17 Ekim’de Şırnak’ta meydana gelen maden kazasında 8 işçi hayatını kaybetmişti. Maden kazası ile ilgili açıklama yapan TMMOB Gaziantep İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Burkay Güçyetmez, “Son yıllarda Türkiye’nin farklı yerlerindeki maden sahalarında birbiri ardına yaşanan ve yüzlerce kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan iş cinayetleri adeta katliam boyutuna ulaşmıştır” dedi.
Soma faciasının sanıklarından birisinin
tahliye olması kabul edilebilir değil
Türkiye’nin farklı yerlerindeki maden sahalarında birbiri ardına yaşanan ve yüzlerce kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan iş cinayetleri katliam boyutuna ulaştığına dikkat çeken Güçyetmez, “Bu katliamların sorumlusu, sömürü hırsıyla insanların can güvenliğini yok sayan işletme sahipleri ve bunlara göz yuman siyasi otoritedir. Bu sorumlular mahkeme önünde hak ettikleri cezalara çarptırılmadıkları için, bir önceki facianın acısı dinmeden yenileri yaşanmaktadır. Şırnak’ta göçüğün yaşandığı gün, 301 madencinin hayatını kaybettiği Soma faciasının sanıklarından birisinin tahliye olması kabul edilebilir değildir” şeklinde konuştu.
Çok sayıda ölüm kuyusunun
olduğu tespit edildi
“Yaşanan facianın ardından hükümet, facianın yaşandığı maden sahasının, işletme ve iş güvenliği riski barındırdığı için 2013 yılında mühürlendiğini açıklamıştır” diyen Güçyetmez, açıklamanın maden işletmelerindeki denetimlerin yetersizliğinin itirafı niteliğinde olduğunu belirtti. “2014 yılında Şırnak’ta yaşanan başka bir facia sonrasında TMMOB heyeti tarafından yapılan incelemelerde, bölgede “kaçak” olarak adlandırılan fakat herkesin bilgisi dahilinde üretim yapan çok sayıda ölüm kuyusunun olduğu tespit edilmiştir. Bölgede yaşanan yoğun işsizlik nedeniyle çok sayıda gencimiz, hiçbir sosyal güvencesi olmaksızın, karın tokluğuna, güvenliksiz ve denetimsiz madenlere girmek zorunda kalmaktadır” ifadesini kullandı.
Yapılan üretimin mühendislikle,
bilimle hiç bir ilgisi yok
17 Ekim’de göçüğün yaşandığı olan ocağın açık bir işletme olduğuna dikkat çeken TMMOB Gaziantep İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Burkay Güçyetmez, konuşmasına şöyle devam etti: “Açık işletme çukurunda geçen kış aylarından itibaren ciddi miktarda su birikmiş olup tabakaların gevşemesine neden olmuştur. Bu durum çalışmayı güçleştirmektedir. Emniyet ve iş güvenliği açısından zorunlu olan basamak çalışmaları yapılmadığı için her an göçük ihtimali yüksektir. Sahada hiçbir mühendislik çalışması yapılmamıştır. Yani yapılan üretimin mühendislikle, bilimle hiç bir ilgisi yoktur.”
İş güvenliği tedbirleri
en üst düzeye çıkartılmalı
Başta işletme sahibi olmak üzere, göz göre göre yaşanan bu katliamın tüm sorumlularının derhal ve etkili biçimde cezalandırılmaları gerektiğinin altını çizen Güçyetmez, kaçak, güvenliksiz, denetimsiz tüm maden işletmelerinin derhal kapatılması gerektiğini, ruhsatlı olarak üretim yapılan ocaklarda işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerinin en üst düzeye çıkartılmasını istedi. Hüseyin Karataş
Soma faciasının sanıklarından birisinin
tahliye olması kabul edilebilir değil
Türkiye’nin farklı yerlerindeki maden sahalarında birbiri ardına yaşanan ve yüzlerce kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan iş cinayetleri katliam boyutuna ulaştığına dikkat çeken Güçyetmez, “Bu katliamların sorumlusu, sömürü hırsıyla insanların can güvenliğini yok sayan işletme sahipleri ve bunlara göz yuman siyasi otoritedir. Bu sorumlular mahkeme önünde hak ettikleri cezalara çarptırılmadıkları için, bir önceki facianın acısı dinmeden yenileri yaşanmaktadır. Şırnak’ta göçüğün yaşandığı gün, 301 madencinin hayatını kaybettiği Soma faciasının sanıklarından birisinin tahliye olması kabul edilebilir değildir” şeklinde konuştu.
Çok sayıda ölüm kuyusunun
olduğu tespit edildi
“Yaşanan facianın ardından hükümet, facianın yaşandığı maden sahasının, işletme ve iş güvenliği riski barındırdığı için 2013 yılında mühürlendiğini açıklamıştır” diyen Güçyetmez, açıklamanın maden işletmelerindeki denetimlerin yetersizliğinin itirafı niteliğinde olduğunu belirtti. “2014 yılında Şırnak’ta yaşanan başka bir facia sonrasında TMMOB heyeti tarafından yapılan incelemelerde, bölgede “kaçak” olarak adlandırılan fakat herkesin bilgisi dahilinde üretim yapan çok sayıda ölüm kuyusunun olduğu tespit edilmiştir. Bölgede yaşanan yoğun işsizlik nedeniyle çok sayıda gencimiz, hiçbir sosyal güvencesi olmaksızın, karın tokluğuna, güvenliksiz ve denetimsiz madenlere girmek zorunda kalmaktadır” ifadesini kullandı.
Yapılan üretimin mühendislikle,
bilimle hiç bir ilgisi yok
17 Ekim’de göçüğün yaşandığı olan ocağın açık bir işletme olduğuna dikkat çeken TMMOB Gaziantep İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Burkay Güçyetmez, konuşmasına şöyle devam etti: “Açık işletme çukurunda geçen kış aylarından itibaren ciddi miktarda su birikmiş olup tabakaların gevşemesine neden olmuştur. Bu durum çalışmayı güçleştirmektedir. Emniyet ve iş güvenliği açısından zorunlu olan basamak çalışmaları yapılmadığı için her an göçük ihtimali yüksektir. Sahada hiçbir mühendislik çalışması yapılmamıştır. Yani yapılan üretimin mühendislikle, bilimle hiç bir ilgisi yoktur.”
İş güvenliği tedbirleri
en üst düzeye çıkartılmalı
Başta işletme sahibi olmak üzere, göz göre göre yaşanan bu katliamın tüm sorumlularının derhal ve etkili biçimde cezalandırılmaları gerektiğinin altını çizen Güçyetmez, kaçak, güvenliksiz, denetimsiz tüm maden işletmelerinin derhal kapatılması gerektiğini, ruhsatlı olarak üretim yapılan ocaklarda işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerinin en üst düzeye çıkartılmasını istedi. Hüseyin Karataş
RSS