2012-2013 eğitim-öğretim yılının tam bir karmaşa ve kaos ortamında başlayacağının ilk işaretleri gelmeye başladı
Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ömer Faruk Koç, “4+4+4 eğitim sisteminde çocuklar kadar öğretmenlerimiz de mağdur olmuştur. Bu eğitim sistemi ile öğretmenler norm fazlası durumuna düşmüştür. Norm fazlası öğretmenlerin atama ve yer değiştirmelerinde yaşanan karışıklığa Milli Eğitim Bakanlığı‘nın beceriksizliği de eklenince, özellikle ortaokulların öğretmen ihtiyacının karşılanıp karşılanmayacağı sorusu hala yanıtını bulabilmiş değildir” dedi.
Öğretmenler norm fazlası haline geldi
Koç, “4+4+4 eğitim sisteminin uygulanmaya başlamasıyla birlikte birçok sorun ortaya çıkmaya başlamıştır. Okulların dönüştürülmesi ile öğretmen ve öğrencilerin resmen sürgün edilmesi, 5 yaşındaki çocukların ilkokul eğitimine uygun gelişimlerini tamamlamadan okula başlatılacak olması, yeni müfredat hazırlığının olmaması, 4+4+4 sonrasında çok sayıda öğretmenin "norm fazlası" haline gelmesi ve özellikle ortaokullarda ortaya çıkacak öğretmen ihtiyacı vb. sorunlar, 2012-2013 eğitim-öğretim yılının tam bir karmaşa ve kaos ortamında başlayacağının ilk işaretlerini vermektedir” diye konuştu.
136 bin öğretmen atanması gerekirken
sadece 40 bin atama yapılıyor
4+4+4 eğitim sisteminde çocuklar kadar öğretmenlerin de mağdur olduğuna dikkat çeken Koç, Norm fazlası öğretmenlerin atama ve yer değiştirmelerinde yaşanan karışıklığa Milli Eğitim Bakanlığı‘nın beceriksizliği de eklenince, özellikle ortaokulların öğretmen ihtiyacının karşılanıp karşılanmayacağı sorusu hala yanıtını bulabilmiş değildir. Milli Eğitim Bakanlığı’nın tepeden inme bir şekilde yasalaşan 4+4+4 eğitim sisteminin acil olarak ihtiyaç duyduğu en az 136 bin öğretmen atanması gerekirken, sadece 40 bin öğretmenin atanacağını açıklaması dikkat çekicidir. Ayrıca il içi, il dışı ve özür durumu tayinleri kılavuzlarında mağduriyet yaratan birçok madde konulmuş ve birçok öğretmenin atama dışında kalmasına neden olmuş ve yeni mağduriyetler yaratmıştır.
Çocuklar, gelişimini
tamamlayamadan zorla okula gelecek
4+4+4 ile bağlantılı bir diğer önemli sorun okulların dönüştürülmesi nedeniyle çok sayıda okulun rehber öğretmensiz kalacağını da vurgulayan Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ömer Faruk Koç, “Okulların ilkokul ve ortaokul diye ayrılması rehber öğretmen açığını daha da büyütecektir. Bu yasa; okula başlama yaşının düşmesi nedeniyle küçük yaştaki öğrencilerimizin rehber öğretmen ihtiyacını karşılamaktan çok uzak kalmaktadır.
Ömer Dinçer eğitim biliminin en temel gerçeklerini çarpıtmaktadır.
Evrensel bir gerçek olan 72 ay öncesi çocukların gelişimini tamamlamadan ilkokula alınması çocuklara yapılacak en büyük kötülüktür. Ancak Bakan Dinçer’in 66-72 aylık çocukları zorla ilkokula kaydetmeyi “bilimsel tercih” olarak nitelendirmesi dikkat çekicidir. Bakan Dinçer’in Avrupa ülkelerinde okul öncesi eğitime başlayan çocukları örnek vererek, ilkokula başlama yaşının erkene almayı meşrulaştırmaya çalışması ise, içine düştüğü çaresizliğin somut bir yansımasıdır. Okulöncesi eğitim ile ilkokul arasındaki derin ayrımı bilmekten aciz bir kişinin Milli Eğitim Bakanlığı yapıyor olması, Türkiye ve eğitim sistemi açısından gerçekten üzüntü vericidir” şeklinde açıklama yaptı.
