığın tesis edilmesine aktarılmaktadır. Net bir şekilde görülmektedir ki, ülkemizde emekçilerin ödemiş olduğu her kuruş vergi kendilerine “yol, su, elektrik, okul, hastane” olarak değil, “daha fazla savaş, toma, gaz, gözaltı, baskı ve ölüm” olarak dönmektedir. Bunun yanında, halkın eğitim, sağlık başta olmak üzere en temel haklara erişimi her geçen gün biraz daha engellenmekte, bu haklar sermayeye peşkeş çekilmektedir.Bütçe ise bu dönüşümü finanse etmede bir araç olarak kullanılmaktadır.
Bizler, KESK olarak tüm bu saldırılara karşı koymak, hak kayıplarını önlemek ve yeni kazanımlar elde etmek için fiili ve meşru mücadeleyi yükseltmekten başka bir yolumuzun olmadığını biliyoruz.Kamu emekçileri hükümetin artan baskılarına rağmen örgütlülüğünü ve mücadelesini büyüterek, taleplerini ezilen tüm kesimlerin talepleriyle birleştirerek bu saldırılara karşı koyacaktır. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın.”
KESK tarafından düzenlenen eylemde, konuşan Çalagan, “Attığı her adımda emekçilerin haklarını ellerinden alan, özgürlüklerini kısıtlayan AKP hükümeti, küresel sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda emeğe dönük saldırılarını arttırmaktadır. Emek alanında karşı karşıya olduğumuz yıkım politikaları, ülkemizin içinde bulunduğu karanlık tabloyu açıkça gözler önüne sermektedir” diye konuştu.“Taleplerimiz karşılanmazsa 19 Aralık Perşembe günü AKP hükümetini uyarmak için grevde olacağız. Bütçeden hakkımızı alana dek mücadeleye devam edeceğiz” diyen Canan Çalagan, “Güvencesiz ve esnek bir çalışma yaşamı, kölelik düzeni ekseninde emekçilere dayatılmakta, işini kaybetme tehlikesini, sendikasızlaşmayı, koruyucu düzenlemelerden yoksun kalmayı, çalışanın kendisi ve bakmakla yükümlü oldukları kişiler için düşük geliri beraberinde getiren bu düzenlemeler kamu alanında da yaygınlaştırılmaktadır. Neoliberal politikalar sonucu emekçilere yönelik saldırılar artarken, güvencesiz, taşeron çalıştırma gibi uygulamaların en fazla etkilediği kesim olan kadınlara yönelik saldırılara, “Kadın istihdam paketi” ile yenileri eklenmektedir” şeklinde açıklamada bulundu.
Tüm bu politikalar paralelinde 2014-2015 dönemini kapsayan toplu satış sözleşmesinde milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklinin haklarının bir kez daha gasp edildiğine dikkat çeken Çalagan, “Kamu emekçilerinin hak ve özgürlüklerini toplu olarak gasp eden AKP-Memur Sen mutabakatı, yıllardır kadro bekleyen 4/C’lilerin ve ek ödeme adaletsizliğinin kurbanı öğretmenlerin ağzına bir kaşık bal çalarak ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması, iş güvencesi sorununun çözümü, vergi dilimi adaletsizliğinin giderilmesi başta olmak üzere onlarca sorunu görmezden geldi. Sonuç olarak 2014 yılı için kamu emekçilerinin maaşlarında net 123 TL artış yapıldı, ne var ki o da zaten şimdiye kadar buharlaştı” dedi.
Yapılan açıklamada şu görüşlere yer verildi: “AKP hükümetinin her attığı adım, bu tabloyu her geçen gün daha karanlık bir hale getirmektedir. Bu adımların izi bugün gündemimizde olan 2014 yılı Bütçe Kanun Taslağı’nda net bir şekilde izlenmektedir. Emekçilerin birikimlerine el koyarak, ağır vergilerle toplanılan kaynaklar bugün bir kez daha savaşın, rantın, sermayenin, muhafazakârlığın tesis edilmesine aktarılmaktadır. Net bir şekilde görülmektedir ki, ülkemizde emekçilerin ödemiş olduğu her kuruş vergi kendilerine “yol, su, elektrik, okul, hastane” olarak değil, “daha fazla savaş, toma, gaz, gözaltı, baskı ve ölüm” olarak dönmektedir. Bunun yanında, halkın eğitim, sağlık başta olmak üzere en temel haklara erişimi her geçen gün biraz daha engellenmekte, bu haklar sermayeye peşkeş çekilmektedir.Bütçe ise bu dönüşümü finanse etmede bir araç olarak kullanılmaktadır.
Bizler, KESK olarak tüm bu saldırılara karşı koymak, hak kayıplarını önlemek ve yeni kazanımlar elde etmek için fiili ve meşru mücadeleyi yükseltmekten başka bir yolumuzun olmadığını biliyoruz.Kamu emekçileri hükümetin artan baskılarına rağmen örgütlülüğünü ve mücadelesini büyüterek, taleplerini ezilen tüm kesimlerin talepleriyle birleştirerek bu saldırılara karşı koyacaktır. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın.”