Gaziantep Akademik Meslek Odalar Birliği, İnşaat Mühendisi Korkut Küçükcan’ın hayatını kaybetmesine neden olan Akkent Camii inşaatı iskelesinin çökmesi ile ilgili basın toplantısı düzenledi. Basın bildirisine 17 akademik oda imza atarken, toplantıya birçok STK temsilcisinin yanısıra Korkut Küçükcan’ın babası Kemal Küçükcan da katıldı
GAMOB Başkanı Dr. Ramazan Sürücü, “Bu felaketten çıkarılması gereken önemli dersler bulunuyor. Öncelikle ülkemizde yapılan kamu yapılarında, nicelik ve büyüklüğü ön plana alan bir anlayışın hakim olması en önemli sorundur. Bugünün koşullarında, kalkınmış ülkelerde en büyük havalimanını, ibadethaneyi, kültür merkezini veya hastaneyi yapmak maharet sayılmamaktadır. Ölçek takıntımızı acilen bir yana bırakarak yapının tasarımına, yapım kalitesine, iyi mimarlık ve mühendislik hizmeti almasına, teknik ve hukuki süreçlerin doğru şekilde yönetilmesine, iş güvenliği önlemlerine ve etkin denetime odaklanmamız gerekmektedir” dedi.
Yapı için düzenlenmiş bir inşaat ruhsatı olmadığı gibi, sağlıklı bir şekilde yapılmış mimari ve statik projeler olup olmadığının belirsiz olduğunu ifade eden Sürücü, “Yapımı üstlenen inşaat firması tarafından hazırlatılmış mimari ve statik projeler varsa bile, bu projelere artık ulaşılamadığı söylenmektedir. İlgili idare tarafından incelenmemiş, denetlenmemiş projeler gerçekten varsa bile, bu projeler hukuken ve teknik olarak yok hükmündedir. Yapının imara aykırı olarak yapılmasının, projelerinin ve ruhsatının bulunmaması bir yana, bu eksikliklerin, doğal bir sonucu olarak herhangi bir denetleme ve iş güvenliği hizmeti de olmadığı anlaşılmaktadır. Bu büyüklükte bir yapı yapılırken, tek bir işçinin bile sigortalı çalışmadığı bilinmektedir. Ayrıca iki katlı basit bir yapıda bile kullanılmaması gereken nitelikteki ahşap iskeleler 60 metre yüksekliğinde bir yapıda kullanılmış ve ilgili idare buna müdahale etmemiştir. Kalıplardaki uygunsuzluk ve kalitesizlik, betonarme yüzeylerdeki segregasyon (ayrışma, bozulma, aşınma), demir donatıların açığa çıkması, genel olarak betonarme imalatındaki kalitesizlik, bir denetleme mekanizması olmadığını açıkça göstermektedir. Hem TMMOB Uzman Heyeti tarafından oluşturulan 17 Kasım 2019 tarihli teknik rapor, hem de Gaziantep Valiliği’nin 18 Kasım 2019 tarihinde yaptığı ‘2019-48’ sayılı basın açıklamasında yer verilen “Kazanın meydana gelmesinin sebebi camide inşaatın olması değil, fen ve sanat kaidelerine uygun yapılmamasıdır.” ifadesi bu hususları açıkça vurgulamaktadır” değerlendirmesi yaptı.
Kurtarma çalışmaları sırasında Türkiye’nin afet ve kriz koordinasyonu konusundaki zafiyetinin bir kez daha gözler önüne serildiğini vurgulayan Sürücü, “Afet alanına çok sayıda ekip gelmiş ve pek çok inşaat firması iş makinası ve kalıp-iskele işçileriyle çalışmaları desteklemiş olsa da, koordinasyonun yeterli olmadığı görülmüştür. Bu noktada Valilik ve AFAD İl Müdürlüğü koordinasyonuyla, ildeki üniversiteler , akademik meslek örgütleri, , gönüllü kuruluşlar ve kişiler acilen bir araya gelerek kriz yönetimi konusunda bir eylem planı hazırlamalıdır. Kriz masasını kriz gerçekleştikten sonra kurmak bir anlam taşımamaktadır, kriz masası her an kurulabilecek nitelikte hazırlıklı olmak durumundadır” ifadelerini kullandı.
GAMOB Başkanı Dr. Ramazan Sürücü, konuşmasını şu cümlelerle sonlandırdı: “Her türlü yapının inşasında öncelikle imara uygunluk, fen kurallarına uygun projeler, inşaat ruhsatı, şantiye sorumluluğu, yapı denetimi, etkin kontrol ve iş güvenliği uzmanının bulundurulması gibi şartlar kesinlikle sağlanmalıdır.
