Türk Ağır Sanayi ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası’nın verdiği 20 veya 38 kuruş gibi komik rakamlarla önümüze sunulan sözleşmeye imza atmadık, atmayacağız. Bir ekmek bile iki yıl içinde 1 liradan 5 TL’ye yükselmiş iken mevcut hakların üzerine 20 ya da 38 kuruş vermek akıl tutulmasından başka bir şey değil” dedi.
Oturduğu yerden maaş alanların elbet bir gün kurulu düzenleri yok olacak
Bozkuş, “Kamunun zarara uğratılmasının hesabını kim ödeyecektir?” sorusunu sorarken, “Sonuçların ortaya çıkacağı yıllardır kamu kurumlarında kalmayan liyakatsizlikten zaten belliydi. Liyakatsizliğin sonucunu da bizler ödemek zorunda değiliz. Hâlâ kurumda işçi memur ayrımı yapılıp çalışanlar arasında fitne sokan elini bir şeye vurmadan oturduğu yerden maaş alanların elbet bir gün kurulu düzenleri yok olacak. Pandemi de çalışanlarına sahip çıkan idareler olduğu gibi mesai adı altında da olsa ek ücret öder iken bizler o gün bugündür idarenin hiçbir faydasını görmedik” açıklamasını yaptı.
İnsanca yaşayacağımız ücret istiyoruz
Teklife imza atmayacaklarını ve Yüksek Hakem Kurulu’ndan sözleşmenin çıkmasını bekleyeceklerini dile getiren Bozkuş, “İnsanca yaşayacağımız ücret istiyoruz. Şu an alım gücünün durumu ortada, açıklama yapmamıza bile gerek olduğunu düşünmüyorum. İki yıl önce imzalanan sözleşmeye ve çıkan kararlara rağmen hala taşeron düzen devam ettirilmekte ve mahkemeler tek tek bize hak verince de kamu zararı ortaya çıkıyor. Her sorumlu toplu iş sözleşmesini ayrı yorumlamakta ve benim dediğim geçerli anlayışı güdüyor” vurgusu yaptı.
Bütünlüğümüzü bozmaya çalışan fitne oluşumlara aldırış etmeden yolumuza bakmalıyız
Bozkuş, tepkilerinin devlete değil, devletin yetki verdiği memurların döner sermayeyi babasının parası gibi keyfi yaptığı harcamalara olduğunu söyledi. “Çalışanlar olarak her birimin sorumlusunun kaprisleri ve egoları ile değil idarenin genel geçer kuralları ile yönetilmek istiyoruz. Bu düzende olan çarpıklığa örnek vermek gerekirse; “Özel vakalar normal mesai saatlerinde alınır kanuna uygun” denilir. Döner sermayeye yapılması gereken bağışlar kurdukları derneklere aktarılır kanuni olur. “İşçi para isteyince Sayıştay bize zimmet çıkarır” denilir. Soruyoruz; Sayıştay denetçileri işçi harcamaları dışında hiçbir şeyi kontrol etmiyor mu? İşinize gelene kanuni işinize gelmeyene Sayıştay demek de yaptığınız kelime oyunlarının sonucu. Bütünlüğümüzü bozmaya çalışan fitne oluşumlara asılsız haberlere iftiralara aldırış etmeden yolumuza bakmamız gerekiyor. Gayet şeffaf şekilde size hizmet ediyoruz, edeceğiz” diye konuştu.
Bizi bir araya getiren güç hiç şüphesiz ki sendikal örgütlenme gücü
Türk Sağlık İşçileri Sendikası Gaziantep Şubesi Asef Bozkuş, konuşmasını şöyle tamamladı: “Genel merkezimiz kamu çerçeve protokolünde kadın çalışanlarımızın süt izinlerini ve ücretli izinlerinin artırılarak memur kadın çalışanlarımıza eşitlenmesi için çaba sarf ediyor. Bugün burada bizi bir araya getiren güç hiç şüphesiz ki sendikal örgütlenme gücü. Birileri her ne kadar sendikamızı itibarsızlaştırma pasifize etme çabasında olsalar bile yola çıktığımız ilk gün ki gibi ayaktayız alnımız ak ve başımız dik geleceğimizi oluşturmak için yürüyoruz.” Fatma Karabacak