Gürsel, "Yeni adli yıla yine büyük mesleki sorunlarla giriyoruz. Halen mesleki faaliyetleri, insan hakları savunuculuğu gibi faaliyetler nedeniyle şiddete maruz kalan, öldürülen ya da ‘terör örgütü üyeliği’ gibi baktığı davalarla özdeşleştirildiği ve bu suçlamalarla tutuklu yargılandığı süreçte avukatların bile makul bir süre içinde yargılama ve serbest bırakılma hakkının garanti altında olmadığı bir yargılama faaliyeti ile karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı.
Avukatların sosyal ve
ekonomik sorunları ağırlaşıyor
Mesleki çalışma alanlarının her geçen gün daraldığını ve avukatların sosyal ve ekonomik sorunlarının ağırlaştığını söyleyen Gürsel, “Adli Yardım ve CMK uyarınca hukuki yardım sunmak üzere görevlendirilen avukatların ücret ve diğer ödeme sorunları hala çözülmedi. Yirmi dört saat esasıyla ve zor şartlar altında şehrin birçok farklı yerinde bulunan karakollara ve ilçelere, zor durumda olan insanlara hukuki yardım sunmak üzere görevlendirilen avukatlara, sözü bile edilemeyecek bir ücret ödenmekte, masraf ve yol giderleri de ödenmediğinden bu cüzi ücret yol giderini bile karşılayamıyor. Bu sorunlar karşısında geçim sıkıntısı yaşayan meslektaşlarımızın hayatına son vererek intiharların arttığı son süreçte uzun bir süredir, Adalet Bakanlığı ve diğer ilgili makamlar nezdinde meslek örgütü temsilcilerimizin ve Türkiye Barolar Birliği yönetenlerinin girişimleri hala sonuç vermedi. Herkesin şunu çok iyi bilmesi gerekir ki, biz bu angaryaya, insanları savunmasız bırakmamak ve insan haklarına olan saygımız nedeniyle katlanıyoruz. Yetkililerden yeni adli yılda mutlaka bu soruna kesin bir çözüm getirilmesini ve asgari ücret tarifesinde yapılacak düzenlemelerin gerçek ücretlere dönüştürülerek vergi istisnaları kapsamında düzenlemeler yapılmasını bekliyoruz” çağrısı yaptı.
Hukuk fakültelerine giriş
sıralaması 50 bine çekilmeli
“Yargının en önemli sacayağı olan savunmanın gücü yargının da gücünü ve kalitesini arttırması için kaliteli hukuk eğitimi elzem” diyen Başkan Adayı Gürsel, “Hukuk Fakültelerinin sayısının arttırılması, her yıl 20 bin ve üstünde yüksek kontenjanların oluşması, yetersiz akademik kadrolar ile mesleki kalitede meydana gelen erozyon, diplomalarımızın niteliğini ve mesleğin seçkinliğine zarar veriyor. Yeni fakülteler açılmamalı, hukuk fakültelerine giriş sıralaması 50 bine çekilmeli ve akademik kadrolar güçlendirilmeli” önerisinde bulundu.
‘Hukuk devleti ve bağımsız yargı ilkeleri ile bağdaşmayan çoklu baro sistemi, birlik olması gereken bir meslek örgütünü, siyasi kimlik ve ideolojik ayrışma, birini diğerine ötekileştirme sonucunu doğuracak’ uyarısı yapan Gürsel, “Bu durum savunmaya ve savunmaya duyulan güveni zedeleyecek ve güçsüzleştirecek. Ayrıca yargı harç ve masrafları katlanılması güç boyutlara ulaşmış ve yargılama sürelerinin sözde kısaltılması ve dava sayısının azaltılması için getirilmiş düzenlemeler uygulamadaki hatalar sebebiyle sürecin daha da uzamasına ve sancılı bir hal almasına sebep oluyor. Vatandaşlarımız bu sorunlar nedeniyle yargıya başvurmaktan uzaklaştı ve hak arama yollarında biz avukatları da etkisiz bıraktı” dedi.
İstanbul Sözleşmesinden ve
elde edilen kazanımlardan vazgeçmeyeceğiz
Gaziantep Barosu Başkan Adayı Sibel Gürsel, konuşmasını şöyle tamamladı: “İstanbul Sözleşmesinin yürürlüğünden bir gecede dönülmesi, hukukta paralellik ilkesinin açıkça ihlal edilerek Uluslararası bir sözleşmeden çekilmenin içtihatlaştırılmaya çalışıldığı bu süreçte İstanbul Sözleşmesinden ve elde edilen kazanımlardan vazgeçmeyeceğimizi, kadının, çocuğun ve ailenin korunmasına yönelik düzenlemelerin güçlendirilerek ve kurumsallaştırılarak etkin uygulamalar ışığında hukuki mücadeleye devam edeceğiz.” Fatma Karabacak