Felaketin gerçekleştiği Akkent Camii’nde düzenlenmiş bir inşaat ruhsatı bulunsaydı, şantiye şefi, yapı denetim firması, iş güvenliği uzmanı da bulunacak ve böyle bir felaket belki de hiç yaşanmayacaktı. En çok özenmemiz ve titizlikle yapmamız gereken yapılardan olan camilerin bir kısmı gibi, Akkent Camii de, ne yazık ki uygun projesi ve ruhsatı olmayan, mühendislik ve mimarlık eseri sayılamayacak bir kaçak yapı durumundadır. Yapının bundan sonraki durumuyla ilgili tasarrufların belirlenmesi için öncelikle sağlıklı bir zemin etüdü ve statik analiz yapılması gerekmektedir. Fen ve mühendislik kurallarına uygun olarak yapılmayan, bir statik projesi bile bulunmayan ve Korkut Küçükcan’ı kaybettiğimiz bu yapının bu haliyle inşaatının devam edip etmeyeceğine bilimsel ve teknik değerlendirme sonucunda karar verilmelidir. Olumsuz bir rapor karşısında, hangi sebeple olursa olsun, halkın güvenliğini riske atacak bir yapının tamamlanmasına ve kullanıma açılmasına izin verilmemelidir. Bu basın bültenini imzalayan akademik meslek kuruluşları olarak, kazaya neden olan sorumluların yargılama neticesinde maddi gerçeğin ortaya çıkarılması ve cezalandırılması için gerekli çalışmaları yapacağımızı, hukuki sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyuna beyan ederiz.”
Basın bildirisine imza atan akademik olarak şu şekilde; “Gaziantep Barosu, Gaziantep-Kilis Tabip Odası, Makina Mühendisleri Odası Gaziantep Şubesi, İnşaat Mühendisleri Odası Gaziantep Şubesi, Mimarlar Odası Gaziantep Şubesi, Elektrik Mühendisleri Odası Gaziantep Şubesi, Gaziantep-Kilis Diş Hekimleri Odası, Ziraat Mühendisleri Odası Gaziantep Şubesi, Gaziantep Eczacılar Odası, Çevre Mühendisleri Odası Gaziantep Temsilciliği, Gıda Mühendisleri Odası Gaziantep Temsilciliği, Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Gaziantep Temsilciliği, Jeoloji Mühendisleri Odası Gaziantep Temsilciliği, Jeofizik Mühendisleri Odası Gaziantep Temsilciliği, Maden Mühendisleri Odası Gaziantep Temsilciliği, Gaziantep-Kilis Veteriner Hekimleri Odası ve Gaziantep Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası.” Fatma Karabacak
GAMOB Başkanı Dr. Ramazan Sürücü, “Bu felaketten çıkarılması gereken önemli dersler bulunuyor. Öncelikle ülkemizde yapılan kamu yapılarında, nicelik ve büyüklüğü ön plana alan bir anlayışın hakim olması en önemli sorundur. Bugünün koşullarında, kalkınmış ülkelerde en büyük havalimanını, ibadethaneyi, kültür merkezini veya hastaneyi yapmak maharet sayılmamaktadır. Ölçek takıntımızı acilen bir yana bırakarak yapının tasarımına, yapım kalitesine, iyi mimarlık ve mühendislik hizmeti almasına, teknik ve hukuki süreçlerin doğru şekilde yönetilmesine, iş güvenliği önlemlerine ve etkin denetime odaklanmamız gerekmektedir” dedi.
Yapı için düzenlenmiş bir inşaat ruhsatı olmadığı gibi, sağlıklı bir şekilde yapılmış mimari ve statik projeler olup olmadığının belirsiz olduğunu ifade eden Sürücü, “Yapımı üstlenen inşaat firması tarafından hazırlatılmış mimari ve statik projeler varsa bile, bu projelere artık ulaşılamadığı söylenmektedir. İlgili idare tarafından incelenmemiş, denetlenmemiş projeler gerçekten varsa bile, bu projeler hukuken ve teknik olarak yok hükmündedir. Yapının imara aykırı olarak yapılmasının, projelerinin ve ruhsatının bulunmaması bir yana, bu eksikliklerin, doğal bir sonucu olarak herhangi bir denetleme ve iş güvenliği hizmeti de olmadığı anlaşılmaktadır. Bu büyüklükte bir yapı yapılırken, tek bir işçinin bile sigortalı çalışmadığı bilinmektedir. Ayrıca iki katlı basit bir yapıda bile kullanılmaması gereken nitelikteki ahşap iskeleler 60 metre yüksekliğinde bir yapıda kullanılmış ve ilgili idare buna müdahale etmemiştir. Kalıplardaki uygunsuzluk ve kalitesizlik, betonarme yüzeylerdeki segregasyon (ayrışma, bozulma, aşınma), demir donatıların açığa çıkması, genel olarak betonarme imalatındaki kalitesizlik, bir denetleme mekanizması olmadığını açıkça göstermektedir. Hem TMMOB Uzman Heyeti tarafından oluşturulan 17 Kasım 2019 tarihli teknik rapor, hem de Gaziantep Valiliği’nin 18 Kasım 2019 tarihinde yaptığı ‘2019-48’ sayılı basın açıklamasında yer verilen “Kazanın meydana gelmesinin sebebi camide inşaatın olması değil, fen ve sanat kaidelerine uygun yapılmamasıdır.” ifadesi bu hususları açıkça vurgulamaktadır” değerlendirmesi yaptı.
