Taştekin, Türkiye genelinde cezaevleri sayısının çok fazla olduğunu vurguladı. “İnşaatı devam eden cezaevleri var. Bu da ülkemizin bir cezaevi ülkesi olduğunun açık bir kanıtı. Hukuku bir çekip gibi muhaliflerin, insan hakları aktivistlerinin ve yurttaşların üzerinde kullanıyorlar. Cezaevlerinin yapılıyor olması suç üretme çabasına bağlı bir durum ve anti demokratik uygulama” dedi.
Cezaevlerinde insanları ölüme mahkûm ediyorlar
Cezaevlerinde yaşam ve sağlık hakkının sürekli ihlal edildiğini ifade eden Taştekin, “Cezaevlerinde insanları ölüme mahkûm ediyorlar. Denetimsizlik had safhada. Ceza infaz kurumlarında çalışan personelin tutuklu ve hükümlülere yönelik yaklaşımlarının insanı olmayan derecede olduğu bir çağda yaşıyoruz. İnsan Hakları Derneği Antep Şubesi olarak, bölge şubelerimizle birlikte cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin gözlem raporlarımızı yayınladık. Bu raporlarda hasta mahpusların haklarının verilmemesi, tecrit sisteminin uygulanıyor olması dikkat çekiyor. Bu durumu asla ve asla kabul etmiyoruz” ifadelerine yer verdi.
Başkan Taştekin, tecrit koşulları adı altında hak ihlallerinin yaşandığının altını çizerken, “Yaşam ve sağlık hakkının önemli bir oranda ihlal edildiği ve kişi ceza aldıktan sonra ya da suçluluğu ispat edilmeyene kadar cezaevinde kaldığı sürede bakılması gerektiği maalesef göz ardı ediliyor. Biz duruma karşıyız. Cezaevlerine girme şartlarının ve sonuçlarının hukuka uygun hale gelmesi lazım. Yani herkesi cezaevine atmaktan ziyade bir masumiyet karinesi ve hukuki güvenlik ilkesi ile birlikte bir hukuk kültürünün inşa edilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.
Demokrasi, insan hakları ve yargı kültürünün lağvedildiği bir dönemle karşı karşıyayız
İnsan Hakları Derneği Gaziantep Şube Başkanı Av. Sinan Taştekin, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Demokrasi, insan hakları ve yargı kültürünün tamamen lağvedildiği bir dönem ile karşı karşıyayız. İnsan haklarının evrensel boyutlarının hiçbir şekilde hissedilmediği ve inşa edilmediği bir coğrafyada yaşıyoruz. Bu coğrafya demokrasi olmadığından yaşanan zulmün ne kadar acı ve insan haklarına, demokrasiye ve özgürlüğe ne kadar ihtiyacımızın olduğunu öğretti. Türkiye ve Ortadoğu doğal güzellikleriyle, mevsimler ve ekolojik olarak dünyanın en güzel bölgelerinden biri. Buna rağmen yaşanan hak ihlallerinin tespit edilip açığa çıkarılması ve demokratik kültürün inşa edilmesi gerekiyor.” Ali Göksular
RSS