Yaygın basında “eğitim” yazılarıyla tanınan Abbas Güçlü, “Eğitimdeki geri kalmışlığı” nedeniyle Gaziantepliler’i yerin dibine sokup sokup çıkardı… “Bu ‘ayıp’ Gaziantep’e hiç yakışmıyor” diye yazdı.. Kentin eğitimdeki utanç verici durumunun kenti yönetenlerin ilgisizlik ve duyarsızlığı ile Gaziantep Üniversitesi olduğuna vurgu yaptı… Tabii anlayana…
Geçtiğimiz Pazar günü Milliyet’teki köşesini Gaziantepliler’in havada kalan eğitim sevdası” başlığı ile Gaziantep’e ayıran Abbas Güçlü, “Marka kentler sıralamasında ilk 5 sayılsa, kesin Gaziantep de girer. Ekonomide de durum farklı değil. Mutfakta ise kesin ilk 3’ü, hatta liderliği zorlar. İnsanları için de durum farlı değil. Tanıyıp da sevmeyenleri yok. Ama işi dönüp dolaşıp eğitime gelince, ne onların söyleyecek bir çift sözü var ne de bizim. Çünkü kendilerine hiç yakışmayacak bir şekilde lime lime dökülüyorlar. Fen ve anadolu liseleri gibi üniversite giriş sınavlarında da, son sıralardalar. Hatta bazı puan türlerinde, en son sıradalar... ” diye yazdı.
Akıllarını başlarına
toplayacaklardı ama…
Gaziantepliler’in huyunu suyunu da analiz eden Güçlü, gelinen noktayı, “Bunları daha önce de dile getirmiştim. Hop oturup hop kalktılar. Başkaları olsa niye yazdın diye kızardı ama onlar bırakın kızmayı teşekkür ettiler. Hatta bakanından, ticaret odasına, hemşeri derneklerinde, vatandaşına kadar tek tek arayıp, akıllarını başlarına toplamalarına vesile olduğum için ayrıca memnuniyetlerine dile getirdiler... Aradan aylar geçti, her şey yine unutuldu gitti. Ne zamana kadar, ta ki yeni sınav sonuçları açıklanıncaya kadar. Peki bu yıl için değişen bir şey olur mu? Hiç sanmıyoruz. Çünkü hala eğitimi ciddiye alabilmiş değiller... Eğer biraz ciddiye alınabilmiş olsaydı, sözü edilen toplantılar, alınması gereken kararlar ve yaptırımlar şimdiye kadar bin defa hayata geçerdi...” diye ifade etti.
Başka konular oldu mu
mangalda kül bırakmıyorsunuz
“Eminim ki bu yazıdan sonra yine saman alevi gibi heyecanlanacaklar, yine onu, bunu, şunu yapalım diye ayaklanacaklar ama üç gün sonra, yine her şeyi unutacaklar” diyen Güçlü, “Daha önce de yazdım, böylesi bir vurdumduymazlık Gazianteplilere hiç ama hiç yakışmıyor. Valisi, belediye başkanı, milli eğitim müdürü, milletvekilleri, bakanları, sivil toplum örgütleri ve Gaziantep dışındaki hemşeri dernekleri, sahi hepiniz nerelerdesiniz?.. Başka konular oldu mu mangalda kül bırakmıyorsunuz, eğitim deyince neden susuyorsunuz, neden bu konuya el atmıyorsunuz, neden bir araya gelip bu cenazeyi kaldırmıyorsunuz?..” diye sordu.
