ANASAYFA arrow right Güncel

Gaziantep eski medeniyetlere ev sahipliği yapmış, çok eski bir şehir

Gaziantep eski medeniyetlere ev sahipliği yapmış, çok eski bir şehir
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 04.55
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 04.55
Suriyeliler’in yüzde 90’nı şehirde yaşıyor
Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, 24 Avrupa Birliği üyesi ülkelerin Büyükelçilerini ve Misyon Başkanını ağırladı. Şahin, Gaziantep’in kültürel tarihini, zenginliklerini ve Suriyeli mülteciler için yapılanlar konusunda bilgiler verdi. Şahin, AB fonlarından yerel yönetimlerin yeterince desteklenmediğini bildirerek, “Oysa göç sorununda en büyük yük yerel yönetimlerin üzerindedir. Daha fazla su, daha fazla konut, daha fazla yeşil alan yapmak durumdayız. Bizim doğrudan desteklenecek yeni bir modele ihtiyacımız var” dedi.

Suriyeliler’in yüzde 90’nı şehirde yaşıyor

“Mültecilerle beraber su
tüketimimiz yüzde 30 arttı”

40 bin çocuk eğitim hayatının
dışında. 4 bin derslik inşa ediliyor
fakat 4 bin dersliğe daha ihtiyacımız var


