Son yılların değişmez gerçeği, Aile İçi Şiddete en çok maruz kalan Kadınlarımız!
SEV Amerikan Hastanesi Psikolojik Danışmanlık Ünitesi Psikoloğu Özlem B. Can yaptığı açıklamada yasal yaptırımlara karşı şiddetin hala devam ettiğini , şiddetin psikolojik ve sosyal etkisinin topluma ağır bedellerle geri döneceğini belirtti.
Psikolog CAN Şiddetin uygulanma şekli, fiziksel şiddet, cinsel şiddet, duygusal şiddet (onur kırıcı sözler söyleme vs), ekonomik baskı gibi şekillerde olabilmektedir. Ancak daha farklı birkaç şekilde daha uygulanabiliyor. Maalesef ülkemizde aile içi şiddet vakaları azımsanmayacak boyutlardadır dedi.
AİLE İÇİ ŞİDDET BİR TÜRKİYE GERÇEĞİ!
Aile içi şiddet, baskı ve güç uygulayarak insanların fiziksel veya psikolojik açıdan zarar görmesine neden olan şiddete maruz kalan açısından zedeleyici özellik taşıyan, bu tür bir ortamda büyüyen çocuklar açısından da çocukların gelecekte ki yaşamını, kişiliğini ve kişisel gelişimini tehlikeye sokan bir davranış biçimidir. Aile içi şiddet genellikle erkeğin kadına bazen de çocuklara uygulaması şeklinde ortaya çıkmaktadır. Tabii ki şiddete maruz kalanın çaresiz oluşu da katlanmak zorunda kalan kişileri intihara kadar götürmektedir. Baskıcı eşten ayrılma ya da ayrılma girişiminde bulunulduğunda daha büyük bir şiddetle karşılaşma korkusu da durumu iyice içinden çıkılmaz bir hale getirmektedir. Araştırma sonuçları bize gösteriyor ki; şiddet uygulayan bireyler geçmişinde bizzat şiddete maruz kalmış veya aile içi şiddetin olduğu ortamda yetişmiş kişilerden çıkmaktadır. Diğer aile içi şiddeti tetikleyen faktörlere bakacak olursak gizli depresyon, şizofreni, paranoid şizofreni gibi ruhsal rahatsızlıklar, anti sosyal kişilik bozuklukları, çekilen ekonomik güçlüklere ve çaresizliklere duyulan öfke, alkol veya madde bağımlılığı sayılabilir.
Şiddetin uygulanma şekli, fiziksel şiddet, cinsel şiddet, duygusal şiddet (onur kırıcı sözler söyleme vs), ekonomik baskı gibi şekillerde olabilmektedir. Daha farklı birkaç şekilde daha uygulanabiliyor. Maalesef ülkemizde aile içi şiddet vakaları azımsanmayacak boyutlardadır.
Aile içi şiddet toplumsal hayatımız açısından da bireylerin gelecek yaşamları açısından da giderilmesi gereken bir sorundur. Maruz kalan insanların ruhsal fiziksel bütünlüklerini bozmaktadır. Aile içi şiddetin, aile içi mesele, özel hayat gibi sınırlar içerisinde kalması ve de doğal bir şey olarak görülmesi çözüm bulunmasını zorlaştırıyor. Aile içi şiddetin doğal karşılanması yine sorunun devamlılığını sağlıyor. Şiddeti uygulayan ve uygulama eğiliminde olan kişiler açısından ilk bilinmesi gereken şey bu davranışın ileriki kuşaklara da geçen zarar verici bir tepki çeşidi olduğudur. Yine şiddete başvuran açısından öfke kontrol problemleri, alkol vs . gibi madde bağımlılığı problemleri varsa profesyonel yardım alarak çözülmeye veya şiddete yönelten sorunun kökeni bulunmaya çalışılmalı. Unutmayın ki şiddet vurma hırpalama gibi fiziksel eylemlerin yanı sıra, hakaret, küçümseme azarlama, alay, zorla bir işte çalıştırma veya çalışmaya engel olma, zorla evlendirme gibi davranışları da içerir. Bunların tamamı şiddete girer ve zararlıdır. Şiddet uygulayan kişi profesyonel yardım ve almaya bu davranışından vazgeçmeye yönlendirilmelidir ve yaptığının zararları anlatılmalıdır bunu şiddete maruz kalan eşin yapamadığı durumlarda sözü geçen bir akrabanın yardımına da başvurabilirsiniz.
