Bakır işlemeciliği yapan kadınlar, mesleğin maddi-manevi çok faydasını gördüklerini ifade etti.
Gaziantep’te bakır işlemeciliğini erkekler yapar diye bilinir ve anlatılırdı. Son bir kaç yıldır kadınlar da bu mesleğe ilgi duymaya başladı. Bunlardan bir tanesi de Atiye Özateş. Yaklaşık 2 senedir bakır işlemeciliği yapıyor. 3 aydır açmış olduğu dükkanda çalışan Özateş, “Ben fasoncuyum. Yani bakırı başkasından alıyorum, işliyorum. İşledikten sonra da malın sahibine veriyorum. O da satıyor. Çok fazla getirisi var diyemem. Kazandığımı elektrik faturasına, mutfak masraflarına veya su faturasına gidiyor” dedi.
Özateş, “Bu iş elime az da olsa para geçmesini sağlıyor. Çevrem oldu. Artık evde dört duvar arasında hapis hayatı yaşamıyorum. Sabah gelip açmam gereken bir dükkanım var. Hiç bir şey bilmiyordum. Ama artık her şeyden haberim oluyor. Bu iş ile birlikte artık hür bir kadın olduğumu hissettim. Kadınların kendi ayakları üzerinde durabileceğini gördüm. Ben yaptım, bence bunu başka kadınlar da yapabilir. Eşlerinin etkisinden kurtulsunlar artık. Benim düşüncem bu “ ifadelerinde bulundu.
‘Maddi olarak çok bir şey katmasa da
manevi olarak çok şey sağladı’
Bakır işlemeciliği yapan Tülay Demir ise, şunları söyledi: “Ev hanımıyım. Ev hanımlığından sıkıldım. Bakır işleme kursuna gittim. Bu işi öğrendim. Devam etmeye çalıştım. Ve kendi iş yerimi açtım. İş yerimi açalı 2 yıl oldu. Bu iki yıl içinde insanlar bir kadının da bakır işlemeciliğini yapabileceğini gördü. Ben de bu süre içinde tecrübe sahibi oldum. Maddi olarak çok bir şey katmasa da manevi olarak çok şey sağladı bana. Öncelikle beni stresten uzak tuttu, bir şeyleri yapabileceğimi gördüm. Bütün bunların dışında bana kattığı mutluluğu anlatamam.” Esra Aydın
Gaziantep’te bakır işlemeciliğini erkekler yapar diye bilinir ve anlatılırdı. Son bir kaç yıldır kadınlar da bu mesleğe ilgi duymaya başladı. Bunlardan bir tanesi de Atiye Özateş. Yaklaşık 2 senedir bakır işlemeciliği yapıyor. 3 aydır açmış olduğu dükkanda çalışan Özateş, “Ben fasoncuyum. Yani bakırı başkasından alıyorum, işliyorum. İşledikten sonra da malın sahibine veriyorum. O da satıyor. Çok fazla getirisi var diyemem. Kazandığımı elektrik faturasına, mutfak masraflarına veya su faturasına gidiyor” dedi.
Özateş, “Bu iş elime az da olsa para geçmesini sağlıyor. Çevrem oldu. Artık evde dört duvar arasında hapis hayatı yaşamıyorum. Sabah gelip açmam gereken bir dükkanım var. Hiç bir şey bilmiyordum. Ama artık her şeyden haberim oluyor. Bu iş ile birlikte artık hür bir kadın olduğumu hissettim. Kadınların kendi ayakları üzerinde durabileceğini gördüm. Ben yaptım, bence bunu başka kadınlar da yapabilir. Eşlerinin etkisinden kurtulsunlar artık. Benim düşüncem bu “ ifadelerinde bulundu.
‘Maddi olarak çok bir şey katmasa da
manevi olarak çok şey sağladı’
Bakır işlemeciliği yapan Tülay Demir ise, şunları söyledi: “Ev hanımıyım. Ev hanımlığından sıkıldım. Bakır işleme kursuna gittim. Bu işi öğrendim. Devam etmeye çalıştım. Ve kendi iş yerimi açtım. İş yerimi açalı 2 yıl oldu. Bu iki yıl içinde insanlar bir kadının da bakır işlemeciliğini yapabileceğini gördü. Ben de bu süre içinde tecrübe sahibi oldum. Maddi olarak çok bir şey katmasa da manevi olarak çok şey sağladı bana. Öncelikle beni stresten uzak tuttu, bir şeyleri yapabileceğimi gördüm. Bütün bunların dışında bana kattığı mutluluğu anlatamam.” Esra Aydın