Gaziantep Yaşam ve Kültür Derneği, öncülüğünde ve Ziraat Mühendisi Karaca Bozgeyik moderatörlüğünde “Türkiye Tarımının Sorunları ve Çözüm Önerilerine Gaziantep’ten Bakış” programı düzenlendi.
CHP Parti Meclisi Üyesi Doç Dr. Gökhan Günaydın, Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu Kurucu Başkanı Abdullah Aysu CHP Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal’ın konuşmacı olarak katıldığı programda Türkiye tarımının sorunları ve çözüm önerileri konuşuldu.
Çiftçilerin 160 milyar
lira borcu var
CHP Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal, “2002 yılında 2,8 milyon olan çiftçi sayımız 2,1 milyona düştü. 2002 yılında çiftçilerin 1 milyar lira borcu bulunurken, şu anda 160 milyar lira borcu var. Çiftçinin bu borçla tarımı sürdürmesi mümkün değil” şeklinde konuştu.
Çiftçi 34 milyon dönümde
tarım yapmaktan vazgeçti
CHP Parti Meclisi Üyesi Doç Dr. Gökhan Günaydın, “Son 20 yılda çiftçi 34 milyon dönümde tarım yapmaktan vazgeçti. 28 milyon hektar olan mera alanımız 14 milyona düştü ve 40 milyon hektar tarım arazisi sulanmayı bekliyor” dedi.
Üretici ile tüketiciyi doğrudan
buluşturmak gerekiyor
Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu Kurucu Başkanı Abdullah Aysu, “Üretici ile tüketiciyi doğrudan buluşturmak gerekiyor. Üretim kooperatiflerinin yanı sıra tüketim kooperatiflerinin kurulması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
Çiftçiler, mutsuz
tüketicilerde umutsuz
“Çiftçiler, mutsuz tüketicilerde umutsuz” cümleleriyle konuşmaya başlayan Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu Kurucu Başkanı Abdullah Aysu, “Çiftçiler, üretim girdilerinin tamamını yüksek fiyattan alırken, ürünleri maliyetin altında satıyorlar. Çiftçiler bu nedenle mutsuz. Tüketiciler ise çiftçilerden ucuz alınan ürünleri pahalı tüketiyorlar. Çiftçiden alınan ürün tüketiciye gelene kadar 7 noktaya uğrar. Fiyat bu şekilde yükselir” şeklinde konuştu.
Aysu, “Bir zamanlarda çok tartışılan soğan, çiftçinin tarlasından 40 kuruşa satın alındı ve 8-10 lira arasında satıldı. Üstelik bu ürünlerin hepsi zehirdir. Çünkü Hibrit tohumunu pahalı alıyoruz. Fazla verim elde edebilmek için çok su ve gübre kullanmamız lazım. Fakat gübre kullanıldığından tarlayı yabancı ot kullanıyor. O zamanda yabancı otları kurutmak için ilaç kullanıyoruz ve kullanılan ilaç da ürünün üzerinde kalıyor” ifadelerini kullandı.
Yeni Hal Yasası ile
175 hal kapatılacak
Meclis gündeminde yeni bir Hal Yasası’nın bulunduğunu kaydeden Aysu, “Bu yasa ile 175 hal kapatılacak ve 33’e düşürülecek. 33 hal de şirketlere devredilecek. Fiyatlar, gıdanın kalitesi ne olur onu bilemeyiz. Ayrıca Türkiye’de 27 bin kooperatif var ve bu kooperatiflerin 300 aktif diğerleri tabeladan ibarettir. Kooperatifler, sağlıklı gıda üretmeli, devlet yönetmemeli ve kararlar ortak alınmalıdır. Zehirsiz üretim yapabilmek için kooperatifler çiftçiye eğitim vermelidir. Kooperatifler büyürken, çiftçiler küçülüyor. O zaman kooperatifler, “Ristrun” payı dağıtmalıdır. Bu pay verildiğinde çiftçide kooperatiflerle beraber büyür” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye AKP döneminde 50 milyon
tondan fazla buğday ithal etti
Son 20 yılda Türkiye’de 34 milyon dönümde çiftçinin tarım yapmaktan vazgeçtiğini dile getiren CHP Parti Meclisi Üyesi Doç Dr. Gökhan Günaydın, “Türkiye, tarımsal ham madde dış ticaretinde net ithalatçıdır. Normal yıllarda 1 milyar dolarlık tarım ürünü satarken, 8-10 milyar dolarlık tarım ürünü ithal ederiz. Gelişmiş ülkeler artık tekstil işi ile uğraşmıyor. Türkiye makarnada ihracatında son 5 yıl da ilk beş içerisinde yer alıyor. Un ihracatında aynı. Türkiye AKP döneminde 50 milyon tondan fazla buğday ithal etti. Bu buğdayları da makarna, un, pasta ve irmik yaparak ihracat etmiş. Buğday ithalatı için ödenilen para ile ihracat edilen üründen kazanılan para karşılaştırıldığında 17 yıl içerisinde kalan para 1,5 milyar dolar” dedi.
