2020-2021 öğretim yılından itibaren ortaokul ve liselerde yeniden sınıf tekrarı gelecek
Sınıfta kalmanın yeniden getirilmesini Sabah’a değerlendiren Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ömer Parlakçı, “Peki, sınıf tekrarı eğitimde kaliteyi arttırır mı? MEB’in kararı nasıl değerlendirilmeli? Bu konu ile ilgili hiç bir tartışma içine girilmeden, eğitim bileşenlerinin, eğitim çalışanlarının, sendikaların, eğitimdeki bilim insanlarının görüşü alınmadan görüşüne dahi başvurulmadan ‘sınıf tekrarı’ durumunun ortaya atılması bize göre ciddi bir eksikliktir” şeklinde konuştu.
Asıl amaç öğrencileri
meslek liselerine yönlendirmek
“Kendisi de eğitimci olan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un eğitimdeki nitelik sorununu sınıf tekrarıyla çözebileceğini düşünmesi gerçekten üzücü bir durum” diyen Parlakçı, “Sayın Bakan, ‘eğitimde kalite’ diye soyut bir kavram üretti, bu kavramın içeriği nedir bilmiyoruz. Aslında buradaki asıl amaç öğrencileri meslek liselerine yönlendirmek ve ara eleman yetiştirmek. Bakanın, satır arasında ifade ettiği ‘Başarısız öğrenciler kendine uygun olan okul türüne yönelsinler’ söylemi niyetini gayet ortaya koyuyor. Okulu 18 yaşına kadar bitirme zorunluğu var. Bu durumda öğrenciler okulu daha kolay bitireceklerini düşündükleri meslek liseleri ya da açık liseleri tercih edecekler” ifadelerini kullandı.
Sınav başarı ya da başarısızlığı tek
başına eğitim sürecinde bir veri olamaz
Başkan Parlakçı, bir öğrencinin eğitim sürecinin sadece sınav ile ele alınamayacağına vurgu yaparken, “Sınav başarı ya da başarısızlığı tek başına eğitim sürecinde bir veri olamaz. Türkiye gibi eğitimde fırsat eşitliğinin olmadığı, öğrencilerin eşit eğitim süreçlerinden geçmediği bir ülkede sınav hiçbir şekilde belirleyici olamaz. Bu nedenle sınıf tekrarının olumsuzlukları olacak. Bu olumsuzluktan en çok yoksul kesim etkilenecek” şeklinde konuştu.
Türkiye’de öğrenciler, eşit,
ilgisine göre eğitim almıyor
Yoksul kesimdeki öğrencilerin eğitime erişiminin zengin öğrencilerle aynı olmadığı tespitinde bulunan Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ömer Parlakçı, konuşmasına şu cümlelerle son verdi: “Bu durumda varlıklı aileler sınıf tekrarının önünü almak için her türlü desteği sağlayacak, çocuk akademik eğitim alacak. Fakat yoksul kesimdeki öğrencilerin bu şansı olmayacak ya meslek lisesi ya da açık öğretime gidecek ve üniversite eğitimi alma fırsatı olamayacak. Bizim eğitimciler ve Eğitim-Sen olarak eğitimde niteliği arttırmak için önerimiz, öğrencinin ilgisine ve yönelimine göre eşit ulaşılabilir kamusal eğitim. Türkiye’de öğrenciler, eşit, ilgisine göre eğitim almıyor, istemedikleri tercihleri yapmak zorunda bırakılıyorlar. Halbuki her öğrenci ilgisine ve yönelimine göre istediği okulda okuyabilmelidir.” Hüseyin Karataş
Sınıfta kalmanın yeniden getirilmesini Sabah’a değerlendiren Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ömer Parlakçı, “Peki, sınıf tekrarı eğitimde kaliteyi arttırır mı? MEB’in kararı nasıl değerlendirilmeli? Bu konu ile ilgili hiç bir tartışma içine girilmeden, eğitim bileşenlerinin, eğitim çalışanlarının, sendikaların, eğitimdeki bilim insanlarının görüşü alınmadan görüşüne dahi başvurulmadan ‘sınıf tekrarı’ durumunun ortaya atılması bize göre ciddi bir eksikliktir” şeklinde konuştu.
Asıl amaç öğrencileri
meslek liselerine yönlendirmek
“Kendisi de eğitimci olan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un eğitimdeki nitelik sorununu sınıf tekrarıyla çözebileceğini düşünmesi gerçekten üzücü bir durum” diyen Parlakçı, “Sayın Bakan, ‘eğitimde kalite’ diye soyut bir kavram üretti, bu kavramın içeriği nedir bilmiyoruz. Aslında buradaki asıl amaç öğrencileri meslek liselerine yönlendirmek ve ara eleman yetiştirmek. Bakanın, satır arasında ifade ettiği ‘Başarısız öğrenciler kendine uygun olan okul türüne yönelsinler’ söylemi niyetini gayet ortaya koyuyor. Okulu 18 yaşına kadar bitirme zorunluğu var. Bu durumda öğrenciler okulu daha kolay bitireceklerini düşündükleri meslek liseleri ya da açık liseleri tercih edecekler” ifadelerini kullandı.
Sınav başarı ya da başarısızlığı tek
başına eğitim sürecinde bir veri olamaz
Başkan Parlakçı, bir öğrencinin eğitim sürecinin sadece sınav ile ele alınamayacağına vurgu yaparken, “Sınav başarı ya da başarısızlığı tek başına eğitim sürecinde bir veri olamaz. Türkiye gibi eğitimde fırsat eşitliğinin olmadığı, öğrencilerin eşit eğitim süreçlerinden geçmediği bir ülkede sınav hiçbir şekilde belirleyici olamaz. Bu nedenle sınıf tekrarının olumsuzlukları olacak. Bu olumsuzluktan en çok yoksul kesim etkilenecek” şeklinde konuştu.
Türkiye’de öğrenciler, eşit,
ilgisine göre eğitim almıyor
Yoksul kesimdeki öğrencilerin eğitime erişiminin zengin öğrencilerle aynı olmadığı tespitinde bulunan Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ömer Parlakçı, konuşmasına şu cümlelerle son verdi: “Bu durumda varlıklı aileler sınıf tekrarının önünü almak için her türlü desteği sağlayacak, çocuk akademik eğitim alacak. Fakat yoksul kesimdeki öğrencilerin bu şansı olmayacak ya meslek lisesi ya da açık öğretime gidecek ve üniversite eğitimi alma fırsatı olamayacak. Bizim eğitimciler ve Eğitim-Sen olarak eğitimde niteliği arttırmak için önerimiz, öğrencinin ilgisine ve yönelimine göre eşit ulaşılabilir kamusal eğitim. Türkiye’de öğrenciler, eşit, ilgisine göre eğitim almıyor, istemedikleri tercihleri yapmak zorunda bırakılıyorlar. Halbuki her öğrenci ilgisine ve yönelimine göre istediği okulda okuyabilmelidir.” Hüseyin Karataş