Türkiye Komünist Partisi İl Başkanı Damla Çınar, Türkiye’nin en büyük sorunlarından birinin tüm kaynakların İktidar eliyle sermaye sınıfına peşkeş çekilmesi olduğunu dile getirdi
Gaziantep’in sermaye sınıfının en ünlü şirketlerinin yaşadığı ve yatırım yaptığı bir kent olduğunu kaydeden Çınar, ‘’Bununla doğru orantılı olarak emek sömürüsünün, geçim sıkıntısının en yoğun yaşadığı illerden de birisi. Ulaşımdan ev kiralarına, emekçilerin mutsuzluğundan, işçi ölüm ve yaralanmalarına kadar her başlığı bünyesinde barındıran bir kent’’ dedi.
En pahalı ulaşıma sahip
Çınar, ‘’Kentimizi, ilk 500'e giren büyük şirketlerden ve işçiler hakları için mücadele ederken grev kırıcılık yapan belediye başkanları ve vekillerden tanıyabilirsiniz. Hatta her seçim en iyi hizmet veren yönetim yarışları devamında en pahalı ulaşıma sahip bir kent olarak da tanıyabilirsiniz. İyi belediyecilik hizmetlerinin sonucu olarak emekçi ve yoksul bir semtte oturan, hizmetten mahrum kalan fakat seçim dönemleri ve sonrası kısa bir süre emekçilerin yanındaymış ve hizmet ediyorlarmış gibi fotoğraf çekilmek için sıraya giren yöneticilerle tanıyabilirsiniz’’ ifadelerini kullandı.
Bugün emekli yurttaşlarımıza layık görülen ‘’iyileştirme zammı’’ utanç kaynağı
Emekli maaşlarına sitem eden Çınar, ‘’Bugün emekli yurttaşlarımıza layık görülen ‘’iyileştirme zammı’’ utanç kaynağı. Açlık sınırının 18 bin 978 TL, yoksulluk sınırınınsa 61 bin 820 TL olduğu verileri netken emekçi halkımız kırıntıları değil, yarattığı değerin tümünü almalı. Hayat pahalılığı, enflasyon, emekçilerin yaşam şartlarını zorlaştırmaya devam ederken emekliler için durum daha da karanlıklaşma ve yaşam şartlarını zorlaştırıyor’’ şeklinde konuştu.
İktidarı elinde tutanların vicdanlarına seslenerek bir çıkış yolu bulunamaz
Türkiye Komünist Partisi olarak emeklileri ‘Emekli dayanışma ağı’ ile mücadeleye davet eden Çınar, ‘’Emekçiler ve emekliler Ne kadar büyük bir geçim sıkıntısı içinde olduklarını sabah akşam sadece söylenerek bir sonuca ulaşamazlar. Sınıfsal iktidarı elinde tutanların vicdanlarına seslenerek bir çıkış yolu bulamazlar. Neredeyse iki yüzyıllık emek mücadelesinin öğrettiği bir şey olmalı; sermayenin vicdanı yok, yalnızca çıkarları var. Keskin bir sınıf bilincine sahip olmadan ve yaygın bir örgütlenmeyi beceremeden hiçbir kazanım sağlanamaz. Halkımızın yoksullaşmasının arkasında yatan ana neden emek sömürüsü. Bu sömürü düzeni yok olmadıkça ne emeklilerin ne de emekçilerin insanca yapabilecekleri koşulları sağlamak mümkün değil’’ tespitini yaptı.