“Emekliler olarak son 22 yıldır alım gücümüzü eriten TÜİK’i mahkemeye vereceğiz”

TÜİK, enflasyon verilerini bugün açıkladı. Buna göre mayıs ayında aylık enflasyon yüzde 3,37 olurken yıllık yüzde 75,45’e yükseldi. Akademisyenler tarafından yürütülen Enflasyon Araştırma Grubu’na (ENAG) göre ise aylık enflasyon yüzde 5,66, yıllık yüzde 120,66 olarak hesaplandı.

TÜED Basın Sözcüsü Mehmet Emin Tangören, yaptığı yazılı açıklamada; TÜİK’in açıkladığı enflasyon verilerini gerçek dışı bulduklarını belirtti. Emeklilerin ihtiyaçlarına yönelik ayrı bir sepet oluşturulmasını ve TÜFE hesaplamalarının buna göre yapılmasını isteyen Tangören, şunları kaydetti:

“Emekli aylıklarının son 22 yılda ciddi bir şekilde eridiği açıktır. Asgari ücretin 184 lira olduğu 2002 yılında en düşük emekli aylığı 257 lira idi. Yani asgari ücretin yaklaşık yüzde 40 üzerindeydi. Bugün aynı kıyaslama yapıldığında en düşük emekli aylığının 23 bin 802 lira olması gerekiyordu. Oysa bugün en düşük emekli aylığı sadece 10 bin lira tutarında kalmıştır. 22 yıldır yaşanan bu erimenin iki ana sebebi vardır. Birincisi, aylık bağlama oranının yıllar içerisinde düşürülmesi; ikincisi ise emekli aylık artışlarının TÜİK’in hesapladığı TÜFE’ye endekslenmesidir. TÜİK, ne yazık ki güncel yaşamın gerçeklerinden çok uzak kalan enflasyon açıklamalarıyla emeklilerin ve çalışanların aylıklarının son 22 yılda erimesine ve alım gücünü yitirmesine sebep olmuştur. TÜİK, Ocak-Mayıs 2024 aylarını kapsayan 5 aylık TÜFE oranını yüzde 22,72 olarak açıklamıştır. Oysa TÜRK-İŞ’in her ay düzenli olarak yaptığı çarşı-pazar araştırmasına göre açlık ve yoksulluk sınırı, aynı dönemde TÜFE oranının yüzde 31,42 olduğunu gözler önüne sermiştir. Diğer taraftan bağımsız araştırma kuruluşu ENAG ise aynı dönem içerisinde TÜFE oranını yüzde 33,80 olarak belirlemiştir.

“TÜİK, emeklinin celladı hâline geldi”

Artık enflasyonu hesapladığı sepeti bile yayınlayamaz olan TÜİK; emeklinin, çalışanın yani giderek yoksullaşan kesimlerin adeta celladı hâline gelmiştir. Bu kesimlerin alım gücünü son 22 yılda düşüren hesaplamaların vebali TÜİK’in boynundadır. Giderek yoksullaşmamızın ve dünyanın en fakir emeklileri arasında yer almamızın yegâne sorumlusu TÜİK’tir ve bu iş belli ki mahkemelik olacaktır. Emekliler olarak son 22 yıldır alım gücümüzü eriten TÜİK’i mahkemeye vereceğiz. Emekliler, ne üzücüdür ki 22 yıl öncesini ve o günkü alım gücünü hayal etmektedir. Bütün dünyada emekliler geleceğini planlarken Türkiye’de gününü bile planlayamayan emeklilerimiz geçmişe özlem duymakta, nostalji yaşamaktadır.”