Eğer şiddete maruz kalan taraftaysanız ve çıkış yolu arıyorsak öncelikle suçlayıcı olmadan, haklı çıkmaya çalışmadan yaşadığımız duyguları ne hissettiğinizi anlatmalısınız. Eğer şiddete uğramaktan ruh sağlığınızın olumsuz etkilendiğini gözlemliyorsanız özellikle de intihar aklınıza bir fikir olarak gelip gitmeye başladıysa mutlaka bir uzmana başvurmalısınız. Eşinizin öfkeye kapıldığı anlarda sakinliğinizi koruyun, sizde öfkelenmeyin, eşinizin öfkesini daha da arttıracak şeyler söylemekten kaçının. Öfke anlarında kendisinden mümkün olduğunca uzak durun. Eşinizin ve kendinizin öfkesini ertelemeye çalışın. Eğer sorun daha ileri boyutlarda ise yasal haklarınızı araştırın bir gidiş yolu belirleyin. Eğer intihar düşüncesi içindeyseniz unutmayın ki çaresiz veya çıkışsız değilsiniz.
Şiddete maruz kaldığınızda ; Aile Ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürlükleri, Alo 183 Kadın Çocuk Aile Özürlü Danışma Hattı, Polis Jandarma Karakolları, Polis Ve Jandarma İmdat Hatları, Baroların Adli Yardım Kurulları veya Kadın Danışma Merkezleri (Gaziantep Kamer), yardım için sizi bekliyor.
UNUTMAYIN ! 2011 tarihli 6384 no’ lu Ailenin Korunmasına Dair Kanun ile Korunmaktasınız.
SEV Amerikan Hastanesi Psikolojik Danışmanlık Ünitesi Psikoloğu Özlem B. Can yaptığı açıklamada yasal yaptırımlara karşı şiddetin hala devam ettiğini , şiddetin psikolojik ve sosyal etkisinin topluma ağır bedellerle geri döneceğini belirtti.
Psikolog CAN Şiddetin uygulanma şekli, fiziksel şiddet, cinsel şiddet, duygusal şiddet (onur kırıcı sözler söyleme vs), ekonomik baskı gibi şekillerde olabilmektedir. Ancak daha farklı birkaç şekilde daha uygulanabiliyor. Maalesef ülkemizde aile içi şiddet vakaları azımsanmayacak boyutlardadır dedi.
AİLE İÇİ ŞİDDET BİR TÜRKİYE GERÇEĞİ!
Aile içi şiddet, baskı ve güç uygulayarak insanların fiziksel veya psikolojik açıdan zarar görmesine neden olan şiddete maruz kalan açısından zedeleyici özellik taşıyan, bu tür bir ortamda büyüyen çocuklar açısından da çocukların gelecekte ki yaşamını, kişiliğini ve kişisel gelişimini tehlikeye sokan bir davranış biçimidir. Aile içi şiddet genellikle erkeğin kadına bazen de çocuklara uygulaması şeklinde ortaya çıkmaktadır. Tabii ki şiddete maruz kalanın çaresiz oluşu da katlanmak zorunda kalan kişileri intihara kadar götürmektedir. Baskıcı eşten ayrılma ya da ayrılma girişiminde bulunulduğunda daha büyük bir şiddetle karşılaşma korkusu da durumu iyice içinden çıkılmaz bir hale getirmektedir. Araştırma sonuçları bize gösteriyor ki; şiddet uygulayan bireyler geçmişinde bizzat şiddete maruz kalmış veya aile içi şiddetin olduğu ortamda yetişmiş kişilerden çıkmaktadır. Diğer aile içi şiddeti tetikleyen faktörlere bakacak olursak gizli depresyon, şizofreni, paranoid şizofreni gibi ruhsal rahatsızlıklar, anti sosyal kişilik bozuklukları, çekilen ekonomik güçlüklere ve çaresizliklere duyulan öfke, alkol veya madde bağımlılığı sayılabilir.