Yılda 3,5 milyon ton
soya ithalatı yapılıyor
Yan Sanayicileri Birliği rakamlarına göre yılda 3,5 milyon ton soya ithalatı yapıldığını vurgulayan Günaydın, “Yılda 5 milyon tondan fazla buğday ithal ederken, pamuk, mısır, çeltik ithal ediyor. İthal edilen yem ham maddesinin tamamı GDO’ludur. Türkiye’de kent ve kır yoksulu en çok ezilen iki kesimdir. Bu iki kesimin refahını arttırabilmenin yolu tarım ve gıda politikalarını doğru uygulamaktan geçiyor” şeklinde ifadeler kullandı.
Türkiye’de kırsal
alanlar hızla boşalıyor
Türkiye’de kırsal alanların hızla boşaldığını ve orta büyüklükteki ilçelerin bile kan kaybettiğini kaydeden CHP Parti Meclisi Üyesi Doç Dr. Gökhan Günaydın, konuşmasına şöyle devam etti: “Nüfusumuzu iktisadi faaliyetlerimizi coğrafyamıza doğru biçimde yayamız lazım. Bununda yolu kırsal kalkınma politikaları ve tarım politikalarından geçer. Başka bir deyişle köyünde buğday üretmek, hayvancılık yapmak ya da çilek üretmek yerine bunların kendisine gelecek sağlamadığını görüp de İstanbul’a göçüp asgari ücretle özel güvenlik olmaya çalışan insanın kaderini değiştirmek zorundayız. Yol kırsal alını yeniden yeşillendirmektir. Kırsal alanda insanlara bir gelecek vadetmek.”
Depolarda 60 bin
tonun üzerinde et var
Dünyanın en ucuz kanatlı etini üreten ülkenin Türkiye olduğunu açıklayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal, “Almanya neden bizden almıyor da Brezilya’dan pahalı alıyor? Yeteri kadar buğday üretiyorsak, bir yıldan beri neden buğday ihracatı yasaklandı? Depolarda 60 bin tonun üzerinde et var ve bir yıldan beri bekliyor. Demek ki dünya tarıma stratejik bir alan olarak bakıyor. Bir karlılık, rant ve rekabetçilik olarak bakmıyor. Gıda egemenliği üzerinden bakıyor” diye ifadeler kullandı.
Son 17 yılda 470 milyar
TL’lik ithalat yapıldı
“Tarım ve gıda su ve enerjiden sonra dünyanın en önemli egemenlik tehdit silahı” diyen Sarıbal, “AKP, ithalat lobisi oluşturdu ve ciddi paralar kazandılar. Uruguay, Arjantin, Brezilya ve dünyanın her ülkesinden ülkeye et ve hayvan girişi oluyor. 30 yıl önce bu ülke canlı hayvan ithal edecek kim inanırdı. Son 17 yılda 470 milyar TL’lik ithalat yapıldı. 4-5 kalem bitkisel üretim ve canlı hayvan ve ete 81 milyar dolar para ödendi. İlk 8 ayda 5,4 milyon ton buğday, 2,8 milyon ton mısır ithalatı yapıldı. Dolayısıyla tarıma stratejik ana sektör olarak bakılması lazım. Tarıma gıda güvenliği ve gıda egemenliği üzerinden bakmalıyız” değerlendirmesinde bulundu.