Başarısızlık ve okuldan
soğuma sorunu yaşanacak
Fiziksel ve zihinsel gelişimleri açısından okul öncesi çağda olması gereken 60-72 aylık çocukların bizzat bakanlığın dayatmasıyla ve zorla ilkokula gönderilmesinin bu yaş grubu çocuklarda ileri yaşlarda yaratacağı etkilere de dikkat çeken Koç, ilkokul çağ nüfusu içinde olmayan çocukların zorla ilkokula gönderilmesinin bu çocuklarda, kendisini başarısız hissetme ve okuldan soğuma gibi sonuçlar yaratacaktır.
Okula değil okul öncesine
başlaması lazım
Koç, Milli Eğitim Bakanı’nın 4+4+4 ile ilgili hemen her konuda olduğu gibi, okula başlama yaşı ile ilgili olarak da kamuoyunu yanlış bilgilendirmekte olduğunu vurgularken, “60-72 aylık çocukların pedagojik olarak ilkokula değil, okul öncesi eğitime gitmesi gerektiği yönündeki evrensel gerçeği göz ardı ederek konuşmaktadır. Bu yasa küçük yaştaki çocuklarımızı mağdur ettiği gibi mevcut öğrencilerimizi de mağdur etmektedir. Gerek sınıf mevcutlarının kalabalık olması, gerek ortaöğretimdeki birçok öğrencimizin yerleştirilememesi ya da adreslerinden çok uzak bölgelere kaydedilmesi gibi bu mağduriyetlerin başında gelmektedir. Okullar açıldığında ve 4+4+4 dayatması uygulanmaya başlandığında kimlerin doğruyu söylediği, kimlerin halkı yalan yanlış bilgilerle kandırmaya, kendi siyasal amaçları doğrultusunda yönlendirmeye çalıştığı elbette görülecektir. Milli Eğitim Bakanı’na ve hükümete önerimiz eğitimde kaos ortamı yaratan bu yasayı derhal geri çekmesidir” dedi.
Bakan Dinçer’in Eğitim Sen’i
hedef göstermesi kabul edilemez
Bakan Dinçer’in eğitimde 4+4+4 dayatmasına karşı bir süredir başta Eğitim Sen olmak üzere, eğitim bilimcileri, meslek örgütleri, demokratik kitle örgütleri ve toplumun geniş bir kesiminden yükselen tepkileri bölmek amacıyla kullandığı suçlayıcı ve hedef gösteren ifadelerin suç ve kabul edilemez olduğuna vurgu yapılan açıklamada şu görüşlere yer verildi: “Bir ülkenin Milli Eğitim Bakanı, her açıklaması öncesinde düşünerek ve söylediklerinin sonuçlarını hesap ederek konuşmalıdır. 4+4+4’e yönelik bilimsel itirazları ve eleştirileri dikkate alması ve görevinin sorumluluğuyla hareket etmesi atılacak en doğru adım olacaktır. Milli Eğitim Bakanı, bugüne kadar olduğu gibi, 4+4+4’e ilişkin sorunlara at gözlüğü ile bakmaktan vazgeçmelidir. 4+4+4 dayatmasının çocuklarımıza ne kadar büyük bir kötülük olduğu görülmelidir. Milli Eğitim Bakanı somut bir iş yapmak istiyorsa, bizleri suçlamaktan ve çocuklarımızın geleceği ile oynamaktan vazgeçmeli, eğitimde kaos yaratan bu yasayı derhal geri çekmelidir.”