Kurtarma çalışmaları sırasında Türkiye’nin afet ve kriz koordinasyonu konusundaki zafiyetinin bir kez daha gözler önüne serildiğini vurgulayan Sürücü, “Afet alanına çok sayıda ekip gelmiş ve pek çok inşaat firması iş makinası ve kalıp-iskele işçileriyle çalışmaları desteklemiş olsa da, koordinasyonun yeterli olmadığı görülmüştür. Bu noktada Valilik ve AFAD İl Müdürlüğü koordinasyonuyla, ildeki üniversiteler , akademik meslek örgütleri, , gönüllü kuruluşlar ve kişiler acilen bir araya gelerek kriz yönetimi konusunda bir eylem planı hazırlamalıdır. Kriz masasını kriz gerçekleştikten sonra kurmak bir anlam taşımamaktadır, kriz masası her an kurulabilecek nitelikte hazırlıklı olmak durumundadır” ifadelerini kullandı.
GAMOB Başkanı Dr. Ramazan Sürücü, konuşmasını şu cümlelerle sonlandırdı: “Her türlü yapının inşasında öncelikle imara uygunluk, fen kurallarına uygun projeler, inşaat ruhsatı, şantiye sorumluluğu, yapı denetimi, etkin kontrol ve iş güvenliği uzmanının bulundurulması gibi şartlar kesinlikle sağlanmalıdır.
Felaketin gerçekleştiği Akkent Camii’nde düzenlenmiş bir inşaat ruhsatı bulunsaydı, şantiye şefi, yapı denetim firması, iş güvenliği uzmanı da bulunacak ve böyle bir felaket belki de hiç yaşanmayacaktı. En çok özenmemiz ve titizlikle yapmamız gereken yapılardan olan camilerin bir kısmı gibi, Akkent Camii de, ne yazık ki uygun projesi ve ruhsatı olmayan, mühendislik ve mimarlık eseri sayılamayacak bir kaçak yapı durumundadır. Yapının bundan sonraki durumuyla ilgili tasarrufların belirlenmesi için öncelikle sağlıklı bir zemin etüdü ve statik analiz yapılması gerekmektedir. Fen ve mühendislik kurallarına uygun olarak yapılmayan, bir statik projesi bile bulunmayan ve Korkut Küçükcan’ı kaybettiğimiz bu yapının bu haliyle inşaatının devam edip etmeyeceğine bilimsel ve teknik değerlendirme sonucunda karar verilmelidir. Olumsuz bir rapor karşısında, hangi sebeple olursa olsun, halkın güvenliğini riske atacak bir yapının tamamlanmasına ve kullanıma açılmasına izin verilmemelidir. Bu basın bültenini imzalayan akademik meslek kuruluşları olarak, kazaya neden olan sorumluların yargılama neticesinde maddi gerçeğin ortaya çıkarılması ve cezalandırılması için gerekli çalışmaları yapacağımızı, hukuki sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyuna beyan ederiz.”
Basın bildirisine imza atan akademik olarak şu şekilde; “Gaziantep Barosu, Gaziantep-Kilis Tabip Odası, Makina Mühendisleri Odası Gaziantep Şubesi, İnşaat Mühendisleri Odası Gaziantep Şubesi, Mimarlar Odası Gaziantep Şubesi, Elektrik Mühendisleri Odası Gaziantep Şubesi, Gaziantep-Kilis Diş Hekimleri Odası, Ziraat Mühendisleri Odası Gaziantep Şubesi, Gaziantep Eczacılar Odası, Çevre Mühendisleri Odası Gaziantep Temsilciliği, Gıda Mühendisleri Odası Gaziantep Temsilciliği, Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Gaziantep Temsilciliği, Jeoloji Mühendisleri Odası Gaziantep Temsilciliği, Jeofizik Mühendisleri Odası Gaziantep Temsilciliği, Maden Mühendisleri Odası Gaziantep Temsilciliği, Gaziantep-Kilis Veteriner Hekimleri Odası ve Gaziantep Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası.” Fatma Karabacak