Gaziantep Demokratik Kadın Platformu’ndan Dr. Gökçe Altunay Kolağası, “Kadınların kim tarafından, neden öldürüldüğü tespit edilmedikçe; adil yargılama yapılmayıp şüpheli, sanık ve katiller caydırıcı cezalar almadıkça, önleyici tedbirler uygulanmadıkça şiddet boyut değiştirerek sürmeye devam ediyor. Bizler biliyoruz ki, böyle devam ettikçe bugün Kilis’te yarın başka bir kentte kadınlar ölüme, şiddete, taciz ve tecavüze, cinsiyet ayrımına uğrayacaklar” şeklinde açıklamada bulundu.
Caydırıcı cezalar verilmiyor, kadın cinayetlerinin önü açılıyor
Faillerin en ağır cezayı alması, adaletin tarafsız işlemesi, anaokullarından başlayarak toplumsal cinsiyet eğitimlerinin sağlanması, eşitlikçi politikalar kamu kurumları başta olmak üzere tüm alanlarda uygulanması, cinsiyetçi söylemler suç sayılması ve İstanbul Sözleşmesi uygulanması gerektiğini ifade eden Kolağası, “Kadınların, maruz kaldığı şiddeti önlemek ve kazanımlarını geliştirmek yerine, defalarca ve her yerde ‘İstanbul sözleşmesi yaşatır’ diye haykırmamıza rağmen İstanbul sözleşmesi uygulanmıyor, caydırıcı cezalar verilmiyor ve yeni şiddet olaylarının ve kadın cinayetlerinin önü açılıyor” tespitini yaptı.
Kadınların varlığına yönelik her gün tehdit artıyor
Kolağası, “Kadınları daha çok geleneksel bir yapının içine zorlayan görüş, her gün yeniden siyaset eliyle dozajını artırırken kadın hakları ve cinsiyet eşitsizliğine yönelik hak gasplarını meşrulaştırıyor. Kadın yaşamı, kadının geleceği, kadınların varlığına yönelik her gün tehdit artıyor; kadına yönelik eşitsizlik ve ayrımcılık sürdükçe biz kadınlar öldürülmeye devam ediyoruz. Tüm kadınlar bu şiddet sarmalından sıranın ne zaman kendisine geleceği kaygısı ile tedirgin, korku, kaygı ve belirsizlikle yaşamda var olmaya çalışmaktadırlar. Bugün de kadınların erkekler tarafından katledildiği bir haberle uyandık. Kilis’te bir kadın hemşire Fatma Solak çalıştığı hastanenin önünde, eşi tarafından katledildi. Üzgünüz, öfkeliyiz” ifadelerine yer verdi.
Fatma Solak’ın yalnızca bir erkek tarafından öldürülmediğinin altını çizen Kolağası, “İstanbul Sözleşmesi’ni feshedilmesini sağlayanlar, ekranlarda cinsiyet eşitsizliğini savunanlar, erkek yargı, kadın düşmanı politikalar, okullarda toplumsal cinsiyet eğitimini kaldıranlar, Fatma’nın katliama uğramasının zeminini yaratmışlar. Kadınlar artık kendi çalıştıkları iş yerlerinde ve hatta evlerinde bile güvende değil ve erkek şiddeti ile karşı karşıya kalmakta. Kendi çalıştığı hastanenin önünde kaybettiğimiz Fatma Solak’ın eşi, polis memuru olmasından dolayı taşıdığı silahı kendi eşine karşı kullanarak ölümüne sebep olmuştur. Ayrıca Fatma’nın yanında bulunan arkadaşı da polis memuru Hasan Solak’ın kurşunlarından yaralanarak, şiddetten nasibini aldı” hatırlatmasında bulundu.
Önlem alınmadıkça cinayetler azalmaz
Dr. Gökçe Altunay Kolağası, konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: “Şiddeti uygulayan fail, yaptığı şiddetle ilgili ceza almadığı müddetçe kadın cinayetleri artacak. Önlem alınmadıkça cinayetler azalmaz. Diğer taraftan, vahşetin boyutu her geçen gün artacak. Türkiye’de kadın cinayetlerinin temelinde de kadınların daha fazla hak ve özgürlük arayışlarına tahammülsüzlüğün de olduğunu biliyoruz. Hayatları hakkında verdikleri kararlar veya kendi hayatlarını yönetme çabaları bir türlü kabul göremiyor. Türkiye’nin dört bir yanında bize benzeyen ya da benzemeyen kadınlar inanılmaz bir mücadele yürütüyor. Hayatın her alanında, her konuda. Bu çok olumlu bir uyanış dinamiği. Kadınların haklarını arama dinamiği şiddetle bastırılmaya çalışılıyor.” Özer Karınca
RSS