Şiddetin uygulanma şekli, fiziksel şiddet, cinsel şiddet, duygusal şiddet (onur kırıcı sözler söyleme vs), ekonomik baskı gibi şekillerde olabilmektedir. Daha farklı birkaç şekilde daha uygulanabiliyor. Maalesef ülkemizde aile içi şiddet vakaları azımsanmayacak boyutlardadır.
Aile içi şiddet toplumsal hayatımız açısından da bireylerin gelecek yaşamları açısından da giderilmesi gereken bir sorundur. Maruz kalan insanların ruhsal fiziksel bütünlüklerini bozmaktadır. Aile içi şiddetin, aile içi mesele, özel hayat gibi sınırlar içerisinde kalması ve de doğal bir şey olarak görülmesi çözüm bulunmasını zorlaştırıyor. Aile içi şiddetin doğal karşılanması yine sorunun devamlılığını sağlıyor. Şiddeti uygulayan ve uygulama eğiliminde olan kişiler açısından ilk bilinmesi gereken şey bu davranışın ileriki kuşaklara da geçen zarar verici bir tepki çeşidi olduğudur. Yine şiddete başvuran açısından öfke kontrol problemleri, alkol vs . gibi madde bağımlılığı problemleri varsa profesyonel yardım alarak çözülmeye veya şiddete yönelten sorunun kökeni bulunmaya çalışılmalı. Unutmayın ki şiddet vurma hırpalama gibi fiziksel eylemlerin yanı sıra, hakaret, küçümseme azarlama, alay, zorla bir işte çalıştırma veya çalışmaya engel olma, zorla evlendirme gibi davranışları da içerir. Bunların tamamı şiddete girer ve zararlıdır. Şiddet uygulayan kişi profesyonel yardım ve almaya bu davranışından vazgeçmeye yönlendirilmelidir ve yaptığının zararları anlatılmalıdır bunu şiddete maruz kalan eşin yapamadığı durumlarda sözü geçen bir akrabanın yardımına da başvurabilirsiniz.
Eğer şiddete maruz kalan taraftaysanız ve çıkış yolu arıyorsak öncelikle suçlayıcı olmadan, haklı çıkmaya çalışmadan yaşadığımız duyguları ne hissettiğinizi anlatmalısınız. Eğer şiddete uğramaktan ruh sağlığınızın olumsuz etkilendiğini gözlemliyorsanız özellikle de intihar aklınıza bir fikir olarak gelip gitmeye başladıysa mutlaka bir uzmana başvurmalısınız. Eşinizin öfkeye kapıldığı anlarda sakinliğinizi koruyun, sizde öfkelenmeyin, eşinizin öfkesini daha da arttıracak şeyler söylemekten kaçının. Öfke anlarında kendisinden mümkün olduğunca uzak durun. Eşinizin ve kendinizin öfkesini ertelemeye çalışın. Eğer sorun daha ileri boyutlarda ise yasal haklarınızı araştırın bir gidiş yolu belirleyin. Eğer intihar düşüncesi içindeyseniz unutmayın ki çaresiz veya çıkışsız değilsiniz.
Şiddete maruz kaldığınızda ; Aile Ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürlükleri, Alo 183 Kadın Çocuk Aile Özürlü Danışma Hattı, Polis Jandarma Karakolları, Polis Ve Jandarma İmdat Hatları, Baroların Adli Yardım Kurulları veya Kadın Danışma Merkezleri (Gaziantep Kamer), yardım için sizi bekliyor.
UNUTMAYIN ! 2011 tarihli 6384 no’ lu Ailenin Korunmasına Dair Kanun ile Korunmaktasınız.