‘’Devleti yönetenler, her gün kadını erkeğin malıymış gibi gösteren, aileyi ön plana çıkaran, kadınların kaç çocuk doğuracağından, nasıl giyineceğine, sokakta özgürce dolaşmasından, çalışıyor olmasına, kahkahasına kadar, kadının yaşamına müdahale edilen açıklamalar yapıyor. Uygulanan yanlış politikaların ve saldırıların yarattığı sonuç ise; daha fazla kadının şiddete uğraması, öldürülmesi, daha çok çocuğun istismar edilmesi oluyor”
Eğitim Sen Gaziantep Şube Kadın Sekreteri Gül Fidan Özpolat, ‘’OECD ülkeleri içinde kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri sıralamasında birinci durumda olan ülkemizde, erkek şiddeti her gün daha da vahşileşirken kadınlara yönelik şiddette ve çocuk istismarında cezasızlık özel bir politika olarak uygulanıyor. AKP’nin cesaretlendirdiği eril zihniyetin beslediği bu cinayetlerde, katilleri koruyan, cezasız bırakan eril yargı suç ortağı. Eril yargı kararlarıyla birleşen iktidarın kadın düşmanlığı, şiddet faillerini cesaretlendirmeye devam ediyor’’ şeklinde konuştu.
Erkek şiddeti her gün vahşi yöntemlerle can almaya devam ediyor
Ataerkil güç ilişkilerinden beslenen erkek şiddetinin her gün daha vahşi yöntemlerle can almaya devam ettiğini kaydeden Özpolat, ‘’Cezasızlık politikasından ve iktidarın kadın düşmanlığından cesaret alan erkek failler her gün kadınları katletmeye devam ediyor. Geçtiğimiz hafta Gaziantep’te, çöp konteynerinde bir çuval içerisinde boğazı ve vücudunun çeşitli yerlerinden bıçaklanmış cesedi bulunan 3 çocuk annesi ve eşi Abdo Cevat tarafından katledildiği ortaya çıkan Dibe Cevat bu kadınlardan sadece biri. Kadınlar en yakınlarındaki erkekler tarafından katlediliyor’’ tespitini yaptı.
Kadınlar, evde, işte sokakta şiddet tehdidi altına ölümle burun buruna yaşıyorlar
Kadınların her gün evde, işte, sokakta, erkek şiddetine maruz kaldığını ya da şiddet tehdidi altında ölümle burun buruna yaşamlarını sürdürdüğüne dikkat çeken Özpolat, ‘’Kadınların can güvenliğinin olmadığı bir atmosferde, iktidar kadına yönelik şiddeti önlemek ve kadın kazanımlarını geliştirmek yerine, kadın düşmanı politikaların sürdürücüsü olmaya devam ediyor. Kadın kazanımları sistematik olarak gasp edilmekte, toplumsal cinsiyet eşitliğine karşı her alanda saldırı geliştiriliyor. Kayyum atanan belediyelerde, şiddete uğrayan kadınların başvuru merkezleri ve kadın birimleri kapatılmakta, yaşam güvencemiz sayılabilecek, kadına yönelik şiddetin önlenmesinde en önemli iki yasal araç olan, İstanbul Sözleşmesi’nden Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle çıkılmış ve 6284 Sayılı Ailenin ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun iptal edilmek isteniyor’’ açıklamasını yaptı.
Şiddeti önlemenin yolu militarist, kadın düşmanı ayrımcı politikalarından vazgeçilmesinden geçer
‘Biz kadınlar yaşadığımız her türlü erkek-devlet şiddetinin karşısında birlikte mücadele ederek ve birbirimizle dayanışarak kazanacağımızı biliyoruz’ diyen Özpolat, ‘’Yılmadan ve bıkmadan yıllardır söylediğimizi bir kez daha ifade ediyoruz; ‘Kadına Yönelik Şiddet Münferit Değil, Politiktir’ bu şiddeti önlemenin en önemli yolu toplumsal cinsiyet eşitliğinin yaşamın her alanında sağlanmasından geçer. Şiddeti önlemenin yolu, İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe girmesi ve tüm maddeleriyle birlikte hayata geçirilmesinden, caydırıcı yargı kararlarından, yeterli sayıda sığınma evinin açılmasından ve iktidarların şiddeti besleyen gerici, militarist, kadın düşmanı ayrımcı politikalarından vazgeçmesinden geçer. Tüm kadınları hedef alan erkek devlet şiddetine teslim olmayacağız. Her türlü şiddete karşı, şiddetsiz bir dünyayı örmek ve katledilen, yaşam hakkı gasp edilen, kadınların faillerinden hukuk önünde hesabını sormak için mücadele etmeye devam edeceğiz’’ mesajını verdi.
RSS