KESK Kadın Meclisi, SES tarafından İstanbul Sözleşmesi’nin fesih kararının durdurulması için açılan davaya basın açıklaması yaparak destek verdi. SES Gaziantep Şubesi Kadın Sekreteri Özlem Çakır “Fesih kararının acilen durdurması gereken yargı bu kararı almaktan çekinirken bu sırada kadına yönelik şiddet işyerlerimizde ve yaşamın tüm alanlarında artarak devam etti. Yürütmenin durdurulması talebimizin ardından davalarımız esastan inceleniyor” açıklamasında bulundu.
6284 Sayılı Yasa etkin uygulanmalı
Çakır, “Sendikamız SES’in Danıştay’da açmış olduğu davanın duruşması 28 Nisan’da (Bugün) görülecek. Bizler, cinsiyeti, cinsel yönelimi nedeniyle hiç kimsenin ayrımcı, eşitsiz uygulamalara maruz kalmadığı, her nasıl kurulursa kurulsun eşitliğin, özgürlüğün, karşılıklı saygı ve sevginin esas olduğu hanelerde eşit ve özgür bir yaşamı savunuyoruz. Bu yaşamı sağlamak için İstanbul Sözleşmesi’ni savunmaktan, sözleşmenin ve 6284 sayılı yasanın etkin uygulanması ve ILO 190 sayılı sözleşmenin imzalanması için mücadelede kararlıyız” şeklinde konuştu.
Her an yüz yüze yaşam mücadelesi vermek zorunda kaldık
Kadınlar bin yıllardır uygulanan türlü şiddet biçimleriyle baskılanmak sömürülmek istenmelerine rağmen özgürlükten eşitlikten vazgeçmediğini vurgulayan Çakır, “Kadınlar olarak evde işte sokakta hayatın her alanında şiddet taciz ve katliamla her an yüz yüze yaşam mücadelesi vermek zorunda kaldık. Özellikle son yıllarda çalışma alanlarımız ve iş yerlerimiz güvenli alanlar olmaktan çıkmış her türlü riskle karşı karşıya kaldığımız ortamlara dönüşmüş. İstanbul sözleşmesinden vazgeçmediğimiz gibi ILO 190 sayılı sözleşmenin imzalanması mücadelesi de veriyoruz” ifadelerine yer verdi.
Çakır, “Bizi yargılamaya çalışan mahkemelerde kadın katliamlarına karşı aldıkları kararları sormaktan, erkek adaleti mahkûm etmekten geri durmadık. Her gün en az dört kadının katledildiği, kadınlara yönelik cinsel, fiziksel, psikolojik, ekonomik her tür şiddetin katlanarak arttığı, erkek faillerin bir kravatla, namus diyerek, ‘Reddedildim’, ‘Boşanmak istedi, ailemi dağıtmak istedi’ diyerek cezasız kaldığı ya da indirim aldığı yargı pratiklerini hatırlattık. Patriyarkal kapitalizm ve siyasal İslamcı ideoloji birlikteliğinin, toplumsal cinsiyet eşitliğini reddederek kadını sadece erkek üzerinden ve aile içinde tanımladığı sürece mücadeleyi yükseltme sözünü birbirimize hatırlatarak devam ettik. Yine söylüyoruz; kadınlara yönelik şiddetin failleri büyük oranda eş, eski eş, partner iken kadını korumanın yolu onu aile içine hapsetmekten, sadece aile ile tanımlamaktan aileyi korumaktan geçmiyor. Devletlerin sorumluluğu şiddeti ortaya çıkaran eşitsizliği önleme, kadınları her türlü şiddetten koruma, etkin soruşturma yürütüyor” diye belirtti.
SES Gaziantep Şubesi Kadın Sekreteri Özlem Çakır, konuşmasını şöyle bitirdi: “Kadınların her tür şiddetten korunması, şiddet oluştuğunda ise faillerin kovuşturulması, yargılanması ve cezalandırılması için titizlikle hazırlanmış bir sözleşme olduğunu her mecrada anlatmaktan vazgeçmedik. Sözleşme evli veya evlilik dışı tüm çiftler arasındaki şiddeti yasaklıyor. Sözleşmeyi feshetmek, açıkça daha fazla kadının erkekler tarafından cezasız kalacağının garantisiyle öldürülmesi anlamını taşır diyenlerin sayısı her geçen gün arttı.” Özer Karınca
