Gaziantep Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi (GÜKAMER) Müdürü Yrd. Doç. Dr. Sibel Bayıl Oğuzkan, kadınlara yönelik şiddetin, dünyanın hemen her yerinde mücadele etmek için uğraşılan önemli sorunlardan birisi olduğunu belirtti. BM’nin verilerine göre, tüm dünyada kadınların ve kız çocuklarının yüzde 35’inin fiziksel ya da cinsel şiddete maruz kaldığını söyleyen Yrd. Doç. Dr. Oğuzkan, “İnsanlar bu önemli soruna karşı, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü’nden 10 Aralık İnsan Hakları Günü’ne kadar şiddete karşı 16 günlük çeşitli aktivist kampanyalar düzenlemekte olup şiddetin rengi olan turuncuyu kullanarak bu karanlık durumu dünyayı renklendirerek ortadan kaldırmaya çalışıyor” ifadelerine yer verdi.
Kadına şiddet paneli öncesinde; Hasan Kalyoncu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Edibe Sözen ‘Medyada Kadın Algısı’ konulu bir sunum yaptı. İnşaat Mühendisliği Konferans Salonu’nda düzenlenen, Yrd.Doç. Dr. Erhan Tunç’un moderatörlüğünü yaptığı panele; Şiddet İzleme ve Önleme Merkezi (ŞÖNİM) Temsilcisi Rojbin Dayıoğlu ve GÜKAMER Hukuk Komisyon Başkanı Öğr. Gör. Gülsüm Günbala Güven konuşmacı olarak katıldı.
Duyarlılığımız daha yüksek olmalı
Yrd. Doç. Dr. Erhan Tunç, konunun sadece anatomik farklılıkları olan iki cinsiyet söz konusu olmadığını, bu anatomik farklılıklara kültürün ya da yaşadığımız toplumun atfettiği değerlerin çok daha önemli olduğunu vurgulayarak, “Bir toplumda erkek cinsiyetine yüklenilen anlam, atfedilen değer arttıkça, erkek cinsiyeti daha fazla yüceleştirildikçe kadın cinsiyetine, kimliğine ilişkin zarar da kat kat artacaktır. Prof. Dr. Edibe Sözen’in de bahsettiği gibi medya burada çok önemli bir role sahip. Daha bilinçli gençler olarak, üniversitenin daha bilinçli gençler yetiştirdiğini ifade etmek istiyorum. Bu konuya duyarlılığımızın diğer insanlara, diğerlerine göre daha yüksek olması gerekiyor” sözlerine yer verdi.
Biz kadınlarımızın yanındayız
Kadına yönelik şiddetin toplumun kanayan yarası olduğu vurgusunu yapan ŞÖNİM Temsilcisi Rojbin Dayıoğlu, ŞÖNİM’lerin amacının kadına yönelik ya da aile içi bir şiddet olduğu takdirde kurum olarak yasa çerçevesinde şiddet mağdurunu korumak olduğunu söyledi. Dayıoğlu, “Amacımız, şiddet mağdurunun tekrar topluma kazandırılması ve yalnız olduğunu hissetmemesi, başvuracağı bir kurumun olduğunu bilmesi, çaresiz olmadığını görmesi ve yasal olarak hakkını araması. Hiçbir şekilde korkmasın, çekinmesinler. Biz her zaman onların yanındayız. Zaten kadın ağırlıklı bir personel çalışıyor. Kendilerini çok rahat ifade edebilirler. Yasalar da zaten kadınların yanında. Gerek eğitimlerle gerek bu tür yaptığımız panellerle toplumsal cinsiyet eşitsizliğini gidermeye çalışıyoruz” diye konuştu.
Kadın haklarına saygı ailede başlar
Kadına yönelik şiddetle mücadelede yasal düzenlemeleri uluslararası ve ulusal hukuk kapsamında değerlendiren Gaziantep Üniversitesi Kadın Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi Hukuk Komisyonu Başkanı Öğr. Gör. Gülsüm Günbala Güven, özellikle CEDAW ve İstanbul Sözleşmesi’nin uluslararası anlamda hem kadına yönelik şiddete dikkat çekme hem de ulusal mevzuatı yönlendirme konusunda önemli olduğunu aktardı. Öğr. Gör. Güven, her ne kadar uygulamada bazı aksaklıklar yaşanıyor olsa da özellikle T.C. Anayasası ve Türk Medeni Kanunu’nda kadın erkek eşitliğinin yer alması ve devlete bu eşitliği koruma çerçevesinde yükümlülüklerin hüküm altına alınmış olmasının kadına yönelik şiddetle mücadele anlamında hukuk sistemimizde önemli bir adım olduğunu dile getirdi. Güven, medyada da önemli yer teşkil eden, ‘Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri’nin kurulmasını öngören 6284 sayılı Kanunun getirdiği yeniliklerden bahsederek, kadın haklarına saygının ailede alınan eğitimle başladığına inanması sebebiyle iki erkek çocuğunu da bu zihniyette yetiştirmek istediğini sözlerine ekledi.