Çiftçilere 180 milyar lira
desteği vermediler
Küçük ve orta ölçekli çiftçiler yerine büyük çiftçilerin desteklendiğine vurgu yapan Sarıbal, “Dünya’nın gıda ihtiyacını küçük ve orta ölçekli işletmeler karşılıyor. Ama bize büyük işletmeleri örnek gösterdiler. İşin içine, çiftçi yerine doktor, hakim, savcı ve diş hekimi girdi. 2019 yılı da dahil olmak üzere bugüne kadar çiftçiye 140 milyar lira destek verilirken, 180 milyar lira desteği vermediler. Bu ülkenin 25 milyon buğdaya ihtiyacı varsa bunu planlayabiliriz. Çünkü ülkemizin her bölgesinde buğday yetişebilir. Her yere aynı ürünü ekerseniz belli bir zaman sonra istenilen verimi alamazsınız” dedi.
Ürünlerin taban fiyatı
ekimden önce açıklanmalı
CHP Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal, konuşmasına şu cümlelerle son verdi: “Türkiye, petrolden sonra en fazla dövizi soya, ayçiçeği, pamuk ve bu gibi ürünlerine türevlerine ödüyor. Şu anda üretilen ürünlerin yüzde 10’u sigortalı ve bu rakam çok düşük. Çünkü prim yüksek ve çeşitli kriterleri bulunmaktadır. Tüm ürünleri planlayıp, herkesi kayıt altına alıp, tüm ürünleri sigortalı yapmalıyız ve sigortanın tümünü devlet karşılamalı. Ayrıca çiftçinin en büyük sorunlarından biri de sosyal güvencedir. Sosyal güvencesi olmayan çiftçi kazanamadığından asgari ücretle çalışmaya razı oluyor. Ürünlerin taban fiyatı ekimden önce açıklanmalı ki çiftçi hangi ürünü ektiğinde ne kadar kazanacağını bilmeli.” Hüseyin Karataş
CHP Parti Meclisi Üyesi Doç Dr. Gökhan Günaydın, Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu Kurucu Başkanı Abdullah Aysu CHP Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal’ın konuşmacı olarak katıldığı programda Türkiye tarımının sorunları ve çözüm önerileri konuşuldu.
Çiftçilerin 160 milyar
lira borcu var
CHP Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal, “2002 yılında 2,8 milyon olan çiftçi sayımız 2,1 milyona düştü. 2002 yılında çiftçilerin 1 milyar lira borcu bulunurken, şu anda 160 milyar lira borcu var. Çiftçinin bu borçla tarımı sürdürmesi mümkün değil” şeklinde konuştu.
Çiftçi 34 milyon dönümde
tarım yapmaktan vazgeçti
CHP Parti Meclisi Üyesi Doç Dr. Gökhan Günaydın, “Son 20 yılda çiftçi 34 milyon dönümde tarım yapmaktan vazgeçti. 28 milyon hektar olan mera alanımız 14 milyona düştü ve 40 milyon hektar tarım arazisi sulanmayı bekliyor” dedi.
Üretici ile tüketiciyi doğrudan
buluşturmak gerekiyor
Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu Kurucu Başkanı Abdullah Aysu, “Üretici ile tüketiciyi doğrudan buluşturmak gerekiyor. Üretim kooperatiflerinin yanı sıra tüketim kooperatiflerinin kurulması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
Çiftçiler, mutsuz
tüketicilerde umutsuz
“Çiftçiler, mutsuz tüketicilerde umutsuz” cümleleriyle konuşmaya başlayan Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu Kurucu Başkanı Abdullah Aysu, “Çiftçiler, üretim girdilerinin tamamını yüksek fiyattan alırken, ürünleri maliyetin altında satıyorlar. Çiftçiler bu nedenle mutsuz. Tüketiciler ise çiftçilerden ucuz alınan ürünleri pahalı tüketiyorlar. Çiftçiden alınan ürün tüketiciye gelene kadar 7 noktaya uğrar. Fiyat bu şekilde yükselir” şeklinde konuştu.
