Bugün, 25 Kasım Kadına Karşı Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü… Baro Başkanı Ali Elibol, “Kadına yönelik şiddet günümüzün toplumsal bir yara haline gelmiş,acilen önlem alınması gereken sorunlarından birisi, belki de en önemlisidir.Gün geçtikçe daha çok karşılaştığımız ve her seferinde düzeyi gittikçe artan kadına yönelik şiddetten Gaziantep Barosu olarak bizde kaygı duymaktayız” diye konuştu
Baro Başkanı Elibol açıklamasında, “Kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda önemli devlet politikaları belirlenmesi gerekir iken, ülkeyi idare edenlerin, karma eğitimin dahi kaldırılması gerektiği yönünde görüş açıklamaları bu kaygılarımızı artırmaktadır. Yaratılmak istenilen bu gündem, ülkeyi idare edenlerin kafasındaki muhafazakâr yaşam tarzını ülkemizde hakim kılmaya yönelik çıkışlarının artık sadece sözde kalmayıp, uygulamaya geçirilmek istendiğini göstermektedir. Bunları suni gündem olarak nitelemenin büyük bir gaflet olacağını düşünüyorum” uyarısında bulundu.
Gaziantep Barosu ile Kadın Hakları Komisyonu tarafından 25 Kasım Kadına Karşı Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla basın açıklaması yapıldı. Gaziantep Baro Lokali’nde yapılan basın toplantısına Barosu Başkanı Av. Ali Elibol, baro üyeleri, Güneydoğu bölgesi barolarının bazı temsilcileri katıldı.
Artan işsizlik ve ekonomik
kriz kaygı verici boyutta
Bazı valilerin, ortada herhangi bir yasal dayanak olmamasına karşın Sayın Başbakan’ın sözlerini “talimat” olarak kabul ettiğini açıklamalarının olayın ne kadar ciddi boyuttu olduğunu gösterdiğini dile getiren Elibol, “Devlet politikalarının oluşumunda kadının “birey” olduğu gerçeğinin unutulmaması gerektiğini, bu politikaların oluşumunda kadın birey olarak dikkate alınmaz ve korunmaya muhtaç konuma konulursa,kadın erkek eşitliğinden ve demokrasiden söz edilemeyeceğini düşünüyorum. Ülkemizdeki şiddetin kaynaklarından birincisini, ekonomik bağımsızlığını kazanmamış kadınların, ataerkil zihniyet içinde ailenin ve erkeğin egemenliğinin sürdürülme aracı olan şiddete sessiz kalması olarak görüyor ve bu nedenle artan işsizlikten ve ekonomik krizlerden kaygı duyuyorum” şeklinde konuştu.
Cinsiyet ayrımcılığı temelli
zihniyetin ve değer
yargıları ortadan kalkmalı
Şiddetin bir diğer kaynağının eğitimsizlik olduğuna ve özellikle kız çocuklarının okuma imkanı bulamaması olduğuna da vurgu yapan Baro Başkanı Elibol, “Zorunlu eğitimin parçalı ve ailenin inisiyatifine bırakılacak politikalara yönlendirilmesinden ciddi kaygı taşıyoruz. Kadına yönelik şiddetin, ancak ve ancak toplumdaki cinsiyet ayrımcılığı temelli zihniyetin ve değer yargılarının tümden yok edilmesi ile ortadan kalkacağına inanıyorum. Yargı hizmetlerinin mağdur kadın ve çocuklara parasız sağlanması gerekmektedir. Bu nedenle de yargının gün geçtikçe daha da paralı hale getirilmesi sıkıntı verici bir durum. Her türlü şiddete maruz kalmış bir kadına ve çocuğa acil yargısal destek sağlanması gerekirken, önüne aşamayacağı tanık-harç-keşif-bilirkişi ve matbu gider avansı duvarının çıkarılması bizleri son derece rahatsız ediyor” dedi.
Elibol, “Türkiye’nin imzaladığı ve yürürlüğe koyduğu uluslararası anlaşmaların tam anlamıyla içselleştirerek ve özümsenerek hayatın her alanında yasa koyuculardan uygulayıcılara kadar herkes tarafından kullanılmaya başlandığı gün, ülkemizde kadının insan hakları açısından da kadın-erkek tüm vatandaşların insanca yaşam sürmelerini sağlamak açısından da hiçbir sorun kalmayacaktır” diye konuştu.
Kadına yönelik şiddetin
temelinde toplumsal cinsiyet
eşitsizliği ve ayırımcılığı yatıyor
Basın toplantısında konuşan Gaziantep Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Av. Mehlika Özpolat da 25 Kasım’ın toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, ayırımcılığa, aile içi şiddete, kadınların ve kadın haklarının yok sayılmasına karşı dayanışma günü olduğunu ifade ederek, “Dünya üzerinde yaşayan tüm kadınların ve kız çocuklarının hayatın her alanında maruz kaldıkları ve giderek artan cinsiyete dayalı şiddete karşı, sosyoekonomik koşullar politik gelişmeler ve kültürel etkenler birlikte değerlendirilerek çözüm yolları aranmalıdır. Kadına yönelik şiddetin temelinde toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve ayırımcılığı yatmaktadır. Kadınlar eğitim, sağlık, çalışma hayatına ve karar alma mekanizmalarına katılım gibi pek çok alanda ayırımcılığa uğramaktadır” dedi.
