Pandemi döneminde Hürriyet gazetesinin başyazarı ilan edilen Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, hükümetin Coronavirus (Covid-19) salgınındaki yönetimine eleştirilerde bulundu.
“40 yıllık bir hekim olarak beni en çok da ağır vaka sayılarındaki o hızlı ve inatçı artış üzüyor, düşündürüyor” diyen Prof. Dr. Müftüoğlu, “Biz bunu hak etmiyoruz!” dedi.
Salgın sürecinde pandemiyle ilgili kurulan Sağlık Bilim Kurulu’na eleştirilerde bulunan Müftüoğlu, “Pandemi Bilim Kurulu’nda da bir kan değişikliği yapılıp kurula yeni oyuncular alınamaz mı?” diye sordu.
“Her akşam o turkuvaz rengi zeminde önümüze konan yeni rakamlar sadece canımı sıkmıyor, içimi de yakıyor” diyen Müftüoğlu, “Neden çözümler tartışılmaz? Anlamakta güçlük çekiyorum” ifadelerini kullandı.
“Ağır vaka artışı çok ürkütücü” başlığıyla salgının boyutunun tedirgin edici bir seviyeye ulaştığını belirten Müftüoğlu’nun yazısı şöyle:
“İtiraf edeyim ki ekranlarda her akşam o turkuvaz rengi zeminde önümüze konan yeni rakamlar sadece canımı sıkmıyor, içimi de yakıyor. Rakamlardaki hızlı artış trendi sadece beni değil, hepimizi de derinden yaralıyor. 40 yıllık bir hekim olarak beni en çok da “ağır vaka sayıları”ndaki o hızlı ve inatçı artış üzüyor, düşündürüyor. Dikkatinize sunarım: Temmuz ortalarında 600-700 civarında olan ağır vaka sayılarımız son günlerde 1200’lü rakamları test etmeye başladı. Bu son derece önemli ve üzerinde hassasiyetle durulması, düşünülmesi gereken bir ayrıntıdır. Ayrıca başka itirazlarım da var. O itirazlar neler mi? Buyurun...
Biz bunu hak etmiyoruz çünkü…
Her akşam içimiz ürpererek beklediğimiz o turkuvaz renkli rakamları görünce, son günlerde hep şu cümleyi tekrarlayıp duruyorum: “Biz bunu hak etmiyoruz!” Hak etmiyoruz çünkü...
İLK 4
1) Pandemide 1’inci devreyi başarıyla tamamlamışken, 2’nci devredeki bu kötü performansı nasıl açıklayabiliriz? Nasıl içimize sindirebiliriz?
2) Tamam, AVM’leri erken açtık. Tamam, yeni normale fazlaca hızlı girdik, çok hızlı normalleştik. Tamam, virüsü sanki “Çekti gitti!” farz etme yanlışı yaptık. Tamam da sadece bu yanlışları her akşam ekranlarda tekrarlayıp durmak bize ne kazandıracak? Neden çözümler tartışılmaz? Anlamakta güçlük çekiyorum.