ANASAYFA arrow right Güncel

Eğitim seviyesi arttıkça şiddet azalır

Eğitim seviyesi arttıkça şiddet azalır
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 04.52
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 04.52
Şiddet olaylarının artmasında psikolojik etmenlerin etkili olduğunu ifade eden Şahin, şiddetin önüne geçmek için eğitimin önemine vurgu yaptı. “Kişilerin eğitim seviyeleri arttıkça suç oranları düşüyor. Mesela Gaziantep’te hapishanede buluna
Şiddet olaylarının artmasında psikolojik etmenlerin etkili olduğunu ifade eden Şahin, şiddetin önüne geçmek için eğitimin önemine vurgu yaptı. “Kişilerin eğitim seviyeleri arttıkça suç oranları düşüyor. Mesela Gaziantep’te hapishanede bulunan insanların eğitim seviyelerine bakılabilir. Acaba en çok hangi eğitim grubundan insan, şu an hapishanede yatıyor ona bakmak lazım. Hiç okuma yazma bilmeyen kesimde suç oranı fazla iken, üniversite düzeyine doğru çıkıldığında suç oranında azalma görülmektedir. O yüzden ülkemizde yap-boz tahtasına dönen eğitim sisteminin düzeltilmesi gerekir. Kaliteli eğitim verildiğinde, insanların eğitim seviyesi yükseldiğinde şiddet eğilimi, saldırgan davranışları azalacaktır” dedi.
Kişi şiddet uyguluyorsa
daha önce şiddet gördüğü içindir
Bir insanın şiddet göstermesi için çocukluk, ergenlik ve yetişkinlik döneminde şiddette maruz kalması gerektiğini belirten Şahin, “Yani bir insan başkasına şiddet uygulayabiliyorsa, daha önce kendisi de aynı şiddete maruz kaldığından dolayı, genelde bunu içine atar biriktirir biriktirir ve bir noktadan sonra da bu birikim patlama noktasına gelir. İşte bu patlama anı psikolojide depresyon veya kaygı bozukluğu, gibi hastalık isimleriyle anılır” şeklinde konuştu.
“Anti sosyal kişilik yapısı
varsa şiddete meyillidir”
Bir insanın başkasına şiddet uygulamasının temelinde yetişme tarzından kaynaklanan durumlar olduğuna dikkat çeken Şahin, “Mesela anti sosyal kişilik yapısı varsa şiddete meyillidir. Topluma uyum sağlayamazlar ve insanlarla çok rahat bir iletişim kuramazlar. Çünkü kendisi de çocukluk veya yetişkinlik döneminde aile içerisinde rahat bir ortamda yetişememiştir. Muhakkak problemli bir ailede ve çevrede büyümüştür. Onların iletişim kurma şekli vurmak, dövmek, öldürmek, kesmek şeklindedir. Ayrıca kendini yeterli hissetmeyen, aciz ve çaresiz hisseden insanlar duygularını bastırmak için güçlü gibi görünmeye çalışırlar. Aslan gibi adamım imajı verirler, ama arka planda çok korkak, uyuşuk, pısırık bir insan olabilir. Kendisi o yönünü bastırmak ve eksikliğini kapatmak için şiddet eğilimli davranabilirler. Kişilerdeki merkezi sinir sistemindeki kontrol mekanizmalarını saf dışı bırakıp bertaraf ettiği için, kişi madde kullandığı zaman, çevresindeki insanlara şiddet eğilimli davranabilirler” ifadesini kullandı.
Gaziantep’te şiddetin artmasında
psikolojik etmenler var
Gaziantep’te son zamanlarda şiddet olaylarının artmasında psikolojik etmenlerin olduğunun altını çizen Şahin, kişilerin kişilik yapılarının şiddeti tetiklediğini kaydetti. Örneğin son yıllarda Gaziantep’e göç dalgasının yaşanması ve bu durumun Gaziantep’teki işsizlik oranlarını arttırması. Uyuşturucu olaylarını arttırdı. Ekonomik sıkıntılar, kişinin işsiz kalması gibi olaylar Gaziantep’teki şiddet olaylarını tetikleyen en önemli faktörlerdir. Ego yetersizliği, kişilerin kendine güvenmemesi ve ego zayıflığı da etkileyen bir diğer faktörlerdendir” diye açıklama yaptı.
