Nizip Adalet Sarayı’nın açılışı yapıldı
Gaziantep'te Nizip Adalet Sarayı, Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin'in katıldığı törenle açıldı. Bakan Ergin, törende yaptığı konuşmada, Türkiye'nin adalet sisteminde son 10 yılda yapılan çalışmaları anlattı. Adalet sisteminde çok önemli değişimler yaşandığı söyleyen Bakan Ergin, güven veren bir yargı sistemi oluşturmak için gayret gösterdiklerini ifade etti. Bakan Ergin, "Türkiye'de çok önemli değişim ve gelişim süreci yaşıyoruz. Bunun ana dinamiği adalet ve güven veren yargı sistemidir. Yatırımcı, bu ülkede taş üstüne taş koyacaksa önce güven veren bir adalet var mı ona bakıyor. Eğer yatırımını teminat altında göremiyorsa o coğrafyada yatırım yapma riskine girmiyor. Bu açıdan ülkemizin kalkınmasının en temelinde güçlü güven veren adalet sistemi var. Son 10 yılda Türkiye adalet sistemleri alanında 4 ana başlık altında önemli adımlar attı. Bunlardan birincisi adalet sisteminin ihtiyaç duyduğu fiziki altyapıyı tamamlamaktı. Bu kapsamda 156 adalet sarayını hizmete sundu. Bununla beraber adalet saraylarının içerisinde teknolojinin tüm imkanları kullanılıyor. Daha önce yazışmalardan ötürü davalar 5-6 ay sürerdi. Bugün UYAP sistemi sayesinde bu durum birkaç dakikada yapılıyor" dedi.
Son 10 yılda tüm temel yasaları değiştirerek yenilediklerini dile getiren Ergin, hakim ve savcı sayısında istenilen noktaya ulaşamadıklarını söyledi.
10 yılda tüm temel yasalarımız değiştirildi
Hakim ve savcı sayısındaki eksikliği gidermek için çalıştıklarını kaydeden Ergin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Uygulayacağımız yasalarımızın günün şartlarına uygun hale getirilmesi vardı. Son 10 yılda tüm temel yasalarımız değiştirildi. Bu defa kendi bilim adamlarımız, kendi hukukçularımız, akademisyenlerimiz ve yüksek yargıdaki uygulayıcılarımızın katılımıyla oluşturulan geniş komisyonların yaptığı çalışmalarla tüm temel yasalar yenilendi. Günün şartlarına uygun hale getirildi. Bununla beraber yargı çalışanları, hakim ve savcılarımızın sayısında bir eksiklik vardı. Hala bu eksikliği hissediyoruz. Bu eksikliği gidermek için yoğun gayret sarf edildi, ancak henüz arzu edilen noktada değiliz. Şuanda AB üyesi ülkelerde her yüz bin kişiye düşen hakim sayısı 18-20 iken bizde maalesef 10,5 civarında. Savcı sayımız yüzde 5,6 civarında. Oysa olması gereken her yüz bin kişiye 10 savcı düşmesi gerekiyor. Şimdi bu açığı kapatmak üzere yoğun çalışma içerisindeyiz. Avukatlık mesleğinden hakim ve savcılığa geçişi kolaylaştıran düzenlemeler yaptık. İnşallah bu düzenlemeler 3-4 ay içinde meyvesini vermeye başlayacak. Hakim ve savcı açığını kapatacak önemli çalışmaları birlikte göreceğiz."
207 ceza infaz kurumunu kapattık
Bakan Ergin, uluslararası standartlara uygun olmayan ceza infaz kurumlarını bir bir kapattıklarını da söyleyerek, "Şuana kadar 207 ceza infaz kurumunu kapattık. Önümüzdeki 4 yıl içerisinde 197 tanesini daha kapatıyoruz. Böylece ülkemizdeki tüm ceza infaz kurumlarımız günün şartlarına uygun, modern infaz yöntemlerinin tatbik edilebileceği AB standartlarında ceza infaz kurumları olacak. Bizim standartlarımız AB'nin önünde şuanda" diye konuştu.