Resim,
Eğitim Sen, 4+4+4 sisteminin eğitimde yaratacağı olumsuzluklara dikkat çekti.
Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ömer Faruk Koç, “4+4+4 eğitim sisteminde çocuklar kadar öğretmenlerimiz de mağdur olmuştur. Bu eğitim sistemi ile öğretmenler norm fazlası durumuna düşmüştür. Norm fazlası öğretmenlerin atama ve yer değiştirmelerinde yaşanan karışıklığa Milli Eğitim Bakanlığı‘nın beceriksizliği de eklenince, özellikle ortaokulların öğretmen ihtiyacının karşılanıp karşılanmayacağı sorusu hala yanıtını bulabilmiş değildir” dedi.
Öğretmenler norm fazlası haline geldi
Koç, “4+4+4 eğitim sisteminin uygulanmaya başlamasıyla birlikte birçok sorun ortaya çıkmaya başlamıştır. Okulların dönüştürülmesi ile öğretmen ve öğrencilerin resmen sürgün edilmesi, 5 yaşındaki çocukların ilkokul eğitimine uygun gelişimlerini tamamlamadan okula başlatılacak olması, yeni müfredat hazırlığının olmaması, 4+4+4 sonrasında çok sayıda öğretmenin "norm fazlası" haline gelmesi ve özellikle ortaokullarda ortaya çıkacak öğretmen ihtiyacı vb. sorunlar, 2012-2013 eğitim-öğretim yılının tam bir karmaşa ve kaos ortamında başlayacağının ilk işaretlerini vermektedir” diye konuştu.
136 bin öğretmen atanması gerekirken
sadece 40 bin atama yapılıyor
4+4+4 eğitim sisteminde çocuklar kadar öğretmenlerin de mağdur olduğuna dikkat çeken Koç, Norm fazlası öğretmenlerin atama ve yer değiştirmelerinde yaşanan karışıklığa Milli Eğitim Bakanlığı‘nın beceriksizliği de eklenince, özellikle ortaokulların öğretmen ihtiyacının karşılanıp karşılanmayacağı sorusu hala yanıtını bulabilmiş değildir. Milli Eğitim Bakanlığı’nın tepeden inme bir şekilde yasalaşan 4+4+4 eğitim sisteminin acil olarak ihtiyaç duyduğu en az 136 bin öğretmen atanması gerekirken, sadece 40 bin öğretmenin atanacağını açıklaması dikkat çekicidir. Ayrıca il içi, il dışı ve özür durumu tayinleri kılavuzlarında mağduriyet yaratan birçok madde konulmuş ve birçok öğretmenin atama dışında kalmasına neden olmuş ve yeni mağduriyetler yaratmıştır.
Çocuklar, gelişimini
tamamlayamadan zorla okula gelecek
4+4+4 ile bağlantılı bir diğer önemli sorun okulların dönüştürülmesi nedeniyle çok sayıda okulun rehber öğretmensiz kalacağını da vurgulayan Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ömer Faruk Koç, “Okulların ilkokul ve ortaokul diye ayrılması rehber öğretmen açığını daha da büyütecektir. Bu yasa; okula başlama yaşının düşmesi nedeniyle küçük yaştaki öğrencilerimizin rehber öğretmen ihtiyacını karşılamaktan çok uzak kalmaktadır.
Ömer Dinçer eğitim biliminin en temel gerçeklerini çarpıtmaktadır.
Evrensel bir gerçek olan 72 ay öncesi çocukların gelişimini tamamlamadan ilkokula alınması çocuklara yapılacak en büyük kötülüktür. Ancak Bakan Dinçer’in 66-72 aylık çocukları zorla ilkokula kaydetmeyi “bilimsel tercih” olarak nitelendirmesi dikkat çekicidir. Bakan Dinçer’in Avrupa ülkelerinde okul öncesi eğitime başlayan çocukları örnek vererek, ilkokula başlama yaşının erkene almayı meşrulaştırmaya çalışması ise, içine düştüğü çaresizliğin somut bir yansımasıdır. Okulöncesi eğitim ile ilkokul arasındaki derin ayrımı bilmekten aciz bir kişinin Milli Eğitim Bakanlığı yapıyor olması, Türkiye ve eğitim sistemi açısından gerçekten üzüntü vericidir” şeklinde açıklama yaptı.
