Uyuşturucu kullanma yaşı 11’e düştü
Türkiye Yeşilay Cemiyeti Gaziantep Temsilcisi Fatih Tamer, 23 Nisan Milletin Meclisinin kuruluş yıl dönümünde, çocuk bayramı olarak çeşitli etkinliklerin yapıldığı bir zaman diliminde çocuklarımızın ve gençlerimizin bağımlılık ve cinayetlerle bir arada anılıyor olmasının utanç verici olduğunu belirtti.
Tamer, Yeşilay Cemiyeti'nin 5 Mart 1920’de kuruluşundan hemen sonra millet iradesinin yönetime yansıdığı ilk Meclisin kuruluş yıl dönümünün, 23 Nisan günü olduğunu hatırlattı.
''Yine aynı gün bir bayram olarak çocuklara atfedilmiş ki, ülkenin dört bir yanında etkinlikler düzenlenerek çocuklarımız onurlandırılıyor, kutlamalar yapılıyor. Ancak daha birkaç gün önce yaşadığımız bir cinayet maalesef çocuk denecek yaşta biri tarafından yapıldı. Cinayeti işledikten sonra ''ceza alır mıyım'' diyecek kadar kendini kaybetmiş bir cinayet zanlısı var karşımızda. Hatırlatmamız gerekiyor ki, ülkenin içini karıştırmak isteyen karanlık ellerin planıyla yapılan Dink cinayetinde de, parçalanarak çöpe atılan Münevver Karabulut cinayetinde de ve en son merhum Dr. Ersin Arslan cinayetinde de katilin yaşı 17 idi. Bizler Yeşilay olarak sigara, alkol, uyuşturucu ve kumar gibi televizyon gibi bağımlılıkların çocuklarda yaygınlaştığını ve kullanım yaşının 11'e kadar düştüğünü söylerken, tam da bu tehlikeye işaret ediyoruz'' dedi.
''Yani çocuk yaşta aklı başından gidebilen, dünyaya dair tutunacak dalı olmayan ve hayatı anlamlandıramayan bu çocuklar kısa bir süre sonra ya kendilerini öldürecek derecede madde kullanmakta, ya tiner kullanarak sokaklarda dehşet saçmakta ya da belirttiğimiz üzere toplum vicdanını yaralayan cinayetlerin failleri olmaktalar'' diye Tamer, açıklamasını şöyle tamamladı: ''Daha düne kadar bebek olan bu sevimli çocukların nasıl birer bağımlı ve suç makinesine döndüğünü sorgulamamız ve başta devlet olmak üzere tüm kamuoyu olarak sorumluluktan kaçmamamız gerekiyor. Bir başka cinayetle daha sarsılmadan, facialar yaşanmadan ''Felaketten önce'' çocuklarımızın ve gençlerimizin başındaki belaları def etmemiz gerekiyor. Aksi halde başka bir kurbanın cenazesinde, ya da bir evladımızın altın vuruş yaparak bir köşede cansız yatan bedeniyle karşılaştığımızda sloganlar atarak sokaklarda yürümeye devam edeceğiz. Yeşilay olarak Devletin çocukları ve gençleri olumsuz etkileyen her türlü kötülükten (sigara, alkol, kumar, fuhuş vb.) bağını koparmasının gerektiğini tekrar yüksek sesle dile getiriyoruz. Bunu söylerken de Anayasanın 58. maddesindeki devletin görevini hatırlatıyoruz. Sivil toplumun ve kamuoyunun testi kırılmadan harekete geçmesini ve böylesi cinayetlerin yaşanmaması için çalışmalar yapmasını ümit ediyoruz. Çocukların çocuk olarak kaldığı ve insan canının bu kadar ucuz olmadığı bir dünya için insanlık adına çaba göstermemiz gerekiyor.''AA
Türkiye Yeşilay Cemiyeti Gaziantep Temsilcisi Fatih Tamer, 23 Nisan Milletin Meclisinin kuruluş yıl dönümünde, çocuk bayramı olarak çeşitli etkinliklerin yapıldığı bir zaman diliminde çocuklarımızın ve gençlerimizin bağımlılık ve cinayetlerle bir arada anılıyor olmasının utanç verici olduğunu belirtti.
Tamer, Yeşilay Cemiyeti'nin 5 Mart 1920’de kuruluşundan hemen sonra millet iradesinin yönetime yansıdığı ilk Meclisin kuruluş yıl dönümünün, 23 Nisan günü olduğunu hatırlattı.
''Yine aynı gün bir bayram olarak çocuklara atfedilmiş ki, ülkenin dört bir yanında etkinlikler düzenlenerek çocuklarımız onurlandırılıyor, kutlamalar yapılıyor. Ancak daha birkaç gün önce yaşadığımız bir cinayet maalesef çocuk denecek yaşta biri tarafından yapıldı. Cinayeti işledikten sonra ''ceza alır mıyım'' diyecek kadar kendini kaybetmiş bir cinayet zanlısı var karşımızda. Hatırlatmamız gerekiyor ki, ülkenin içini karıştırmak isteyen karanlık ellerin planıyla yapılan Dink cinayetinde de, parçalanarak çöpe atılan Münevver Karabulut cinayetinde de ve en son merhum Dr. Ersin Arslan cinayetinde de katilin yaşı 17 idi. Bizler Yeşilay olarak sigara, alkol, uyuşturucu ve kumar gibi televizyon gibi bağımlılıkların çocuklarda yaygınlaştığını ve kullanım yaşının 11'e kadar düştüğünü söylerken, tam da bu tehlikeye işaret ediyoruz'' dedi.
''Yani çocuk yaşta aklı başından gidebilen, dünyaya dair tutunacak dalı olmayan ve hayatı anlamlandıramayan bu çocuklar kısa bir süre sonra ya kendilerini öldürecek derecede madde kullanmakta, ya tiner kullanarak sokaklarda dehşet saçmakta ya da belirttiğimiz üzere toplum vicdanını yaralayan cinayetlerin failleri olmaktalar'' diye Tamer, açıklamasını şöyle tamamladı: ''Daha düne kadar bebek olan bu sevimli çocukların nasıl birer bağımlı ve suç makinesine döndüğünü sorgulamamız ve başta devlet olmak üzere tüm kamuoyu olarak sorumluluktan kaçmamamız gerekiyor. Bir başka cinayetle daha sarsılmadan, facialar yaşanmadan ''Felaketten önce'' çocuklarımızın ve gençlerimizin başındaki belaları def etmemiz gerekiyor. Aksi halde başka bir kurbanın cenazesinde, ya da bir evladımızın altın vuruş yaparak bir köşede cansız yatan bedeniyle karşılaştığımızda sloganlar atarak sokaklarda yürümeye devam edeceğiz. Yeşilay olarak Devletin çocukları ve gençleri olumsuz etkileyen her türlü kötülükten (sigara, alkol, kumar, fuhuş vb.) bağını koparmasının gerektiğini tekrar yüksek sesle dile getiriyoruz. Bunu söylerken de Anayasanın 58. maddesindeki devletin görevini hatırlatıyoruz. Sivil toplumun ve kamuoyunun testi kırılmadan harekete geçmesini ve böylesi cinayetlerin yaşanmaması için çalışmalar yapmasını ümit ediyoruz. Çocukların çocuk olarak kaldığı ve insan canının bu kadar ucuz olmadığı bir dünya için insanlık adına çaba göstermemiz gerekiyor.''AA
RSS