Toplantıda kadın haberlerinde basın etiği kuralları konusunda da açıklama yapan baro üyesi Av. Günay Kaplan kadına yönelik şiddet içeren hiçbir görüntünün haber amaçlı kullanılmaması gerektiğini ifade etti.
Baro Başkanı Elibol açıklamasında, “Kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda önemli devlet politikaları belirlenmesi gerekir iken, ülkeyi idare edenlerin, karma eğitimin dahi kaldırılması gerektiği yönünde görüş açıklamaları bu kaygılarımızı artırmaktadır. Yaratılmak istenilen bu gündem, ülkeyi idare edenlerin kafasındaki muhafazakâr yaşam tarzını ülkemizde hakim kılmaya yönelik çıkışlarının artık sadece sözde kalmayıp, uygulamaya geçirilmek istendiğini göstermektedir. Bunları suni gündem olarak nitelemenin büyük bir gaflet olacağını düşünüyorum” uyarısında bulundu.
Gaziantep Barosu ile Kadın Hakları Komisyonu tarafından 25 Kasım Kadına Karşı Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla basın açıklaması yapıldı. Gaziantep Baro Lokali’nde yapılan basın toplantısına Barosu Başkanı Av. Ali Elibol, baro üyeleri, Güneydoğu bölgesi barolarının bazı temsilcileri katıldı.
Artan işsizlik ve ekonomik
kriz kaygı verici boyutta
Bazı valilerin, ortada herhangi bir yasal dayanak olmamasına karşın Sayın Başbakan’ın sözlerini “talimat” olarak kabul ettiğini açıklamalarının olayın ne kadar ciddi boyuttu olduğunu gösterdiğini dile getiren Elibol, “Devlet politikalarının oluşumunda kadının “birey” olduğu gerçeğinin unutulmaması gerektiğini, bu politikaların oluşumunda kadın birey olarak dikkate alınmaz ve korunmaya muhtaç konuma konulursa,kadın erkek eşitliğinden ve demokrasiden söz edilemeyeceğini düşünüyorum. Ülkemizdeki şiddetin kaynaklarından birincisini, ekonomik bağımsızlığını kazanmamış kadınların, ataerkil zihniyet içinde ailenin ve erkeğin egemenliğinin sürdürülme aracı olan şiddete sessiz kalması olarak görüyor ve bu nedenle artan işsizlikten ve ekonomik krizlerden kaygı duyuyorum” şeklinde konuştu.
Cinsiyet ayrımcılığı temelli
zihniyetin ve değer
yargıları ortadan kalkmalı
Şiddetin bir diğer kaynağının eğitimsizlik olduğuna ve özellikle kız çocuklarının okuma imkanı bulamaması olduğuna da vurgu yapan Baro Başkanı Elibol, “Zorunlu eğitimin parçalı ve ailenin inisiyatifine bırakılacak politikalara yönlendirilmesinden ciddi kaygı taşıyoruz. Kadına yönelik şiddetin, ancak ve ancak toplumdaki cinsiyet ayrımcılığı temelli zihniyetin ve değer yargılarının tümden yok edilmesi ile ortadan kalkacağına inanıyorum. Yargı hizmetlerinin mağdur kadın ve çocuklara parasız sağlanması gerekmektedir. Bu nedenle de yargının gün geçtikçe daha da paralı hale getirilmesi sıkıntı verici bir durum. Her türlü şiddete maruz kalmış bir kadına ve çocuğa acil yargısal destek sağlanması gerekirken, önüne aşamayacağı tanık-harç-keşif-bilirkişi ve matbu gider avansı duvarının çıkarılması bizleri son derece rahatsız ediyor” dedi.
Elibol, “Türkiye’nin imzaladığı ve yürürlüğe koyduğu uluslararası anlaşmaların tam anlamıyla içselleştirerek ve özümsenerek hayatın her alanında yasa koyuculardan uygulayıcılara kadar herkes tarafından kullanılmaya başlandığı gün, ülkemizde kadının insan hakları açısından da kadın-erkek tüm vatandaşların insanca yaşam sürmelerini sağlamak açısından da hiçbir sorun kalmayacaktır” diye konuştu.
Kadına yönelik şiddetin
temelinde toplumsal cinsiyet
eşitsizliği ve ayırımcılığı yatıyor
Basın toplantısında konuşan Gaziantep Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Av. Mehlika Özpolat da 25 Kasım’ın toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, ayırımcılığa, aile içi şiddete, kadınların ve kadın haklarının yok sayılmasına karşı dayanışma günü olduğunu ifade ederek, “Dünya üzerinde yaşayan tüm kadınların ve kız çocuklarının hayatın her alanında maruz kaldıkları ve giderek artan cinsiyete dayalı şiddete karşı, sosyoekonomik koşullar politik gelişmeler ve kültürel etkenler birlikte değerlendirilerek çözüm yolları aranmalıdır. Kadına yönelik şiddetin temelinde toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve ayırımcılığı yatmaktadır. Kadınlar eğitim, sağlık, çalışma hayatına ve karar alma mekanizmalarına katılım gibi pek çok alanda ayırımcılığa uğramaktadır” dedi.
Toplantıda kadın haberlerinde basın etiği kuralları konusunda da açıklama yapan baro üyesi Av. Günay Kaplan kadına yönelik şiddet içeren hiçbir görüntünün haber amaçlı kullanılmaması gerektiğini ifade etti.