Aysu, “Bir zamanlarda çok tartışılan soğan, çiftçinin tarlasından 40 kuruşa satın alındı ve 8-10 lira arasında satıldı. Üstelik bu ürünlerin hepsi zehirdir. Çünkü Hibrit tohumunu pahalı alıyoruz. Fazla verim elde edebilmek için çok su ve gübre kullanmamız lazım. Fakat gübre kullanıldığından tarlayı yabancı ot kullanıyor. O zamanda yabancı otları kurutmak için ilaç kullanıyoruz ve kullanılan ilaç da ürünün üzerinde kalıyor” ifadelerini kullandı.
Yeni Hal Yasası ile
175 hal kapatılacak
Meclis gündeminde yeni bir Hal Yasası’nın bulunduğunu kaydeden Aysu, “Bu yasa ile 175 hal kapatılacak ve 33’e düşürülecek. 33 hal de şirketlere devredilecek. Fiyatlar, gıdanın kalitesi ne olur onu bilemeyiz. Ayrıca Türkiye’de 27 bin kooperatif var ve bu kooperatiflerin 300 aktif diğerleri tabeladan ibarettir. Kooperatifler, sağlıklı gıda üretmeli, devlet yönetmemeli ve kararlar ortak alınmalıdır. Zehirsiz üretim yapabilmek için kooperatifler çiftçiye eğitim vermelidir. Kooperatifler büyürken, çiftçiler küçülüyor. O zaman kooperatifler, “Ristrun” payı dağıtmalıdır. Bu pay verildiğinde çiftçide kooperatiflerle beraber büyür” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye AKP döneminde 50 milyon
tondan fazla buğday ithal etti
Son 20 yılda Türkiye’de 34 milyon dönümde çiftçinin tarım yapmaktan vazgeçtiğini dile getiren CHP Parti Meclisi Üyesi Doç Dr. Gökhan Günaydın, “Türkiye, tarımsal ham madde dış ticaretinde net ithalatçıdır. Normal yıllarda 1 milyar dolarlık tarım ürünü satarken, 8-10 milyar dolarlık tarım ürünü ithal ederiz. Gelişmiş ülkeler artık tekstil işi ile uğraşmıyor. Türkiye makarnada ihracatında son 5 yıl da ilk beş içerisinde yer alıyor. Un ihracatında aynı. Türkiye AKP döneminde 50 milyon tondan fazla buğday ithal etti. Bu buğdayları da makarna, un, pasta ve irmik yaparak ihracat etmiş. Buğday ithalatı için ödenilen para ile ihracat edilen üründen kazanılan para karşılaştırıldığında 17 yıl içerisinde kalan para 1,5 milyar dolar” dedi.
Yılda 3,5 milyon ton
soya ithalatı yapılıyor
Yan Sanayicileri Birliği rakamlarına göre yılda 3,5 milyon ton soya ithalatı yapıldığını vurgulayan Günaydın, “Yılda 5 milyon tondan fazla buğday ithal ederken, pamuk, mısır, çeltik ithal ediyor. İthal edilen yem ham maddesinin tamamı GDO’ludur. Türkiye’de kent ve kır yoksulu en çok ezilen iki kesimdir. Bu iki kesimin refahını arttırabilmenin yolu tarım ve gıda politikalarını doğru uygulamaktan geçiyor” şeklinde ifadeler kullandı.
Türkiye’de kırsal
alanlar hızla boşalıyor
Türkiye’de kırsal alanların hızla boşaldığını ve orta büyüklükteki ilçelerin bile kan kaybettiğini kaydeden CHP Parti Meclisi Üyesi Doç Dr. Gökhan Günaydın, konuşmasına şöyle devam etti: “Nüfusumuzu iktisadi faaliyetlerimizi coğrafyamıza doğru biçimde yayamız lazım. Bununda yolu kırsal kalkınma politikaları ve tarım politikalarından geçer. Başka bir deyişle köyünde buğday üretmek, hayvancılık yapmak ya da çilek üretmek yerine bunların kendisine gelecek sağlamadığını görüp de İstanbul’a göçüp asgari ücretle özel güvenlik olmaya çalışan insanın kaderini değiştirmek zorundayız. Yol kırsal alını yeniden yeşillendirmektir. Kırsal alanda insanlara bir gelecek vadetmek.”