Başarısızlık ve okuldan
soğuma sorunu yaşanacak
Fiziksel ve zihinsel gelişimleri açısından okul öncesi çağda olması gereken 60-72 aylık çocukların bizzat bakanlığın dayatmasıyla ve zorla ilkokula gönderilmesinin bu yaş grubu çocuklarda ileri yaşlarda yaratacağı etkilere de dikkat çeken Koç, ilkokul çağ nüfusu içinde olmayan çocukların zorla ilkokula gönderilmesinin bu çocuklarda, kendisini başarısız hissetme ve okuldan soğuma gibi sonuçlar yaratacaktır.
Okula değil okul öncesine
başlaması lazım
Koç, Milli Eğitim Bakanı’nın 4+4+4 ile ilgili hemen her konuda olduğu gibi, okula başlama yaşı ile ilgili olarak da kamuoyunu yanlış bilgilendirmekte olduğunu vurgularken, “60-72 aylık çocukların pedagojik olarak ilkokula değil, okul öncesi eğitime gitmesi gerektiği yönündeki evrensel gerçeği göz ardı ederek konuşmaktadır. Bu yasa küçük yaştaki çocuklarımızı mağdur ettiği gibi mevcut öğrencilerimizi de mağdur etmektedir. Gerek sınıf mevcutlarının kalabalık olması, gerek ortaöğretimdeki birçok öğrencimizin yerleştirilememesi ya da adreslerinden çok uzak bölgelere kaydedilmesi gibi bu mağduriyetlerin başında gelmektedir. Okullar açıldığında ve 4+4+4 dayatması uygulanmaya başlandığında kimlerin doğruyu söylediği, kimlerin halkı yalan yanlış bilgilerle kandırmaya, kendi siyasal amaçları doğrultusunda yönlendirmeye çalıştığı elbette görülecektir. Milli Eğitim Bakanı’na ve hükümete önerimiz eğitimde kaos ortamı yaratan bu yasayı derhal geri çekmesidir” dedi.
Bakan Dinçer’in Eğitim Sen’i
hedef göstermesi kabul edilemez
Bakan Dinçer’in eğitimde 4+4+4 dayatmasına karşı bir süredir başta Eğitim Sen olmak üzere, eğitim bilimcileri, meslek örgütleri, demokratik kitle örgütleri ve toplumun geniş bir kesiminden yükselen tepkileri bölmek amacıyla kullandığı suçlayıcı ve hedef gösteren ifadelerin suç ve kabul edilemez olduğuna vurgu yapılan açıklamada şu görüşlere yer verildi: “Bir ülkenin Milli Eğitim Bakanı, her açıklaması öncesinde düşünerek ve söylediklerinin sonuçlarını hesap ederek konuşmalıdır. 4+4+4’e yönelik bilimsel itirazları ve eleştirileri dikkate alması ve görevinin sorumluluğuyla hareket etmesi atılacak en doğru adım olacaktır. Milli Eğitim Bakanı, bugüne kadar olduğu gibi, 4+4+4’e ilişkin sorunlara at gözlüğü ile bakmaktan vazgeçmelidir. 4+4+4 dayatmasının çocuklarımıza ne kadar büyük bir kötülük olduğu görülmelidir. Milli Eğitim Bakanı somut bir iş yapmak istiyorsa, bizleri suçlamaktan ve çocuklarımızın geleceği ile oynamaktan vazgeçmeli, eğitimde kaos yaratan bu yasayı derhal geri çekmelidir.”
Resim,
Eğitim Sen, 4+4+4 sisteminin eğitimde yaratacağı olumsuzluklara dikkat çekti.