Konuşmazsak kimse duymaz
yaklaşımı, doğru bir yaklaşım değil
Gaziantepliler’in eğitim konusundaki yüz kızartıcı tabloyu, “Konuşmazsak kimse duymaz yaklaşımı, doğru bir yaklaşım değil. Neyi, nereye kadar saklayacaksınız?” diye soran Abbas Güçlü, “Önemli bir deklarasyon Gaziantep dışındaki Gaziantepliler, eğitim söz konusu olunca Gaziantep’te yaşayanlardan daha duyarlılar. Özellikle de İstanbul’dakiler ve akademisyen ağırlıklı olanlar. 2012 Eylül’ünde Gaziantepli Öğretim Üyeleri Baltalimanı Grubu’nun konuğu olmuş ve bu konuları paylaşmıştık. Araştırma yapıp, rapor hazırlama kararı almışlardı. Nihayet tamamlanmış. Prof. Dr. Türkan Uğur Dai, Yrd. Doç. Dr. Şevket Sayılgan ve Yrd. Doç. Dr. Levent Eldeniz tarafından hazırlanan söz konusu rapor, Gaziantep İli Eğitim Sorunları- Çözüm Önerileri Deklarasyonu adı altında yayınlandı. Bir anlamda, zaten bilinenleri, rakamlarla destekleyerek bir kez daha anlatmışlar. Adına deklarasyon demişler, belki dikkate alınır diye. Ayrıca bir dizi çözüm önerileri de geliştirmişler” dedi.
GAÜN için: Kelin merhemi
olsa kendine sürer
Abbas Güçlü’nün köşesinde yer verdiği araştırma sonuçları ve Güçlü’nün yorumları şöyle:
İşte onlardan bazıları ve mini minnacık değerlendirmelerimiz: Ne yapmak gerekiyor? - Eğitim sorunlarının çözümünde, yaklaşımların organize edilmesi amacıyla, Gaziantep Üniversitesi öncülüğünde Eğitim Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin kurulması gerekmektedir. (Kelin merhemi olsa kendine sürer) -
Kenti yönetenler için: Onlar eğitimi
önemseselerdi, zaten bu noktaya gelinmezdi!
İlin sosyal dokusunda homojen bir yapıyı oluşturabilmek adına belediye, valilik, ticaret odası ve sanayi odasının projeler geliştirmesi gerekmektedir. Türkçenin doğru kullanılması, spor aktivitelerinin çoğaltılması, giriş sınavlarında ödüllendirme projelerinin yaygınlaştırılması, vb. (Onlar eğitimi önemseselerdi, zaten bu noktaya gelinmezdi!) -
Eğitimin önemine dikkat çekilememesi için:
Bugüne kadar bunlar yapılmıyor muydu?
“Eğitim ailede başlamalı” temel ilkesine bağlı olarak aile geliştirme programları düzenlenmeli, sosyal ve toplumsal sorunlar üzerinden bilgilendirme, seminer ve toplantıları düzenleyerek farkındalığın artırılması gerekmektedir. (Bugüne kadar bunlar yapılmıyor muydu?) -
Eğitimde rekabet yaratacak düzenlemeler için:
İyi güzel de bunu kim yapacak?
Liseler arasında anlamlı ve rekabet yaratacak teşvik unsurları ile üniversite giriş sınavlarındaki başarıyı artıracak motivasyonun sağlanmasına yönelik ortak çaba platformları oluşturulmalıdır. (İyi güzel de bunu kim yapacak?)
Eğitim altyapısı için: Demek ki
bugüne kadar hiç dikkate alınmamış!
Kentin iç göç gerçeğine kısa, orta ve uzun vadeli çözüm önerileri geliştirilirken, bunun eğitim tarafının da planlanması ve hazırlıksız bir altyapı ile karşılaşmaması gerekmektedir. (Demek ki bugüne kadar hiç dikkate alınmamış!)
Halk eğitimin öneminin fazlasıyla farkında
sorun onlarda mı yoksa onları yönetenlerde mi?
Gaziantep’teki toplum ve kanaat önderlerinin yerel medyada, özellikle de yerel televizyonlarda halkın eğitime bakışını olumlu yönde değiştirmek amacıyla, eğitimin önemini vurgulama ile ilgili önderlik etmeleri yararlı olacaktır. (Halk eğitimin öneminin fazlasıyla farkında, sorun onlarda mı yoksa onları yönetenlerde mi?) Özetin özeti: Bu “ayıp” Gaziantep’e hiç yakışmıyor. Ama artık laf değil, icraat bekliyoruz...”SHA
Geçtiğimiz Pazar günü Milliyet’teki köşesini Gaziantepliler’in havada kalan eğitim sevdası” başlığı ile Gaziantep’e ayıran Abbas Güçlü, “Marka kentler sıralamasında ilk 5 sayılsa, kesin Gaziantep de girer. Ekonomide de durum farklı değil. Mutfakta ise kesin ilk 3’ü, hatta liderliği zorlar. İnsanları için de durum farlı değil. Tanıyıp da sevmeyenleri yok. Ama işi dönüp dolaşıp eğitime gelince, ne onların söyleyecek bir çift sözü var ne de bizim. Çünkü kendilerine hiç yakışmayacak bir şekilde lime lime dökülüyorlar. Fen ve anadolu liseleri gibi üniversite giriş sınavlarında da, son sıralardalar. Hatta bazı puan türlerinde, en son sıradalar... ” diye yazdı.
Akıllarını başlarına
toplayacaklardı ama…
Gaziantepliler’in huyunu suyunu da analiz eden Güçlü, gelinen noktayı, “Bunları daha önce de dile getirmiştim. Hop oturup hop kalktılar. Başkaları olsa niye yazdın diye kızardı ama onlar bırakın kızmayı teşekkür ettiler. Hatta bakanından, ticaret odasına, hemşeri derneklerinde, vatandaşına kadar tek tek arayıp, akıllarını başlarına toplamalarına vesile olduğum için ayrıca memnuniyetlerine dile getirdiler... Aradan aylar geçti, her şey yine unutuldu gitti. Ne zamana kadar, ta ki yeni sınav sonuçları açıklanıncaya kadar. Peki bu yıl için değişen bir şey olur mu? Hiç sanmıyoruz. Çünkü hala eğitimi ciddiye alabilmiş değiller... Eğer biraz ciddiye alınabilmiş olsaydı, sözü edilen toplantılar, alınması gereken kararlar ve yaptırımlar şimdiye kadar bin defa hayata geçerdi...” diye ifade etti.
Başka konular oldu mu
mangalda kül bırakmıyorsunuz
“Eminim ki bu yazıdan sonra yine saman alevi gibi heyecanlanacaklar, yine onu, bunu, şunu yapalım diye ayaklanacaklar ama üç gün sonra, yine her şeyi unutacaklar” diyen Güçlü, “Daha önce de yazdım, böylesi bir vurdumduymazlık Gazianteplilere hiç ama hiç yakışmıyor. Valisi, belediye başkanı, milli eğitim müdürü, milletvekilleri, bakanları, sivil toplum örgütleri ve Gaziantep dışındaki hemşeri dernekleri, sahi hepiniz nerelerdesiniz?.. Başka konular oldu mu mangalda kül bırakmıyorsunuz, eğitim deyince neden susuyorsunuz, neden bu konuya el atmıyorsunuz, neden bir araya gelip bu cenazeyi kaldırmıyorsunuz?..” diye sordu.
Konuşmazsak kimse duymaz
yaklaşımı, doğru bir yaklaşım değil
Gaziantepliler’in eğitim konusundaki yüz kızartıcı tabloyu, “Konuşmazsak kimse duymaz yaklaşımı, doğru bir yaklaşım değil. Neyi, nereye kadar saklayacaksınız?” diye soran Abbas Güçlü, “Önemli bir deklarasyon Gaziantep dışındaki Gaziantepliler, eğitim söz konusu olunca Gaziantep’te yaşayanlardan daha duyarlılar. Özellikle de İstanbul’dakiler ve akademisyen ağırlıklı olanlar. 2012 Eylül’ünde Gaziantepli Öğretim Üyeleri Baltalimanı Grubu’nun konuğu olmuş ve bu konuları paylaşmıştık. Araştırma yapıp, rapor hazırlama kararı almışlardı. Nihayet tamamlanmış. Prof. Dr. Türkan Uğur Dai, Yrd. Doç. Dr. Şevket Sayılgan ve Yrd. Doç. Dr. Levent Eldeniz tarafından hazırlanan söz konusu rapor, Gaziantep İli Eğitim Sorunları- Çözüm Önerileri Deklarasyonu adı altında yayınlandı. Bir anlamda, zaten bilinenleri, rakamlarla destekleyerek bir kez daha anlatmışlar. Adına deklarasyon demişler, belki dikkate alınır diye. Ayrıca bir dizi çözüm önerileri de geliştirmişler” dedi.
GAÜN için: Kelin merhemi
olsa kendine sürer
Abbas Güçlü’nün köşesinde yer verdiği araştırma sonuçları ve Güçlü’nün yorumları şöyle:
İşte onlardan bazıları ve mini minnacık değerlendirmelerimiz: Ne yapmak gerekiyor? - Eğitim sorunlarının çözümünde, yaklaşımların organize edilmesi amacıyla, Gaziantep Üniversitesi öncülüğünde Eğitim Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin kurulması gerekmektedir. (Kelin merhemi olsa kendine sürer) -
Kenti yönetenler için: Onlar eğitimi
önemseselerdi, zaten bu noktaya gelinmezdi!
İlin sosyal dokusunda homojen bir yapıyı oluşturabilmek adına belediye, valilik, ticaret odası ve sanayi odasının projeler geliştirmesi gerekmektedir. Türkçenin doğru kullanılması, spor aktivitelerinin çoğaltılması, giriş sınavlarında ödüllendirme projelerinin yaygınlaştırılması, vb. (Onlar eğitimi önemseselerdi, zaten bu noktaya gelinmezdi!) -
Eğitimin önemine dikkat çekilememesi için:
Bugüne kadar bunlar yapılmıyor muydu?
“Eğitim ailede başlamalı” temel ilkesine bağlı olarak aile geliştirme programları düzenlenmeli, sosyal ve toplumsal sorunlar üzerinden bilgilendirme, seminer ve toplantıları düzenleyerek farkındalığın artırılması gerekmektedir. (Bugüne kadar bunlar yapılmıyor muydu?) -
Eğitimde rekabet yaratacak düzenlemeler için:
İyi güzel de bunu kim yapacak?
Liseler arasında anlamlı ve rekabet yaratacak teşvik unsurları ile üniversite giriş sınavlarındaki başarıyı artıracak motivasyonun sağlanmasına yönelik ortak çaba platformları oluşturulmalıdır. (İyi güzel de bunu kim yapacak?)
Eğitim altyapısı için: Demek ki
bugüne kadar hiç dikkate alınmamış!
Kentin iç göç gerçeğine kısa, orta ve uzun vadeli çözüm önerileri geliştirilirken, bunun eğitim tarafının da planlanması ve hazırlıksız bir altyapı ile karşılaşmaması gerekmektedir. (Demek ki bugüne kadar hiç dikkate alınmamış!)
Halk eğitimin öneminin fazlasıyla farkında
sorun onlarda mı yoksa onları yönetenlerde mi?
Gaziantep’teki toplum ve kanaat önderlerinin yerel medyada, özellikle de yerel televizyonlarda halkın eğitime bakışını olumlu yönde değiştirmek amacıyla, eğitimin önemini vurgulama ile ilgili önderlik etmeleri yararlı olacaktır. (Halk eğitimin öneminin fazlasıyla farkında, sorun onlarda mı yoksa onları yönetenlerde mi?) Özetin özeti: Bu “ayıp” Gaziantep’e hiç yakışmıyor. Ama artık laf değil, icraat bekliyoruz...”SHA