Depolarda 60 bin
tonun üzerinde et var
Dünyanın en ucuz kanatlı etini üreten ülkenin Türkiye olduğunu açıklayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal, “Almanya neden bizden almıyor da Brezilya’dan pahalı alıyor? Yeteri kadar buğday üretiyorsak, bir yıldan beri neden buğday ihracatı yasaklandı? Depolarda 60 bin tonun üzerinde et var ve bir yıldan beri bekliyor. Demek ki dünya tarıma stratejik bir alan olarak bakıyor. Bir karlılık, rant ve rekabetçilik olarak bakmıyor. Gıda egemenliği üzerinden bakıyor” diye ifadeler kullandı.
Son 17 yılda 470 milyar
TL’lik ithalat yapıldı
“Tarım ve gıda su ve enerjiden sonra dünyanın en önemli egemenlik tehdit silahı” diyen Sarıbal, “AKP, ithalat lobisi oluşturdu ve ciddi paralar kazandılar. Uruguay, Arjantin, Brezilya ve dünyanın her ülkesinden ülkeye et ve hayvan girişi oluyor. 30 yıl önce bu ülke canlı hayvan ithal edecek kim inanırdı. Son 17 yılda 470 milyar TL’lik ithalat yapıldı. 4-5 kalem bitkisel üretim ve canlı hayvan ve ete 81 milyar dolar para ödendi. İlk 8 ayda 5,4 milyon ton buğday, 2,8 milyon ton mısır ithalatı yapıldı. Dolayısıyla tarıma stratejik ana sektör olarak bakılması lazım. Tarıma gıda güvenliği ve gıda egemenliği üzerinden bakmalıyız” değerlendirmesinde bulundu.
Çiftçilere 180 milyar lira
desteği vermediler
Küçük ve orta ölçekli çiftçiler yerine büyük çiftçilerin desteklendiğine vurgu yapan Sarıbal, “Dünya’nın gıda ihtiyacını küçük ve orta ölçekli işletmeler karşılıyor. Ama bize büyük işletmeleri örnek gösterdiler. İşin içine, çiftçi yerine doktor, hakim, savcı ve diş hekimi girdi. 2019 yılı da dahil olmak üzere bugüne kadar çiftçiye 140 milyar lira destek verilirken, 180 milyar lira desteği vermediler. Bu ülkenin 25 milyon buğdaya ihtiyacı varsa bunu planlayabiliriz. Çünkü ülkemizin her bölgesinde buğday yetişebilir. Her yere aynı ürünü ekerseniz belli bir zaman sonra istenilen verimi alamazsınız” dedi.
Ürünlerin taban fiyatı
ekimden önce açıklanmalı
CHP Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal, konuşmasına şu cümlelerle son verdi: “Türkiye, petrolden sonra en fazla dövizi soya, ayçiçeği, pamuk ve bu gibi ürünlerine türevlerine ödüyor. Şu anda üretilen ürünlerin yüzde 10’u sigortalı ve bu rakam çok düşük. Çünkü prim yüksek ve çeşitli kriterleri bulunmaktadır. Tüm ürünleri planlayıp, herkesi kayıt altına alıp, tüm ürünleri sigortalı yapmalıyız ve sigortanın tümünü devlet karşılamalı. Ayrıca çiftçinin en büyük sorunlarından biri de sosyal güvencedir. Sosyal güvencesi olmayan çiftçi kazanamadığından asgari ücretle çalışmaya razı oluyor. Ürünlerin taban fiyatı ekimden önce açıklanmalı ki çiftçi hangi ürünü ektiğinde ne kadar kazanacağını bilmeli.” Hüseyin Karataş