Şiddetin önüne geçebilmek için
aileden başlanılması gerek
Şiddetin önüne geçebilmek için aileden başlanılması gerektiğini sözlerine ekleyen Uzman Psikolog Hayrettin Şahin, “Anne-baba okulu gibi belediyelerin öncülüğünde yapılan etkinlikler ile iyi bir eğitim sürecinden geçirilmesi gerekir. Ana-baba okulu eğitimini alması gerekir ki sağlıklı evlat yetiştirsin. Saygıya-sevgiye dayalı yetiştirildi mi o insan çevresine kolay kolay zarar vermez. Yine en fazla şiddet olayının yaşandığı olaylardan bir tanesi de aile içi ve karı-koca arasındaki şiddet. Bunun için de evlenen çiftlere evlilik okulları adı altında 1 ya da 1,5 aylık süre içerisinde yapılan kurslara, seminerlere katılarak, kendilerini evliliğe hazırlayabilirler. Evliliği ve aile içi iletişimi deneme yanılma yoluyla öğreniyoruz. Eğer bu eğitimleri toplum, hükümet, yerel yönetimler olarak bilimsel ve sistematik bir şekilde halkımıza verebilirse şiddet olayları azalabilir. Temel sebep de kişilerin yetişme tarzı, hayata bakış açıları, geçmişte yaşamış olduğu dramatik anılar şiddet olaylarını tetikliyor. Bunların ortadan kaldırılması da uzun vadeli bir çözümle sağlanabilir, kısa vadeli bir çözüm ile şu an için pek bir şey yapılamaz. En fazla emniyet tedbir alır” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Erkekler, eşinden anne babasının
davrandığı gibi davranmasını ister
Şahin, kadınlara yönelik şiddetin neden arttığını da şu sözlerle anlattı: “Toplumumuz erkeklere yönelik bir toplum. Çocukluktan itibaren erkek çocukları farklı ve özel olarak yetiştiriliyor. Aşırı korunuyor yerine göre evin kralı, onun her dediği yerine getiriliyor. Bu durumda çocuk büyüyünce de, eşinin, anne ve babasının kendisine davrandığı gibi davranmasını istiyor. Kadın bunu yapmadığı zaman aile ortamında çatışma meydana geliyor. Kadınlar, erkeklere göre daha narin, nazik, naif oldukları için şiddet uygulamazlar. Bu tamamen erkeklerin egosundan kaynaklanan bir şey, ben her şeyin en iyisini en doğrusunu bilirim, ben var ya ben bir taneyim, evi ben idare ederim, benim dediğim olacak gibi durumlarla kadına baskı uygular.”
Erkekler, kadınları zamanla
eşya gibi görmeye başlar
Erkeklerin zaman içerisinde kadınların mesleğini eleştirdiğini ve onu insan gibi değil de eşya gibi görmeye başladığını hatırlatan Şahin, “Eşya gibi görmeye başladığı için de şiddet uygulaması daha kolay olur. Bir masa ve sandalyeyi nasıl kolay bir şekilde kırabiliyorsa kadına da aynı şekilde davranmaktan kaçınmaz. Egosu yüksek kendini beğenmiş bu tarz insanlar, karşıdaki insanı kadın olsun erkek osun genelde eşya gözüyle baktıkları için kırmaktan çekinmezler. Katiller insanları bir nesne gibi görürler ve gözlerini kırpmadan çok rahat bir şekilde insan öldürebilirler. Bu tür insanların genelde empati kültürü gelişmemiştir. Anti sosyal kişilik yapısına sahip insanlar da empati kuramazlar. Karşısındaki insanın ne isteyeceğini, ne hissedeceğini pek anlayamazlar, çeker vurur. İşte bir mısır iyi pişmemiş diye gözünü bile kırpmadan karşıdaki insanı öldüren şahıs gibi örnekler verilebilir. Mantıklı bir açıklaması yok. Tamamen duygularıyla hareket ederler bu tarz insanlar ki bu bunun temelinde anlatmış olduğum konular var” ifadelerine yer verdi. Hüseyin Karataş



Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *