Gaziantep Demokratik Kadın Platformu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele ve Dayanışma Günü’ne ilişkin yaptığı basın açıklamasında tüm kadınları alanda olma çağrısında bulundu.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele ve Dayanışma Günü’ne ilişkin Gaziantep Demokratik Kadın Platformu Yeşilsu Parkı’nda basın açıklaması yaptı. “İstanbul sözleşmesi yaşatır”, “Nafaka hakkıma dokunma” dövizleri ve “Eşit ve özgür yaşamak için gücümüz birliğimiz” pankartı açılan basın açıklamasında çok sayıda kadın örgütü ve ZeugMadi LGBTİ yer aldı.
Açıklamayı kadınlar adına Sara Alagöz yaptı. Alagöz, “Ülkemiz açısından da ataerkil ve kapitalizm ortaklığına siyasal İslam ideolojisini ekleyen siyasi iktidarın; şiddeti olağanlaştıran cinsiyetçi söylem ve politikaları ile neoliberalizm , savaş, ırkçılık, tekçilik, dinin araçsallaştıran, ekonomik kriz gibi nedenler kadına yönelik şiddeti her geçen gün arıtmaktadır. Kadın emeğine , bedenine, kimliğine karşı saldırı hiç olmadığı kadar artmıştır” dedi.
‘Katilleri koruyan, cezasız
bırakan eril yargı suç ortağıdır’
Türkiye’de neredeyse her gün iki kadın en yakınları tarafından öldürüldüğüne dikkat çeken Alagöz, “Son 17 yılda bu rakam ne yakız ki, 15 binin üzerine çıkmıştır. Sadece Eylül ve Ekim ayında 86 kadının katledildiğini görüyoruz. Kırıkkale’de eski eşi Fedai Baran tarafından defalarca bıçaklanarak 10 yaşındaki kızının önünde katledilen Emine Bulut “ölmek istemiyorum” haykırışı tüm kadınların haykırışıdır” açıklamasında bulundu. Açıklamada kadın cinayetlerinde eril yargının suç ortağı olduğuna vurgu yapana Alagöz, “AKP’nin cesaretlendirdiği eril zihniyetin beslediği bu cinayetlerde, katilleri koruyan, cezasız bırakan eril yargı suç ortağıdır. Ceren Damar Şenel cinayetine ilişkin görülen duruşmada sanığın, öldürüldüğü kadını itibarsızlaştırmak istemesi boşuna değildir. Çünkü bunun yargıda bir karşılığının olduğunu ve lehe sonuç verdiğini çok iyi bilmektedir” dedi.
‘Son dönemde kadın kazanımları
sistematik olarak gasp edilmekte’
Her gün yüzlerce kadının işte, sokakta erkek şiddetine maruz kaldığına dikkat çeken Alagöz,” Her yer, her mekan kadınlar için şiddet ve cinayet mahalline dönüşmüş durumdadır. Kadınların hiçbir can güveliği olmadığı böylesi bir atmosferde , kadına yönelik şiddeti önleme, kadınları koruma yerine mevcut mekanizmaları dahi yok eden iktidar, erkek–devlet şiddetinin boyutunu gözler önüne sermektedir. Son dönemde kadın kazanımları sistematik olarak gasp edilmekte, toplumsal cinsiyet eşitliğine karşı her alanda saldırı geliştirmekte, belediyelerde şiddete uğrayan kadınların başvuru merkezleri kapatılmaktadır. Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun iptal edilmektedir. Bunun yanı sıra hazırlığı hala devam eden 2. Yargı paketinde, kadınların nafaka hakkının elinden alınması ve defalarca kadın mücadelesiyle geri çektirilen çocuk istismarını meşrulaştıran, istismarcıları affetmeyi hedefleyen “tecavüzü affı”nın yer aldığı söylenmektedir” şeklinde konuştu.
Kadınların mücadelede kararlı olduğunu vurgulayan Alagöz, “kadınlar şiddete, sömürüye karşı, yaşamını özgür özneleri olma mücadelesini uzun yıllardır ve aralıksız bir biçimde sürdürmektedir. Kadın hak be özgürlüğüne dair bugün e varsa tümü bu mücadelenin sonucudur. Kadınlar bugün de bu kararlı mücadeleyi sürdürmektedir. Nitekim kadı emeğinin gaspı be bedenin denetimine dayalı, tarihsel arka planı çok güçlü eri zihniyetin kadınlar üzerinde kurduğu sistematik tahakkümü kırmanın tek yolu yine sürekli ve örgütlü kadın mücadelesini yükseltmekten geçmektedir. Dünden bugüne dünyanın dört yanında kapitalist ataerkil sisteme karşı gelişen ve kazanıma ulaşan tüm direnişlerde kadınların en önde yer alması bunu kanıtlamaktadır” dedi.
‘Eşitlik ve özgürlük mücadelemizi birlikte
öreceğiz, birlikte yükselteceğiz’
‘Eşit ve özgür yaşamak istiyoruz’ şiarıyla alanlarda olacaklarını belirten Alagöz, “ Bu 25 Kasım’da kadınlar olarak , artarak devam eden kadına yönelik her türlü şiddete ve bu şiddeti besleyen zihniyet ve politikalara karşı, Emine Bulut’un ‘Ölmek İstemiyoruz’ haykırışıyla alanlardayız. Bu haykırışla; işyeri iş yeri, sokak sokak emekçi kadınlarla buluşarak yaşam, emek, eşitlik ve özgürlük mücadelemizi birlikte öreceğiz birlikte yükselteceğiz.” açıklamasında bulundu.
Alagöz, açıklamayı şu sözlerle sonlandırdı: “ Tüm kadınları, kadına yönelik her türlü şiddete, kadın cinayetlerine, savaşa, ekonomik krize, cinsiyetçiliğe, ayrımcılık, sömürüye, otoriterliğe karşı; Mirabel kardeşlerin mücadelesini büyütmeye, örgütlenmeye, 25 Kasım’da alanda olamaya çağırıyoruz. Bir kişi daha eksilmeyeceğiz.” Esra Aydın
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele ve Dayanışma Günü’ne ilişkin Gaziantep Demokratik Kadın Platformu Yeşilsu Parkı’nda basın açıklaması yaptı. “İstanbul sözleşmesi yaşatır”, “Nafaka hakkıma dokunma” dövizleri ve “Eşit ve özgür yaşamak için gücümüz birliğimiz” pankartı açılan basın açıklamasında çok sayıda kadın örgütü ve ZeugMadi LGBTİ yer aldı.
Açıklamayı kadınlar adına Sara Alagöz yaptı. Alagöz, “Ülkemiz açısından da ataerkil ve kapitalizm ortaklığına siyasal İslam ideolojisini ekleyen siyasi iktidarın; şiddeti olağanlaştıran cinsiyetçi söylem ve politikaları ile neoliberalizm , savaş, ırkçılık, tekçilik, dinin araçsallaştıran, ekonomik kriz gibi nedenler kadına yönelik şiddeti her geçen gün arıtmaktadır. Kadın emeğine , bedenine, kimliğine karşı saldırı hiç olmadığı kadar artmıştır” dedi.
‘Katilleri koruyan, cezasız
bırakan eril yargı suç ortağıdır’
Türkiye’de neredeyse her gün iki kadın en yakınları tarafından öldürüldüğüne dikkat çeken Alagöz, “Son 17 yılda bu rakam ne yakız ki, 15 binin üzerine çıkmıştır. Sadece Eylül ve Ekim ayında 86 kadının katledildiğini görüyoruz. Kırıkkale’de eski eşi Fedai Baran tarafından defalarca bıçaklanarak 10 yaşındaki kızının önünde katledilen Emine Bulut “ölmek istemiyorum” haykırışı tüm kadınların haykırışıdır” açıklamasında bulundu. Açıklamada kadın cinayetlerinde eril yargının suç ortağı olduğuna vurgu yapana Alagöz, “AKP’nin cesaretlendirdiği eril zihniyetin beslediği bu cinayetlerde, katilleri koruyan, cezasız bırakan eril yargı suç ortağıdır. Ceren Damar Şenel cinayetine ilişkin görülen duruşmada sanığın, öldürüldüğü kadını itibarsızlaştırmak istemesi boşuna değildir. Çünkü bunun yargıda bir karşılığının olduğunu ve lehe sonuç verdiğini çok iyi bilmektedir” dedi.
‘Son dönemde kadın kazanımları
sistematik olarak gasp edilmekte’
Her gün yüzlerce kadının işte, sokakta erkek şiddetine maruz kaldığına dikkat çeken Alagöz,” Her yer, her mekan kadınlar için şiddet ve cinayet mahalline dönüşmüş durumdadır. Kadınların hiçbir can güveliği olmadığı böylesi bir atmosferde , kadına yönelik şiddeti önleme, kadınları koruma yerine mevcut mekanizmaları dahi yok eden iktidar, erkek–devlet şiddetinin boyutunu gözler önüne sermektedir. Son dönemde kadın kazanımları sistematik olarak gasp edilmekte, toplumsal cinsiyet eşitliğine karşı her alanda saldırı geliştirmekte, belediyelerde şiddete uğrayan kadınların başvuru merkezleri kapatılmaktadır. Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun iptal edilmektedir. Bunun yanı sıra hazırlığı hala devam eden 2. Yargı paketinde, kadınların nafaka hakkının elinden alınması ve defalarca kadın mücadelesiyle geri çektirilen çocuk istismarını meşrulaştıran, istismarcıları affetmeyi hedefleyen “tecavüzü affı”nın yer aldığı söylenmektedir” şeklinde konuştu.
Kadınların mücadelede kararlı olduğunu vurgulayan Alagöz, “kadınlar şiddete, sömürüye karşı, yaşamını özgür özneleri olma mücadelesini uzun yıllardır ve aralıksız bir biçimde sürdürmektedir. Kadın hak be özgürlüğüne dair bugün e varsa tümü bu mücadelenin sonucudur. Kadınlar bugün de bu kararlı mücadeleyi sürdürmektedir. Nitekim kadı emeğinin gaspı be bedenin denetimine dayalı, tarihsel arka planı çok güçlü eri zihniyetin kadınlar üzerinde kurduğu sistematik tahakkümü kırmanın tek yolu yine sürekli ve örgütlü kadın mücadelesini yükseltmekten geçmektedir. Dünden bugüne dünyanın dört yanında kapitalist ataerkil sisteme karşı gelişen ve kazanıma ulaşan tüm direnişlerde kadınların en önde yer alması bunu kanıtlamaktadır” dedi.
‘Eşitlik ve özgürlük mücadelemizi birlikte
öreceğiz, birlikte yükselteceğiz’
‘Eşit ve özgür yaşamak istiyoruz’ şiarıyla alanlarda olacaklarını belirten Alagöz, “ Bu 25 Kasım’da kadınlar olarak , artarak devam eden kadına yönelik her türlü şiddete ve bu şiddeti besleyen zihniyet ve politikalara karşı, Emine Bulut’un ‘Ölmek İstemiyoruz’ haykırışıyla alanlardayız. Bu haykırışla; işyeri iş yeri, sokak sokak emekçi kadınlarla buluşarak yaşam, emek, eşitlik ve özgürlük mücadelemizi birlikte öreceğiz birlikte yükselteceğiz.” açıklamasında bulundu.
Alagöz, açıklamayı şu sözlerle sonlandırdı: “ Tüm kadınları, kadına yönelik her türlü şiddete, kadın cinayetlerine, savaşa, ekonomik krize, cinsiyetçiliğe, ayrımcılık, sömürüye, otoriterliğe karşı; Mirabel kardeşlerin mücadelesini büyütmeye, örgütlenmeye, 25 Kasım’da alanda olamaya çağırıyoruz. Bir kişi daha eksilmeyeceğiz.” Esra Aydın