ANASAYFA arrow right Güncel

Kentteki herkesin söz hakkının olması lazım

Kentteki herkesin söz hakkının olması lazım
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 05.41
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 05.41
Gaziantep Barosu İnsan Hakları Merkezi Üyesi Av. Bülent Duran, yaptığı açıklamada, “Kentteki yaşamı bütün olarak algılam
Gaziantep Barosu İnsan Hakları Merkezi Üyesi Av. Bülent Duran, yaptığı açıklamada, “Kentteki yaşamı bütün olarak algılamak gerekir. Dolayısıyla Gaziantep Valiliği ve belediyeler tasarrufta bulununca herkesin söz hakkının olmasını lazım ve yönetme gücüne sahip olanlar yaptıkları eylemlerden dolayı hesap verebilmeliler” dedi.
İnsan hakları ihlallerinin olmasının
en büyük nedeni hak ihlalleri
İnsan hakları ihlallerinin en önemlisinin hak ihlalleri olduğunu açıklayan Duran, “Anayasa yaşam, eğitim, ifade özgürlüğü ve örgütlenme hakkı gibi insanların kanundan doğan haklarını güvence altına almıştır. Güvence altına alınan bu hakları koruma görevi Anayasanın yürütme erkine ve merkezi idaresine sahip olan devletin ödevidir. Vatandaş ödevini yerine getirir ve haklarını talep eder. Bunun da en büyük güvencesi hukuktur. Yerel mevzuatın dışında uluslararası sözleşmeler de haklar güvence altına alınmıştır. Hakkınız ihlal edildiğinde yargıya başvurup netice alamıyorsanız, hukuk dışı bazı örgütler ve yapılar çıkıp herkes hukuk dışı hak aramaya gidiyorsa demek ki hakların güvencesini tesis etmiyoruz. Dolaysıyla gelinen aşamada yaşadığımız ülkede ve coğrafyada her yönüyle hak ihlalleri olduğunu görüyoruz. Birçok insan ifade özgürlüğünden kaynaklı olarak hak ihlaline maruz kaldı” şeklinde açıklama yaptı.
Birçok demokratik haklar ihlal edildi
ve edilmeye devam ediliyor
Avukat Duran, “Özellikle 15 Temmuz’dan sonra var olan darbe teşebbüsü ile yaratılan kaosa yönelik daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi, daha fazla insan ve hak özgürlükleri ön plana çıkarmamız gerekirken var olan birçok demokratik hakları ihlal edildi ve edilmeye devam ediliyor. Kamu çalışanları, 4 yıldır ilişki iltisaklı deyip herhangi bir nedeni belirtilmeksizin ihraç edildi. Ortada herhangi bir soruşturma yok. Bu durum başlı başına insan hakları ihlalleridir. Yargıya intikal edilmeden böyle bir tablonun yaratılması bu hak ihlalleri yaşayanların ötesinde herkese bir mesajdır. Yarın işinizden olabilirsiniz, tutuklanabilirsiniz, bir dernekte örgütlenirseniz kapatılabilir korkusu ve düşüncesi insanların konuşmamasına, talepte bulunmamasına ve kendi haklarını kullanmamasına neden olan bir ortama dönüştü. Bu yaratılan tablo kaostur, insanları sindirmektir” ifadelerini kullandı.
İnsanların kaygıları var
Yargıya güvensizliğin yüzde 90 olduğu bir yerde insanların kaygılarının bulunduğunun altını çizen Gaziantep Barosu İnsan Hakları Merkezi Üyesi Avukat Bülent Duran, konuşmasına şöyle devam etti: “Adliyeye intikal edip hak arayamayacağını düşünen insanlar var. Kendi evinde bile konuştuğunda birileri duyar korkusu yaşıyorsa burada insan hakları ihlalleri vardır. Hakkın güvencesi yoktur. Yargıya daha önce de çok fazla güven yoktu ama güvensizlik oranı daha fazla arttı. Yargı bağımsız olur, hem yürütmeyi kontrol eder hem de kanuna tabi olan vatandaşları eylemlerini kanuna uygun olup olmadığını denetlerse, bu anlamda biri birinin hakkını ihlal ettiğinde yaptırımı varsa kanunda yaptırıma maruz kalır ve bir idare bir hak ihlalini doğuran bir idari işlem tesis ettiğinde idari yargı ve anayasa müdahalesi ile bu giderilebiliyorsa bağımsız yargı teşekkül ediyorsa, hak ihlali doğuran eylem kişiden veya idareden gelirse yasa yoluna giderek hakkını arayabilir güvencesi bağımsız yargı ile tesis edilebilir.” Hüseyin Karataş
Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *