Peri, “Halk sağlığını doğrudan ilgilendiren besi hayvanlarının sağlıklı yetiştirilmesi tartışma götürmez bir zaruretken son aşamadaki ete öncesini düşünmeden indirim uygulamak fayda değil zarar getirecek. Yapılan indirim çok daha öncesinden değerlendirmeye alınmalı ve öncelikle yem fiyatlarına uygulanan indirimle üreticinin maliyeti düşürülerek devamında gelen indirim değerlendirilmeli” dedi.
Peri, “İlk önce açıklanan küçükbaş ette yüzde 25 olarak uygulanacak olan indirim ardından büyükbaş hayvan etindeki yüzde 35’lik indirimle devam etti. Tüketici için oldukça olumlu bir gelişme olan bu karar, maliyetlerin artışının giderek devam etmesiyle üreticiyi zor durumda bırakıyor. Hal böyleyken; üretici zarar edeceği kaygısıyla hayvanlarını elden çıkarmak isterken, vatandaş indirimli alacağı eti nasıl temin edecek” diye sordu?
Kırmızı etin bir gıda tüketim maddesi olduğunu ve soframıza gelene kadar geçirdiği evreler ve o evrelerde üreticinin karşılaştığı maddi ve manevi emeğin göz ardı edilemeyeceğini kaydeden Peri, “Son tüketici vatandaş olarak anılırken, üretici dışlanamaz. Üreticiyle beraber durumdan zarar gören, ahırdan, ağıldan kesimhaneye, kesimhaneden market ve kasap raflarına, raflardan sofralara gelene kadar her aşamada sağlıktan sorumlu olan veteriner hekimler yok sayılamaz” eleştirisini yaptı.
Başkan Peri, “Kesimhaneye gidene kadar, doğumdan itibaren bir besi hayvanın doğru beslenmesi, refah içinde yaşatılması, koruyucu hekimlik adına aşı takibinin yapılması, sağlık problemleri halinde tedavisinin uygulanması emek, bilgi, tecrübe ister. Veteriner hekimler; uygulamak zorunda oldukları aşıları temin edemiyor, ilaçları fahiş fiyatlardan alabiliyor, yakıt fiyatı artışları devam ederken her hastasının ayağına uzak yakın demeden gidiyorken; aynı zamanda hayvan sahiplerinin bulunduğu zor durumu gözetmek zorunda kalıyor” ifadelerini kullandı. Fatma Karabacak
RSS