CHP Gaziantep Milletvekili Ali Serindağ, bugün TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, “Bu sürece dur demek ve AKP’nin yarattığı siyasal iklimi değiştirmek gerekiyor” dedi. AKP’nin toplumun yapısını hızla değiştirdiğini belirten Serindağ, “AKP bu alanda özellikle Diyanet İşleri Başkanlığı’nı ve Milli Eğitim Bakanlığı’nı kullanıyor” dedi.
Eğitimde ve toplumsal hayata yapılan her müdahaleyi ve laiklik karşıtı hareketleri daha yakından takip ederek raporlaştıracaklarını belirten ve duyarlı bütün çevreleri ortak mücadeleye davet eden Serindağ şunları söyledi: “AKP uzun süredir toplumu dönüştürmek, Türkiye’yi değiştirmek ve başka bir mecraya sokmakla ile ilgili faaliyetlerini uzun süredir devam ettiriyor. Demokratik laik cumhuriyetin temel ilkelerini birer birer yok ediyor. Laiklik ilkesinin içini boşaltıyor.
Her gün yeni bir hamleyle karşılaşıyoruz. Örnek çok: “Cumhuriyet düzeni yerine İslami kurallar koymayı hedefleyen ve Osmanlı devlet düzenini örnek alan” birini Eğitim Bakanı yapınca, doğal olarak her şeyi tarumar edersiniz.
Milli Eğitim Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı AKP’nin öngördüğü amaçlara ulaşmak için çalışıyor. Nitekim, Diyanet’in 2012-2016 Stratejik Planı da buna uygun olarak hazırlandı. ‘Cami dışı din hizmetleri yönergesi’ çıkartılarak din görevlileri kanaat önderi olarak sunulmaya başladı. Yeni göreve başlayacak kaymakamlara bile Diyanet “devleti düzeltecek” kurum olarak sunulmaya başlandı. Sonradan laf değiştirilmeye çalışılsa da “İzmir’in farklı bir dindarlığı var. Bu dindarlığın irfan geleneğine ihtiyacı var. O nedenle irfan geleneğinden geçmiş birinin İzmir’e müftü atıyoruz” deme rahatlığı kazanıldı. Silivri’de “Sıbyan medresesi” adıyla açılan bir yerin yöneticileri “Devlet okullarındaki eğitim anlayışı çocukları köreltiyor şimdi, İslam’ı aşılamanın en güzel
zamanı” diyebiliyorlar.
Kılık-kıyafet serbestliği denen serbestlik küçük çocukların bile çarşafla okula gelmesini sağladı. Din topluma hakim kılınmaya çalışınca, laikliğin üzeri çizilince dini girişimlerin ardı arkası gelmiyor. Örneğin, İzmit’te Eğitim Müdürlüğü ve Müftülük işbirliği ile Kutlu Doğum Haftası etkinliklerinde tüm ortaokullarda “cennet için imam hatiplere gelin” çağrısı yapılabiliyor. AKP’nin neredeyse zorla uygulamaya soktuğu 4+4+4 eğitim sitemi ile, eğitim birliği ortadan kalktığı gibi, İmam Hatiplerin önü fazlasıyla açıldı. 8. Sınıfı bitiren yaklaşık 50 bin öğrenci okula kaydını yaptırmayarak “çocuk gelin ve çocuk işçi” tehlikesinin laf düzeyinde kalmadığını gösterdi…
Ülkemizde eğitim alanı da dahil olmak üzere laiklik, her yerden fiili olarak tasfiye edilmiştir. AKP Anayasa tartışmalarında da rengini belli etmiştir. Kaldı ki, Başbakan Yardımcısı Sayın Bekir Bozdağ, “Diyanet İşleri Başkanlığı’nın artık görevini laikliğe göre değil, Kuran ve Sünnete göre yapacağını” açıklamış ve laiklikle ilgili 136. Madde’nin “dine müdahaleci bir yaklaşım” olduğunu belirtmişti.
Ülkenin dokusu değişiyor. Cumhuriyet değerleri yok ediliyor. Siyasal ve toplumsal hayatta artık laiklik yalnızca lafta! Eğitim, her gün biraz daha kötüye gidiyor! Bu sürece dur demek ve AKP’nin yarattığı siyasal iklimi değiştirmek gerekiyor!