"Tüm bu hizmetlerin tamamı bir tek gayeye hizmet etmek için; o da bu aziz milletin özlemle beklediği vaktinde gelen ve güven veren adalete ulaşmak içindir. Geciken adalet adalet değildir" diyen Bakan Ergin, "Türkiye'de yargılamaların uzunluğundan hep şikayet ettik. Bu sorunları sona erdirecek adımları attık. İlk derece mahkemelerde davalarımız 210-220 gün arasında karara bağlanıyor. Ama karar bağlanan bu dosya Ankara'da Yargıtay'a gidip gelmesi 3-4 yılı buluyor. O açıdan bu sorunu giderebilmek için yüksek yargıdaki ağır aksak işleyen sistemi rehabilite etmemiz gerekiyordu. Onun için 2011 yılı başında Yargıtay ve Danıştay'ın güçlendirilmesi için daire ve üye sayısını arttırdık. Yargıtay'a temyiz için iden dosyalarımız 3 ay içerisinde karara bağlanıp adliyesine gönderilmeye başlanacak. Türk adaletinin önü açık. Tünelin ucunda ışığı gördük" şeklinde konuştu.İHA
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, ''Denetimli serbestlik uygulamasıyla 9 bin 500 civarında tahliye gerçekleşti'' dedi.
Gaziantep Adliyesi’nde incelemede bulunan Ergin, adliye çıkışında gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin ''Denetimli serbestlikle ilgili son durum ve alınan tepkiler neler-'' şeklindeki sorusu üzerine Ergin, denetimli serbestliğin şu ana kadar öngördükleri şekilde ilerlediğini, önceki akşam itibariyle 9 bin 500 civarında tahliyenin gerçekleştiğini belirtti.
Ergin, denetimli serbestlik uygulaması kapsamında 6-7 bin arasında daha tahliyenin gerçekleşebileceğine dikkat çekerek, şöyle devam etti: ''Tabi bunlar başı boş bırakılmıyorlar. 3 gün içerisinde denetimli serbestlik şube müdürlüklerine gidecekler ve kendileri için öngörülen programları icra etmeye başlayacaklar. Bu belli kamu yararına çalışan veya kamu kurumlarında 2 ile 4 saat arasında çalışma öngörebilir ya da belli programlara katılma zorunluluğu olabilir ya da konutta zorunlu ikamet gibi bir tedbir olabilir. Ama buna denetimli serbestlik şube müdürlükleri karar verecekler. Ben somut ve çok pozitif sonuçları yakında göreceğimizi ümit ediyorum. Hem bu haktan istifade edebilmek için ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlülerin daha özenli ve dikkatli davranacaklarını düşünüyorum. Çünkü bu hükümlüler için önemli bir imkan. Hem cezaevlerindeki asayişi güçlendirecek, huzuru temin noktasında önemli bir imkan sağlayacaktır hem de hükümlüleri topluma adapte etmek için öngörüldüğü için faydalı sonuçlarını hep beraber göreceğimizi umuyorum.''AA
Gaziantep'te Nizip Adalet Sarayı, Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin'in katıldığı törenle açıldı. Bakan Ergin, törende yaptığı konuşmada, Türkiye'nin adalet sisteminde son 10 yılda yapılan çalışmaları anlattı. Adalet sisteminde çok önemli değişimler yaşandığı söyleyen Bakan Ergin, güven veren bir yargı sistemi oluşturmak için gayret gösterdiklerini ifade etti. Bakan Ergin, "Türkiye'de çok önemli değişim ve gelişim süreci yaşıyoruz. Bunun ana dinamiği adalet ve güven veren yargı sistemidir. Yatırımcı, bu ülkede taş üstüne taş koyacaksa önce güven veren bir adalet var mı ona bakıyor. Eğer yatırımını teminat altında göremiyorsa o coğrafyada yatırım yapma riskine girmiyor. Bu açıdan ülkemizin kalkınmasının en temelinde güçlü güven veren adalet sistemi var. Son 10 yılda Türkiye adalet sistemleri alanında 4 ana başlık altında önemli adımlar attı. Bunlardan birincisi adalet sisteminin ihtiyaç duyduğu fiziki altyapıyı tamamlamaktı. Bu kapsamda 156 adalet sarayını hizmete sundu. Bununla beraber adalet saraylarının içerisinde teknolojinin tüm imkanları kullanılıyor. Daha önce yazışmalardan ötürü davalar 5-6 ay sürerdi. Bugün UYAP sistemi sayesinde bu durum birkaç dakikada yapılıyor" dedi.
Son 10 yılda tüm temel yasaları değiştirerek yenilediklerini dile getiren Ergin, hakim ve savcı sayısında istenilen noktaya ulaşamadıklarını söyledi.
