Av. Bahri Oğuz, “İktidarın eksik ve yanlış mülteci politikalarını eleştirmek yerine, ırkçı ve ötekileştirici bir dil üzerinden savaş mağduru insanların aşağılanması, düşmanlaştırılması ve ötekileştirilmesi asla kabul edilemez. İnsanlık onuru dünya üzerinde her yerde korunması zorunlu yaşamsal bir hak. Bugün vesilesiyle Gaziantep Barosu İnsan Hakları Merkezi olarak insanlığa karşı en büyük suçlardan biri olan ırkçılıkla mücadele için uzun soluklu bir kampanya başlattığımızı ilan ediyoruz” dedi.
Dünyanın üzerinde yer alan her ülke gibi ülkemizde özellikle 2011 yılından bu yana devam eden Suriye iç savaşı nedeniyle yerlerinden edilen ya da hayati tehlike dolayısıyla ülkemize sığınan insanların statüsünün, yaşam hakkının korunması ve hukuki durumlara dair sorunlarla uğraşıldığını vurgulayan Oğuz, “Son dönemde yükselen ekonomik krizle beraber ülkemiz insanın yaşadığı zor koşulların da etkisi ve siyasi çıkar amacıyla yükselen ırkçı söylemlere ve saldırılara şahit oluyoruz. Genel olarak dünyanın, özel olarak ülkemizde ve şehrimiz Gaziantep’te son dönemde birçok provakatif ırkçı söylem karşılık buldu” tespitini yaptı.
Mülteciler günah keçisi ilan ediliyor
Oğuz, “En son ülke gündemine de giren ve şehrimizde gerçekleşen vahim olayda, Suriyeli Leyla Muhammed isimli yaşlı kadının yüzüne tekme atan Şakir Çakır isimli kişi önce gözaltına alınmış daha sora serbest bırakıldı. Bu durumun sosyal medyada yoğun tepkiye neden olması nedeniyle zihinsel engelli olduğu tespit edilen 70 yaşındaki Leyla Muhammed isimli yaşlı kadına tekme attığı belirlenen şüpheli Şakir Çakır yeniden gözaltına alınıp tutuklandı. Ancak sosyal medyaya yansımayan, günlük yaşamın her anında Gaziantep ve Türkiye'nin her ilinde bazen bir siyasi parti başkanının kışkırtması, bazen bir belediye başkanın açıklaması ile halk kitlelerindeki ırkçı söylemler yükseltilmekte, popülist siyasi hesaplarla evlerinden edilen mülteciler günah keçisi ilan ediliyor” şeklinde açıklamada bulundu.
Dünya genelinden yerinden edilen insan sayısı 100 milyonu aştı
Birleşmiş Milletler (BM), dünya genelinde yerinden edilen insanların sayısının en yüksek seviyeye ulaştığını, 2021’de 89,3 milyon olan yerinden edilenlerin sayısının Rusya-Ukrayna savaşıyla 100 milyonu aştığını bildirdiğini kaydeden Av. Oğuz, “Raporda, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en hızlı ve en büyük zorla yerinden edilme krizlerinden birine neden olduğunun altı çizildi, 2022'de Afrika'dan Afganistan'a kadar yerinden edilenlerin sayısının ‘Dramatik dönüm noktası olan’ 100 milyonun üzerine çıktığı belirtildi. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi, Rusya-Ukrayna savaşının körüklediği bir gıda güvenliği krizinin daha fazla insanı yoksul ülkelerdeki evlerini terk etmeye zorlayarak küresel yerinden edilme oranlarını daha da yükselteceği uyarısında bulundu” diye konuştu.
Av. Bahri Oğuz, konuşmasını şu cümlelerle bitirdi: “Mültecilerin Hukuki Statüsüne Dair Cenevre Sözleşmesine göre mülteci; ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşünceleri yüzünden, zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu için vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve bu ülkenin korumasından yararlanamayan, ya da söz konusu korku nedeniyle, yararlanmak istemeyen yahut tabiiyeti yoksa ve bu tür olaylar sonucu önceden yaşadığı ikamet ülkesinin dışında bulunan, oraya dönemeyen veya söz konusu korku nedeniyle dönmek istemeyen kişi olarak tanımlanıyor.” Adem Kesenek
