Türkiye Kamu-Sen ve Türk Sağlık-Sen Genel Merkezi tarafından alınan karar doğrultusunda, 23 Mayıs tarihinde bir günlük iş bırakan, Türk Sağlık-Sen üyelerinden savunma isteyen, Memur-Sen Konfederasyonuna bağlı Sağlık-Sen Gaziantep Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi ve aynı zamanda Şehitkamil Devlet Hastanesi Müdürü Selahattin Gür’ü protesto etmek üzere, Türk Sağlık-Sen Gaziantep Şubesi tarafından, aynı hastane önünde bir basın açıklaması düzenlendi. Şube Başkanı Kemal Kazak basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
Kazak, “24 Mayıs Perşembe; adını tarihe kara bir leke olarak kaydetmiş ve Gazi şehrimizde bir skandal yaşanmıştır.
Şöyle ki; 23 Mayıs 2012 tarihinde; kamu çalışanlarının sosyal, özlük ve ekonomik hakları için, Türkiye Kamu-Sen ve Türk Sağlık-Sen “Sadaka Zammına Hayır” sloganıyla ülke genelinde bir günlük iş bırakma eylemi yapmıştır. Yapılan bu iş bırakma eylemini, AHİM ve Danıştay kararları çerçevesinde değerlendiren, Milli Eğitim Bakanı Sayın Ömer Çelik, memurlar demokratik haklarını kullanmışlar bu sebeple hiçbir öğretmen hakkında soruşturma açılmayacak demiştir.
Ancak; mahkeme kararlarını tanımam diyerek, kraldan çok kralcı geçinen ve Türkiye Kamu-Sen’in onurlu hak mücadelesini içine sindiremeyen Memur Sen konfederasyonuna bağlı Sağlık-Sen sendikasının Gaziantep Şube Yönetim Kurulu Üyesi ve aynı zamanda Şehitkamil Devlet Hastanesi Müdürü Selahattin Gür kendi hastanesinde hak mücadelesine katılan, sendikamız üyesi personellerden savunma istemiştir. Buradan; sendikacı geçinen bu kişiye kızmıyorum. Sadece ve sadece acıyor ve gülüyorum. Soruyorum. Bu nasıl bir sendikacı, bu nasıl bir sendikal anlayış, doğrusu çok merak ediyorum. Bu savunma istemi, utanç vesikası ve sendikacılığın yüz karasıdır.O sebeple Selahattin Gür, sendikadaki görevinden derhal istifa etmelidir” dedi.
“Bilinmelidir ki; 23 Mayıs’ta iş bırakan arkadaşlarımıza verilecek en küçük bir ceza da dahi, Türkiye Kamu-Sen olarak bunun hesabını en üst mahkemelerde soracağız” diyen Kazak sözlerini şöyle sürdürdü: “İnanıyorum ki; bu yanlıştan bir an önce dönülür ve kamu vicdanı rahatlatılır. Aksi halde; Selahattin GÜR hakkında mahkeme kararlarına uymadığı gerekçesiyle, hakkında dava açacağımızı ve hastaneyi kendisine zindan edeceğimizi belirtiyorum.
Ayrıca; tarihe kara bir leke olarak geçen, bu talihsiz olayda, Sağlık-Sen sendikası yetkililerine de ayrı görev düşmektedir. Sendikacılığa ihanet eden, bir sendika yönetim kurulu üyesini, disiplin kuruluna sevk etmeleri ve derhal azil etmeleri gerekmektedir. Aksi halde; Sağlık-Sen sendikasının yetkilileri de bu vebalin altından kalkamazlar ve bu olaya çanak tutmuş olurlar.
Kamuda oturduğu koltuğa güç veren ve oturduğu koltuktan güç alan, iki tip idareci profili vardır. Anlaşılıyor ki; Selahattin GÜR, oturduğu koltuğa güç vermekten çok, oturduğu koltuktan güç alan tiplerdendir. Bilmelidir ki; koltuklar ne Firavunlara, ne Nemrutlara ne de; Ebu Cehillere kalmıştır. Unutmasın ki; “Zulüm ile abad olanın, akıbeti berbat olur.” Adem Kesenek
Kazak, “24 Mayıs Perşembe; adını tarihe kara bir leke olarak kaydetmiş ve Gazi şehrimizde bir skandal yaşanmıştır.
Şöyle ki; 23 Mayıs 2012 tarihinde; kamu çalışanlarının sosyal, özlük ve ekonomik hakları için, Türkiye Kamu-Sen ve Türk Sağlık-Sen “Sadaka Zammına Hayır” sloganıyla ülke genelinde bir günlük iş bırakma eylemi yapmıştır. Yapılan bu iş bırakma eylemini, AHİM ve Danıştay kararları çerçevesinde değerlendiren, Milli Eğitim Bakanı Sayın Ömer Çelik, memurlar demokratik haklarını kullanmışlar bu sebeple hiçbir öğretmen hakkında soruşturma açılmayacak demiştir.
Ancak; mahkeme kararlarını tanımam diyerek, kraldan çok kralcı geçinen ve Türkiye Kamu-Sen’in onurlu hak mücadelesini içine sindiremeyen Memur Sen konfederasyonuna bağlı Sağlık-Sen sendikasının Gaziantep Şube Yönetim Kurulu Üyesi ve aynı zamanda Şehitkamil Devlet Hastanesi Müdürü Selahattin Gür kendi hastanesinde hak mücadelesine katılan, sendikamız üyesi personellerden savunma istemiştir. Buradan; sendikacı geçinen bu kişiye kızmıyorum. Sadece ve sadece acıyor ve gülüyorum. Soruyorum. Bu nasıl bir sendikacı, bu nasıl bir sendikal anlayış, doğrusu çok merak ediyorum. Bu savunma istemi, utanç vesikası ve sendikacılığın yüz karasıdır.O sebeple Selahattin Gür, sendikadaki görevinden derhal istifa etmelidir” dedi.
“Bilinmelidir ki; 23 Mayıs’ta iş bırakan arkadaşlarımıza verilecek en küçük bir ceza da dahi, Türkiye Kamu-Sen olarak bunun hesabını en üst mahkemelerde soracağız” diyen Kazak sözlerini şöyle sürdürdü: “İnanıyorum ki; bu yanlıştan bir an önce dönülür ve kamu vicdanı rahatlatılır. Aksi halde; Selahattin GÜR hakkında mahkeme kararlarına uymadığı gerekçesiyle, hakkında dava açacağımızı ve hastaneyi kendisine zindan edeceğimizi belirtiyorum.
Ayrıca; tarihe kara bir leke olarak geçen, bu talihsiz olayda, Sağlık-Sen sendikası yetkililerine de ayrı görev düşmektedir. Sendikacılığa ihanet eden, bir sendika yönetim kurulu üyesini, disiplin kuruluna sevk etmeleri ve derhal azil etmeleri gerekmektedir. Aksi halde; Sağlık-Sen sendikasının yetkilileri de bu vebalin altından kalkamazlar ve bu olaya çanak tutmuş olurlar.
Kamuda oturduğu koltuğa güç veren ve oturduğu koltuktan güç alan, iki tip idareci profili vardır. Anlaşılıyor ki; Selahattin GÜR, oturduğu koltuğa güç vermekten çok, oturduğu koltuktan güç alan tiplerdendir. Bilmelidir ki; koltuklar ne Firavunlara, ne Nemrutlara ne de; Ebu Cehillere kalmıştır. Unutmasın ki; “Zulüm ile abad olanın, akıbeti berbat olur.” Adem Kesenek
RSS