Göçün yükünü Hatay, Şanlıurfa
ve Gaziantep çekiyor

En büyük yük yerel
yönetimlerin üzerinde

Gaziantep’in eski medeniyetlere ev sahipliği yapmış çok eski bir şehir olduğunu hatırlatan Şahin, “Dünyanın en büyük sorunu olan göç sorununu çözmek için Avrupa Birliği’nin ve herkesin kafa yorduğu bir dönemde bir Gaziantep modeli oluşturulmuş ve mültecilere ev sahipliği yapan bir şehir” diye konuştu.
“En büyük gücümüz
tarihimiz ve kültürümüz”
“En büyük gücümüz tarihimiz ve kültürümüz. Tarih ve kültür alanında çok önemli alt yapımız var, ama bir o kadar da önemli konulardan birisi de ekonomi” diyen Şahin, “İhracatta Ankara’yı geçmiş ve Türkiye’nin 5. ihracat şehriyiz. Aynı zamanda 2 milyon nüfusu olan ve Türkiye’nin en büyük şehirlerinden birisiyiz. Karkamış antik kentimizde genç Hitit döneminin bütün özelliklerini ve kalıntılarını görüyoruz. Mayıs ayında erkeoparkımızı açıyoruz. Rumkale’de aşağı Fırat’ın bütün güzelliklerini görürken, Rumkale’nin üzerinde de inanç turizmi oluşturarak içerisinde Hristiyanlıktan önce tapınakların ve manastırların olduğu çok önemli bir antik kentimizdir. Hem coğrafi hem Fırat’ın güzelliği hem de inanç turizmi açısından Türkiye’nin en güzide köşelerinden birisidir” ifadesini kullandı.
Yesemek ve Zeugma’nın kalıcı listeye
alınması için çalışmalar devam ediyor
Yesemek’in UNESCO’nun geçici listesinde olduğunu ve kalıcı listeye alınması için çalışmalar yapıldığının altını çizen Şahin, “Hitit döneminin hem açık hava müzesi hem Anadolu’nun, dünyanın atölyesi ve özellikle taş ocağı kısmında yapılan çalışmalarda Hitit döneminin en önemli eserlerinin çıktığı bir yer olarak tanımlanıyor. Hem tarihi hem de Hattuşa’ya giden eserlerin bile ham maddesinin burada olduğu çok önemli bir merkez. İnşallah önümüzdeki yıl geçici listeden kalıcı listeye alınması için çalışmalarımızı tamamlayacağız ve Büyükelçilerden destek isteyeceğiz. Zeugma da Roma döneminin bütün ihtişamını ve güzelliğini Fırat’ın etrafında birleştiren mozaikleri, derinliği ve çeşitleriyle o dönemdeki sanat eserlerine şahitlik ediyor. Zeugma da geçici liste de ve kalıcı listeye almak için de yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Dolayısıyla 5 antik kenti olan Gaziantep’e “Arkeoloji Enstitüsü” yakışır dedik ve bunun projesini Avrupa Birliği ile yaptık. Geçen hafta ziyaretimize gelen Büyükelçimize “Arkeoloji Enstitüsü’nün” bölge için çok önemli olduğunu anlattık ve 2018 yılında ihalesi yapılarak bütün eserlerin, antik kentlerin endüstriye dönüştüğü ve merkezinin Gaziantep’te olmasıyla bu başarıyı taçlandırmış olacağız. Gaziantep Kalesi’nin en önemli özelliği Halep’teki kale ile eş değer ve birinin baba birinin de oğul tarafından yapılmış olması” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Göçün en yükünü Hatay, Gaziantep
ve Şanlıurfa gibi iller çekiyor
Suriyeli mülteciler konusuna da değinen Şahin, “Çocukların ve kadınların göçten ve savaştan en çok etkilendi, binlerce insanın toprağından ve canından olduğuna tanıklık ettiğimiz 6 yılı yaşadık. Ya kapıları ve sınırları kapatıp milyonlarca çocuğun ölmesine neden olacaktık ya açık kapı politikasıyla bir komşu ve vicdanın gerekliliği olan kardeşliği yapacaktık. Biz ikinci yolu tercih ettik. Komşularımıza kapımızı, soframızı ve evimizi açtık ve 6 yıldan beri beraber yaşıyoruz. 2011 yılında başlayan göç 2014 yılı itibariyle 3 milyon 106 bin kişiye Türkiye olarak ev sahipliği yapıyoruz. 3 milyonluk Suriyeli nüfusunun en çok yükünü Güneydoğu Anadolu Bölgesi, Hatay, Gaziantep ve Şanlıurfa gibi iller çekiyor. Gelen göçün yüzde 70’i bölgemizdedir. Türkiye’nin mülteciler için harcadığı paraya bakıldığında ne kadar ağır bir sorumluluğu yerine getirdiğini görebiliyoruz” diye açıklamalarda bulundu.
Suriyeliler’in yüzde 90’nı şehirde yaşıyor
Suriyeliler’in yüzde 10’unun kamplarda yüzde 90’ınında şehirlerde yaşadığına dikkat çeken Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, konuşmasına şöyle devam etti: “Gaziantep’te 18 yaş altı eğitim çağında Suriyeli mülteci çocuk sayısının 107 bin olduğunu belirledik. Başkan olduğumda bu çocukların 3 bini eğitim hayatının içerisindeydi. Bunun sürdürülemez, kayıp bir nesil olacağını ve eğitimle ilgili çok hızlı bir model geliştirmemiz gerektiğini gördük. Kendi okullarımızla çocuklarımızla birlikte eğitim görmeleri için Milli Eğitim Bakanlığı yönetmelik değiştirdi. 3,5 yılın sonunda 67 bin çocuğu okullaştırdık. Bu Türkiye ortalamasının iki katıdır. Hiçbir belediyenin okulu yok, ama Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin okulu vardır. Özellikle savaşta anne ve babasını kaybetmiş 3 bin çocuğu belediye olarak okutuyoruz. Bu çocukların neye ihtiyacı varsa bütün destekleri büyükşehir olarak veriyoruz. Bu kadar çalışmaya ve yüksek okullaşmaya rağmen hala 40 bin çocuk eğitim hayatının dışında. 4 bin derslik inşa ediliyor, fakat 4 bin dersliğe daha ihtiyacımız var. Türkiye derslik başına düşen öğrenci 25’lerden iken bu rakam Gaziantep’te 45-50’lere çıkmıştır. Bu halkımızın ne kadar fedakarlık gösterdiğinin en büyük örneğidir.”
“Mültecilerle beraber su
tüketimimiz yüzde 30 arttı”
Geçen yıl 15 gün daha yağmur yağmasaydı, şehrin suyu kalmayacağını sözlerine ekleyen Şahin, “Çünkü mültecilerle beraber su tüketimimiz yüzde 30 arttı ve barajımızın yetmediğini gördük. Onun için Türkiye’nin en büyük barajını yapmak zorunda kaldık. 120 kilometreden su getirmek durumundayız. Çünkü şehrin kendi sınırları içerisinde bu kapasiteyi kaldıracak su miktarı yok. Yerel yönetimlere yeterince fon aktarılmıyor. Onun için en büyük yük yerel yönetimlerin üzerinde. Çünkü daha fazla yol, su, konut ve yeşil alan yapmak durumunda olan bizleriz. Bu anlamda bizleri doğrudan desteklenecek yeni bir modele ihtiyacımız var. Büyükelçinin geçen haftaki ziyaretinde bu meseleleri derinlemesine konuşma fırsatımız oldu. Şehir yüzde 20 büyüdüğü ve kira fiyatları da yükseldiği için vatandaşımızın yaşam kalitesini arttırmak ve gösterdiği fedakarlığa karşın konut talebini karşılamak için TOKİ’yle beraber 50 bin konutluk yeni bir şehir kuruyoruz. Mültecilerle ilgili bütün bilgilere ulaşacak için birim kurduk. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi olarak ilk kez bünyemizde mültecilerden sorumlu Şube Müdürlüğü kurduk. Uluslara arası sorunu yerel olarak çözmemiz veya sürdürülebilir kılmamız mümkün değil. O yüzden bunu paylaşmamız koordine etmemiz ve doğru çözümlerle başarmamız gerekiyor” dedi.
Gaziantep denilince akla
sadece mülteciler gelmemeli
Avrupa Türkiye Delegasyon Büyükelçisi Christian Berger, “Belediyelere yönelik bir projemiz söz konusu. Bununla ilgili olarak planlamalar yapılıyor. Belediyelerin de bir şeylerin yapılabilmesi Türk kamu yönetimini zorlamaları lazım. Önümüzdeki dönem içerisinde mültecilere yönelik fon kaynaklarıyla ilgili olarak bir takım görüşmeler yapılacak ve bu kapsamda belediyelere yönelik destekte de bir artışa gidilecek. Gaziantep denilince akla sadece mülteciler gelmemeli. Gaziantep bununda ötesinde bir kent. Avrupa Birliği olarak “Arkeoloji Enstisüne” destek vereceğiz ve bunun zamanlaması da çok iyi. Çünkü önümüzdeki sene Avrupa Birliği tarafından “Kültürel Miras Yılı” olarak kutlanacak” ifadelerini kullandı. Hüseyin Karataş
Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *