Uygur, “Valiliğimize bağlı olan YİKOB bünyesinde yeni yapılmış ve yapılacak olan birçok okul için zemin etüt raporu hazırlatılmış olup, bu raporlar hiçbir jeoloji mühendisi tarafından ne arazide ne de rapor olarak kontrol edilmedi. Geleceğimiz olan çocukların hayatı tehlikede” şeklinde konuştu.
Afet, Acil Durum ve İklim Değişikliği Bakanlığı kurulmalı
17 Ağustos 1999 depreminin üzerinden 23 yıl geçmesine rağmen, doğa kaynaklı afetlerin karşısındaki toplumsal, sosyal, ekonomik, kurumsal ve teknik altyapımızdaki kırılganlığının katlanarak arttığını, getirilen çözümlerin ise afet risklerini azaltmak yerine, yara sarma amacına hizmet ettiğini kaydeden Uygur, “Afet ve acil durumlara ilişkin risklerin önceden belirlenebilmesi, gerekli tedbirlerin zamanında ve bütüncül bir anlayışla ele alınması ve etkili şekilde yönetebilmesi için acilen ‘Afet, Acil Durum ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ kurulmalı” dedi.
Uygur, “İRAP raporlarında belirtilen afet risklerinin azaltılması amacıyla TÜİK verilerine göre 84 milyon insanımızın yüzde 80’inin yaşadığı 30 Büyükşehir Belediye Başkanlığı dahil tüm belediyelerin kurumsal organizasyon yapısını düzenleyen ve 22 Şubat 2007 tarih ve 26442 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Norm Kadro İlke ve Standartlarına Dair Yönetmelik” Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca acilen yeniden düzenlenerek belediyelerin kurumsal yapısı içinde ‘Afet ve Risk Azaltma Daire Başkanlıkların’ kurulması zorunlu hale getirilmeli. Bir diğer önemli husus, “İtfaiye Daire Başkanlıklarının” görev kapsamını düzenleyen yönetmelikte gerekli değişiklikler yapılarak itfaiye teşkilatının ‘Afet ve acil durumlara’ ilişkin müdahale kapasitesini arttıracak altyapı ve insan kaynağına sahip hale getirilmeli” ifadelerini kullandı.
Fay Yasası’nın acilen çıkarılması gerektiğini vurgulayan Uygur, “Deprem, sel, taşkın, heyelan gibi doğa kaynaklı her bir afet tehlikesi için tekil veya çoklu tehlike haritaları üretilerek mekânsal planlama sürecine entegre edilmesi sağlanmalı, fay zonları üzerinde yapılacak paleosismolojik araştırmalar sonucu belirlenen sakınım bantları ile DSİ Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan havza plan ve raporlarında belirtilen “Taşkın Tehlike Haritalarındaki’ riskli alanlar imar planlarına işlenmeli, bu alanlarda bina ve bina türü yapıların yapılmasına sınırlama getirecek düzenlemeler acilen hayata geçirilmeli. Başta büyükşehir belediyeleri olmak üzere ülkemizdeki tüm illerin 1/1000 ölçekli Jeolojik-Jeoteknik ve mikrobölgeleme etütleri hızla tamamlanmalı; bu etütlerin sonuçlarına göre bütünleşik afet master planları hazırlanarak afet güvenliğinin gerektirdiği imar plan revizyonları ve diğer risk azaltma önlemleri ile birlikte uygulanmalı. Beton lobileri tarafından kent yağması ve kentsel rantın dönüştürülmesinin aracı haline getirilen 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ülke insanımızı depremler başta olmak üzere afet tehlike ve risklerine karşı korunması sağlayacak şekilde yeniden düzenlenmesi gerekiyor” tespitinde bulundu.
500 yıldır suskun olan Gölbaşı-Türkoğlu segmenti gerginliğini koruyor
400 yılda bir kere büyük deprem üreten Gölbaşı-Türkoğlu segmentinin 500 yıldır suskun olup günümüze kadar gerginliğini koruduğunu hatırlatan İl Temsilcisi Uygur, “İl merkezinin 40-45 km yakınında 7 ve üzeri büyüklükte deprem beklendiği aşikardır. Böyle önemli bir konuda belediyelerin kontrol mekanizması yaratmaması, ilgisiz ve vurdumduymaz davranması izaha muhtaçtır. Yapı denetim firmaları sadece bina inşasının denetimi ve evrak kontrolü ile sınırlı kalmamalı. Zeminin Jeolojik Jeoteknik özelliklerini ortaya koyacak binanın statik projesine veri sağlayan zemin ve temel etütlerinde yapı denetim sisteminin arazide kontrolü ve denetimi ile olacaktır, bu denetimde ilgili jeoloji mühendisleri ile yapılması gerekiyor. Başta yerel yönetimlerde olmak üzere; İmar planına esas Jeolojik-Jeoteknik etüt raporları, statik projelere esas zemin etütleri ve afet risk alanlarını kapsayan, diğer şehirlerdeki büyükşehir belediyeleri gibi yer bilimsel etüt daire başkanlıkları kurulmalı ve yer bilimciler çalıştırılmalı” açıklamasını yaptı.
Zemin Etüt raporunda yapılacak küçük bir yanlış tüm binayı etkileyecek
Jeoloji Mühendisleri Odası Gaziantep İl Temsilcisi Tevfik Uygur, konuşmasını şöyle tamamladı: “Gaziantep il sınırları içerisinde yapı ruhsatı veren belediyeler, gerekli kontrol ve incelemeleri yapmakta sorumlu olan yapı denetim firmaları yapılan Zemin Etüt raporlarını prosedür tamamlayan evrak muamelesi yapmaktadırlar. Halbuki Zemin Etüt raporları yapının yük taşıyıcı elemanlarının temelini oluşturmaktadır. Bir yapının iskeletini oluşturan, statik hesapları Zemin Etüt raporlarından alınan verilerle hesaplanıyor. Zemin Etüt raporunda yapılacak küçük bir yanlış tüm binayı etkileyecek.” Fatma Karabacak
