Enerji artışlarının sanayiciye ilave maliyet anlamına geldiğini ifade eden Muş, “Bu artışlar artık bütçenin imkanları daha fazla el vermediğinden zaruretten dolayı yansıtmak zorunda kaldı. Çünkü Türkiye'nin ortalama enerji ithalatı 2019'dan geriye dönük 10 yıla bakın ortalama 35-40 milyar dolar. Geçen sene 51 milyar dolar, bu sene 100 milyar doların üzerine çıkıyor. Dolayısıyla bizim geleneksel ortalama fiyatımızın 3 katı enerji faturasıyla karşı karşıyayız” dedi.
Artış ister istemez
sanayicilerimizi zorlayacak
Enerji fiyatına dolar açısından bakıldığından AB’nin çok altında olduğunu kaydeden Muş, “İhracat yapıyorken kullandığımız enerji maliyeti hala oradakilerin altında ama kendi içimizdeki artış, ister istemez sanayicilerimizi zorlayacak ancak bütçeden bütün imkanlar kullanılıyor, sübvansiyon maksimum seviyede yapılıyor. Bunun dışındaki yansıtılmak zorunda kalıyor. Bizim bir enerji kaynağımız yok, onu bütçeye kaynak oluşturmuyoruz. Dolayısıyla toplanan vergilerden oluşuyor bu bütçe” ifadelerini kullandı.
Avrupa'daki belirsizlik ve
yavaşlama talebi zayıflatıyor
Türkiye'nin ihracatının yüzde 55'inin AB ve AB üyesi olmayan Avrupa'ya yapıldığını dile getiren Muş, “Ocak-ağustos döneminde 2021 dönemine göre, bu bölge ihracatımız yüzde 17,2 artmış durumda fakat bu artış aylara göre biraz ılıman trendine giriyor. Dolayısıyla Avrupa'daki belirsizlik ve yavaşlama talebi zayıflatıyor. Örneğin haziran ayında bir önceki yıla göre AB'ye ihracatımız yüzde 17,8 artarken temmuz ayında yüzde 5,2, ağustos ayında yüzde 2,7. Geçen senenin altına düşmedik, ancak arzu ettiğimiz artış yok. Bunu da Avrupa'daki belirsizliğe bağlıyoruz” ifadelerini kullandı.
Pazar’ı çeşitlendirmeye
çalışıyoruz
Bakan Muş, “ihracatçıyı sadece AB'ye değil ve AB üyesi Avrupa ülkelerine değil biraz daha farklı yerlere götürmeye çalışıyoruz. Pazar’ı çeşitlendirmeye çalışıyoruz. Avrupa'ya değil Kuzey Amerika'ya oradan Latin Amerika'ya, Uzak Doğu'daki bazı ülkelere odaklanmak istiyoruz. Bu biraz zaman alacak ve dünyadaki yavaşlama, Avrupa'daki o belirsizlik enerji kesintisinin olup olmayacağı gibi beklentiler ister istemez talebi aşağı çekiyor. Orada yavaşlayan talep de bizim buradaki ihracatımızı zorluyor” tespitini yaptı.
Daha fazla
kaynağa ihtiyaç var
Türkiye'nin bu yılki ihracat hedefinin 250 milyar dolar olduğunu vurgulayan Bakan Muş, “Bütün gelişmelere rağmen bu hedefi halen koruyoruz. Yani 250 milyar dolardan sapmış değiliz. Bunu yakalayacağımızı düşünüyoruz. Türkiye'de en önemli meselelerin başında finansman, sermaye birikimi ve tasarruf oranlarındaki düşüklük geliyor. Dolayısıyla tasarruf oranlarındaki düşüklük olduğu zaman sizin bunu sübvanse edebilmeniz için dışardan kaynak bulmanız gerekiyor. Eğer yeteri kadar tasarrufunuz yoksa finanse edecek kaynağa ulaşmalısınız. Finansman erişim noktasında yaptığımız görüşmelerde farklı dönemlerde iş dünyasından bazı şikayetler geliyor, müdahale ediliyor, çözülmeye çalışılıyor. Sanayiciye EXİM'in kaynakları maksimum seviyede kullandırılmaya çalışılıyor. Tabii daha fazla kaynağa ihtiyaç var” değerlendirmesini yaptı.
Muvazaalı işlemler yapılırsa
meclisten yaptırım talep edeceğiz
Araç satışlarındaki düzenleme konusuna değinen Muş, ikinci el araç satışına ilişkin düzenlemeye dair noterlere yazı gönderildiğini söyledi. “Resmi bir yazı yazıldı ve noterler 6 bin kilometre yazısını görmek zorundalar. Eğer burada muvazaalı işlemler yapılırsa bununla alakalı yaptırımı meclisten talep edeceğiz. Böylelikle kurala uyulmadığı takdirde cezai müeyyideyi de ciddi şekilde arttıracağız. Bu muvazaalı işlemleri takip ediyoruz. Dolayısıyla bu işlemi tespit ettiğimiz zaman bu düzenleme geçtikten uygulayacağız. Bunu farklı sektörlerde de yaptık. Yetkili olacağız muvazaalı işlemleri takip ediyoruz” diye konuştu.
Devlet bir kural koyduğunda
herkesin ona uyması lazım
Muş, “Birilerinin üzerinden yaparlar' deniliyor. Siz bir kural koydunuz, o kuralın arkasından dolaşılıyorsa hukukta bu muvazaalı işlemdi. Dolayısıyla bu gerçeği yansıtmayan bir işlemdir. Bunun yaptırımı ağır olur. Bu iş sadece galericiye kalmaz, bireylere de gideriz o zaman. Normalde bireylerin ticari işletme faaliyetlerinde bulunmayanlara bir kısıtlama yok. Yani ‘Hastanız, olur başınıza bir iş gelir aracınızı satmanız gerekebilir’ onları dahil etmedik, çok insani bir şey bu. Ticari işletmelerde bunu yapanlara bu kısıtlama var. Herkes 15 Eylül'den itibaren bu kurala uyacak. Bu işin içerisine giren hem bireyler hem ticari işletmeler getireceğimiz bu yaptırımla karşı karşıya kalacaklar. Ne onlar üzülsün ne biz üzülelim ne de kimsenin canı sıkılsın. Devlet bir kural koyduğunda herkesin ona uyması lazım” açıklamasında bulundu.
Perakende Yasası
üzerinde çalışılıyor
Perakende Yasası üzerinde çalışıldığını sözlerine ekleyen Ticaret Bakanı Mehmet Muş, konuşmasını şöyle tamamladı: “Perakende Yasası uzun zamandır tartışılıyor, çünkü cevaplanması ve dikkat edilmesi gereken konular çok fazla. Son dönemde yaşanan fiyat artışlarında marketlerin ‘Bu işte rol oynadığı fiyatları yükselttiği’ gibi kamuoyunda sık dolaşan iddialar var. Perakende Yasası gelirse bu iş çözülecek gözüyle bakılıyor, ama böyle değil. Geçen ve bu hafta toplantılar yaptık, sektör temsilcileri ile görüştük, görüşmeye de devam edeceğiz” Fatma Karabacak