Bunun için, tercihini Cumhuriyet’ten, laiklikten, demokrasiden, adaletten ve özgürlükten yana yapan bütün kişilerin ve kuruluşların yan yana gelmesi ve yeni bir siyasal iklim yaratmanın mümkün olduğunu göstermeleri artık bir zorunluluktur. SHA
Eğitimde ve toplumsal hayata yapılan her müdahaleyi ve laiklik karşıtı hareketleri daha yakından takip ederek raporlaştıracaklarını belirten ve duyarlı bütün çevreleri ortak mücadeleye davet eden Serindağ şunları söyledi: “AKP uzun süredir toplumu dönüştürmek, Türkiye’yi değiştirmek ve başka bir mecraya sokmakla ile ilgili faaliyetlerini uzun süredir devam ettiriyor. Demokratik laik cumhuriyetin temel ilkelerini birer birer yok ediyor. Laiklik ilkesinin içini boşaltıyor.
Her gün yeni bir hamleyle karşılaşıyoruz. Örnek çok: “Cumhuriyet düzeni yerine İslami kurallar koymayı hedefleyen ve Osmanlı devlet düzenini örnek alan” birini Eğitim Bakanı yapınca, doğal olarak her şeyi tarumar edersiniz.
Milli Eğitim Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı AKP’nin öngördüğü amaçlara ulaşmak için çalışıyor. Nitekim, Diyanet’in 2012-2016 Stratejik Planı da buna uygun olarak hazırlandı. ‘Cami dışı din hizmetleri yönergesi’ çıkartılarak din görevlileri kanaat önderi olarak sunulmaya başladı. Yeni göreve başlayacak kaymakamlara bile Diyanet “devleti düzeltecek” kurum olarak sunulmaya başlandı. Sonradan laf değiştirilmeye çalışılsa da “İzmir’in farklı bir dindarlığı var. Bu dindarlığın irfan geleneğine ihtiyacı var. O nedenle irfan geleneğinden geçmiş birinin İzmir’e müftü atıyoruz” deme rahatlığı kazanıldı. Silivri’de “Sıbyan medresesi” adıyla açılan bir yerin yöneticileri “Devlet okullarındaki eğitim anlayışı çocukları köreltiyor şimdi, İslam’ı aşılamanın en güzel
zamanı” diyebiliyorlar.
Kılık-kıyafet serbestliği denen serbestlik küçük çocukların bile çarşafla okula gelmesini sağladı. Din topluma hakim kılınmaya çalışınca, laikliğin üzeri çizilince dini girişimlerin ardı arkası gelmiyor. Örneğin, İzmit’te Eğitim Müdürlüğü ve Müftülük işbirliği ile Kutlu Doğum Haftası etkinliklerinde tüm ortaokullarda “cennet için imam hatiplere gelin” çağrısı yapılabiliyor. AKP’nin neredeyse zorla uygulamaya soktuğu 4+4+4 eğitim sitemi ile, eğitim birliği ortadan kalktığı gibi, İmam Hatiplerin önü fazlasıyla açıldı. 8. Sınıfı bitiren yaklaşık 50 bin öğrenci okula kaydını yaptırmayarak “çocuk gelin ve çocuk işçi” tehlikesinin laf düzeyinde kalmadığını gösterdi…
Ülkemizde eğitim alanı da dahil olmak üzere laiklik, her yerden fiili olarak tasfiye edilmiştir. AKP Anayasa tartışmalarında da rengini belli etmiştir. Kaldı ki, Başbakan Yardımcısı Sayın Bekir Bozdağ, “Diyanet İşleri Başkanlığı’nın artık görevini laikliğe göre değil, Kuran ve Sünnete göre yapacağını” açıklamış ve laiklikle ilgili 136. Madde’nin “dine müdahaleci bir yaklaşım” olduğunu belirtmişti.
Ülkenin dokusu değişiyor. Cumhuriyet değerleri yok ediliyor. Siyasal ve toplumsal hayatta artık laiklik yalnızca lafta! Eğitim, her gün biraz daha kötüye gidiyor! Bu sürece dur demek ve AKP’nin yarattığı siyasal iklimi değiştirmek gerekiyor!
Bunun için, tercihini Cumhuriyet’ten, laiklikten, demokrasiden, adaletten ve özgürlükten yana yapan bütün kişilerin ve kuruluşların yan yana gelmesi ve yeni bir siyasal iklim yaratmanın mümkün olduğunu göstermeleri artık bir zorunluluktur. SHA