Kadına şiddet paneli öncesinde; Hasan Kalyoncu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Edibe Sözen ‘Medyada Kadın Algısı’ konulu bir sunum yaptı. İnşaat Mühendisliği Konferans Salonu’nda düzenlenen, Yrd.Doç. Dr. Erhan Tunç’un moderatörlüğünü yaptığı panele; Şiddet İzleme ve Önleme Merkezi (ŞÖNİM) Temsilcisi Rojbin Dayıoğlu ve GÜKAMER Hukuk Komisyon Başkanı Öğr. Gör. Gülsüm Günbala Güven konuşmacı olarak katıldı.
Duyarlılığımız daha yüksek olmalı
Yrd. Doç. Dr. Erhan Tunç, konunun sadece anatomik farklılıkları olan iki cinsiyet söz konusu olmadığını, bu anatomik farklılıklara kültürün ya da yaşadığımız toplumun atfettiği değerlerin çok daha önemli olduğunu vurgulayarak, “Bir toplumda erkek cinsiyetine yüklenilen anlam, atfedilen değer arttıkça, erkek cinsiyeti daha fazla yüceleştirildikçe kadın cinsiyetine, kimliğine ilişkin zarar da kat kat artacaktır. Prof. Dr. Edibe Sözen’in de bahsettiği gibi medya burada çok önemli bir role sahip. Daha bilinçli gençler olarak, üniversitenin daha bilinçli gençler yetiştirdiğini ifade etmek istiyorum. Bu konuya duyarlılığımızın diğer insanlara, diğerlerine göre daha yüksek olması gerekiyor” sözlerine yer verdi.
Biz kadınlarımızın yanındayız
Kadına yönelik şiddetin toplumun kanayan yarası olduğu vurgusunu yapan ŞÖNİM Temsilcisi Rojbin Dayıoğlu, ŞÖNİM’lerin amacının kadına yönelik ya da aile içi bir şiddet olduğu takdirde kurum olarak yasa çerçevesinde şiddet mağdurunu korumak olduğunu söyledi. Dayıoğlu, “Amacımız, şiddet mağdurunun tekrar topluma kazandırılması ve yalnız olduğunu hissetmemesi, başvuracağı bir kurumun olduğunu bilmesi, çaresiz olmadığını görmesi ve yasal olarak hakkını araması. Hiçbir şekilde korkmasın, çekinmesinler. Biz her zaman onların yanındayız. Zaten kadın ağırlıklı bir personel çalışıyor. Kendilerini çok rahat ifade edebilirler. Yasalar da zaten kadınların yanında. Gerek eğitimlerle gerek bu tür yaptığımız panellerle toplumsal cinsiyet eşitsizliğini gidermeye çalışıyoruz” diye konuştu.
Kadın haklarına saygı ailede başlar
Kadına yönelik şiddetle mücadelede yasal düzenlemeleri uluslararası ve ulusal hukuk kapsamında değerlendiren Gaziantep Üniversitesi Kadın Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi Hukuk Komisyonu Başkanı Öğr. Gör. Gülsüm Günbala Güven, özellikle CEDAW ve İstanbul Sözleşmesi’nin uluslararası anlamda hem kadına yönelik şiddete dikkat çekme hem de ulusal mevzuatı yönlendirme konusunda önemli olduğunu aktardı. Öğr. Gör. Güven, her ne kadar uygulamada bazı aksaklıklar yaşanıyor olsa da özellikle T.C. Anayasası ve Türk Medeni Kanunu’nda kadın erkek eşitliğinin yer alması ve devlete bu eşitliği koruma çerçevesinde yükümlülüklerin hüküm altına alınmış olmasının kadına yönelik şiddetle mücadele anlamında hukuk sistemimizde önemli bir adım olduğunu dile getirdi. Güven, medyada da önemli yer teşkil eden, ‘Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri’nin kurulmasını öngören 6284 sayılı Kanunun getirdiği yeniliklerden bahsederek, kadın haklarına saygının ailede alınan eğitimle başladığına inanması sebebiyle iki erkek çocuğunu da bu zihniyette yetiştirmek istediğini sözlerine ekledi.