10 yılda tüm temel yasalarımız değiştirildi
Hakim ve savcı sayısındaki eksikliği gidermek için çalıştıklarını kaydeden Ergin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Uygulayacağımız yasalarımızın günün şartlarına uygun hale getirilmesi vardı. Son 10 yılda tüm temel yasalarımız değiştirildi. Bu defa kendi bilim adamlarımız, kendi hukukçularımız, akademisyenlerimiz ve yüksek yargıdaki uygulayıcılarımızın katılımıyla oluşturulan geniş komisyonların yaptığı çalışmalarla tüm temel yasalar yenilendi. Günün şartlarına uygun hale getirildi. Bununla beraber yargı çalışanları, hakim ve savcılarımızın sayısında bir eksiklik vardı. Hala bu eksikliği hissediyoruz. Bu eksikliği gidermek için yoğun gayret sarf edildi, ancak henüz arzu edilen noktada değiliz. Şuanda AB üyesi ülkelerde her yüz bin kişiye düşen hakim sayısı 18-20 iken bizde maalesef 10,5 civarında. Savcı sayımız yüzde 5,6 civarında. Oysa olması gereken her yüz bin kişiye 10 savcı düşmesi gerekiyor. Şimdi bu açığı kapatmak üzere yoğun çalışma içerisindeyiz. Avukatlık mesleğinden hakim ve savcılığa geçişi kolaylaştıran düzenlemeler yaptık. İnşallah bu düzenlemeler 3-4 ay içinde meyvesini vermeye başlayacak. Hakim ve savcı açığını kapatacak önemli çalışmaları birlikte göreceğiz."
207 ceza infaz kurumunu kapattık
Bakan Ergin, uluslararası standartlara uygun olmayan ceza infaz kurumlarını bir bir kapattıklarını da söyleyerek, "Şuana kadar 207 ceza infaz kurumunu kapattık. Önümüzdeki 4 yıl içerisinde 197 tanesini daha kapatıyoruz. Böylece ülkemizdeki tüm ceza infaz kurumlarımız günün şartlarına uygun, modern infaz yöntemlerinin tatbik edilebileceği AB standartlarında ceza infaz kurumları olacak. Bizim standartlarımız AB'nin önünde şuanda" diye konuştu.
"Tüm bu hizmetlerin tamamı bir tek gayeye hizmet etmek için; o da bu aziz milletin özlemle beklediği vaktinde gelen ve güven veren adalete ulaşmak içindir. Geciken adalet adalet değildir" diyen Bakan Ergin, "Türkiye'de yargılamaların uzunluğundan hep şikayet ettik. Bu sorunları sona erdirecek adımları attık. İlk derece mahkemelerde davalarımız 210-220 gün arasında karara bağlanıyor. Ama karar bağlanan bu dosya Ankara'da Yargıtay'a gidip gelmesi 3-4 yılı buluyor. O açıdan bu sorunu giderebilmek için yüksek yargıdaki ağır aksak işleyen sistemi rehabilite etmemiz gerekiyordu. Onun için 2011 yılı başında Yargıtay ve Danıştay'ın güçlendirilmesi için daire ve üye sayısını arttırdık. Yargıtay'a temyiz için iden dosyalarımız 3 ay içerisinde karara bağlanıp adliyesine gönderilmeye başlanacak. Türk adaletinin önü açık. Tünelin ucunda ışığı gördük" şeklinde konuştu.İHA
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, ''Denetimli serbestlik uygulamasıyla 9 bin 500 civarında tahliye gerçekleşti'' dedi.
Gaziantep Adliyesi’nde incelemede bulunan Ergin, adliye çıkışında gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin ''Denetimli serbestlikle ilgili son durum ve alınan tepkiler neler-'' şeklindeki sorusu üzerine Ergin, denetimli serbestliğin şu ana kadar öngördükleri şekilde ilerlediğini, önceki akşam itibariyle 9 bin 500 civarında tahliyenin gerçekleştiğini belirtti.
Ergin, denetimli serbestlik uygulaması kapsamında 6-7 bin arasında daha tahliyenin gerçekleşebileceğine dikkat çekerek, şöyle devam etti: ''Tabi bunlar başı boş bırakılmıyorlar. 3 gün içerisinde denetimli serbestlik şube müdürlüklerine gidecekler ve kendileri için öngörülen programları icra etmeye başlayacaklar. Bu belli kamu yararına çalışan veya kamu kurumlarında 2 ile 4 saat arasında çalışma öngörebilir ya da belli programlara katılma zorunluluğu olabilir ya da konutta zorunlu ikamet gibi bir tedbir olabilir. Ama buna denetimli serbestlik şube müdürlükleri karar verecekler. Ben somut ve çok pozitif sonuçları yakında göreceğimizi ümit ediyorum. Hem bu haktan istifade edebilmek için ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlülerin daha özenli ve dikkatli davranacaklarını düşünüyorum. Çünkü bu hükümlüler için önemli bir imkan. Hem cezaevlerindeki asayişi güçlendirecek, huzuru temin noktasında önemli bir imkan sağlayacaktır hem de hükümlüleri topluma adapte etmek için öngörüldüğü için faydalı sonuçlarını hep beraber göreceğimizi umuyorum.''AA