ANASAYFA arrow right Güncel

Deprem sonrası tarım alanlarında yapılaşma tehlikesi

Deprem sonrası tarım alanlarında yapılaşma tehlikesi
YAYINLAMA: 24 Ekim 2023 / 14.31
GÜNCELLEME: 24 Ekim 2023 / 15.25
“Bir gram tarım toprağı, binlerce yılda oluşuyor. Tarım arazilerinin yapılaşmasına kesinlikle karşıyız”

Hatay’da depremin ardından yıkılan binalardan geriye kalan molozların döküldüğü ve çadır kentlerin kurulduğu mutlak tarım alanlarının imara açılmasına yönelik endişe duyuluyor. Söz konusu alanların, tarım yapılabilir marjinal alanlar haline dönüştürülmesi çağrısında bulunan Hatay Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Ahmet Sever; “Bir gram tarım toprağı, binlerce yılda oluşuyor. Tarım arazilerinin yapılaşmasına kesinlikle karşıyız” dedi.

Enkaz kaldırma ve moloz dökümünde kurallara uygun şekilde hareket edilmemesi şehirde asbest tehlikesi oluştururken, molozların tarım alanlarına kontrolsüzce dökülmesi ise başka riskleri beraberinde getiriyor.

6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve birçok ili etkileyen depremlerde  en çok hasar alan şehirler arasında Hatay'da yer aldı. Moloz döküm alanları ve konteyner kentlerin kurulduğu bölgelerin imara açılması durumunda Hatay’da, mutlak tarım alanlarının kaybedilmesine yönelik endişe duyuluyor. 

Tarımsal sit alanlarına ve mutlak tarım alanlarına kontrolsüz şekilde molozların ve atıkların atıldığını söyleyen Hatay Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Ahmet Sever, bundan sonra uygulanacak planların bölge yapısına uygun yapılması gerektiğini belirtti. Yapılan yanlışların, tamamen telafi edilemeyeceğini fakat dönüştürülebileceğini aktaran Sever, söz konusu alanların asla yapılaşmaya ve imara açılmamasına dikkat çekti. 

Ana yollara yakın tarlalara, yerleşim değeri kazanması açısından tarla sahipleri önderliğinde molozların dökülmesine müsaade edildiğini dile getiren Sever, şunları paylaştı: 

“Birçok tarla sahibinin, bu alanların imara açılması yönünde beklentileri var. Su kaynaklarının doğduğu yerler, meyve bahçeleri ve zeytinlikler dikkate alınmadan molozlar, atıklar döküldü. Mutlak tarım arazilerine devlet tarafından, kira karşılığı konteyner kentler yapıldı. Havayolu istikametinde sağlı sollu şekilde kontrolsüzce ilerlendi. Taban suyu yüksek olmasına rağmen sel ve su baskını ihtimali olan yerler dahi dikkate alınmadan konteyner kentler, çadır kentler yapıldı. Amik, Samandağ, Arsuz, Dörtyol ovası, sit alanıdır ve buralara kesinlikle yapı yapılamaz, herhangi bir şey dökülemez. Bu, kanunlara da aykırıdır. Çıkardıkları kanunları, önce kendileri çiğniyor. Konteyner kentler yapılırken, tabanlarına dökülen moloz ve betonlar, bu alanların da tarım dışına çıkmasına neden oldu. Daha sonra çıkarılacak imar kanunlarıyla belki buraları daha sonra yapılaşmaya açmak için bahane olarak kullanılabilir”

Söz konusu arazilerin artık mutlak tarım arazisine dönüştürülemeyeceğini vurgulayan Sever; “Bir gram tarım toprağı, binlerce yılda oluşuyor. Tarım arazilerinin yapılaşmasına kesinlikle karşıyız. Molozlar bir şekilde kaldırılabilir, üzerine toprak dökülerek, kontrollü tarım yapılıp, marjinal araziler haline dönüştürülebilir. Çünkü, artık mutlak tarım arazisine dönüşemez. Bir işlem yaparak tarımsal üretim yapılabilinir” dedi.

Verim açısından Hatay’ın dünya ortalamasının üzerinde olduğunu anlatan Sever, pamuk, mısır, narenciye üretiminde önde gelen şehirlerden biri olduğuna dikkat çekti.

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *