ANASAYFA arrow right Güncel

Muzaffer Ertürk röportajı ve Reis Reisoğlu

Muzaffer Ertürk röportajı ve Reis Reisoğlu
YAYINLAMA: 26 Ağustos 2024 / 19.10
GÜNCELLEME: 26 Ağustos 2024 / 19.10

Dr. Muzaffer Ertürk, hem dostumuz hem de doktorumuzdur. Alanında uzman ve en iyilerden bir hekimdir. İnsan olarak da temiz, dürüst ve düzgün bir insandır. Son yerel seçimde CHP Dr. Ertürk’ü büyükşehire aday göstererek çok isabetli bir seçim yapmıştır. Eğer, tam seçim arifesinde il başkanı Reis Reisoğlu istifa etmese ve yönetimler ve milletvekilleri de dahil, seçimin kazanılacağına inanılarak çalışma yapılsa, şu anda büyükşehir belediye başkanlığı makamında Dr. Muzaffer Ertürk oturuyor olacaktı.

Seçimlerden sonra Dr. Muzaffer Ertürk ile görüştüm. “Seçim sürecinde olup bitenleri konuşmanız ve anlatmanız lazım” dedim. Kabul etmedi, “Sonra, şu anda konuşmak istemiyorum” dedi. “Bu süreçte yaşananları anlatmak sizin için aynı zamanda bir sorumluluk. Sonra konuşmanızın bir anlamı kalmaz” diye ısrar ettim.

Neyse, Ertürk’ü zar zor konuşmaya ikna ettik ve seçim sürecinde yaşadıklarını anlattı. Bu röportajı geçtiğimiz cumartesi günü Sabah’ta yayınladık.

Gazeteler bir haber veya röportajı yayınlarken, kendi görüşlerini de paylaşıp, uygun gördükleri başlıkları kullanabilirler. Nitekim, söz konusu haberin başlık ve spot kısımlarında da yapılan röportajın içeriği de dikkate alınarak, gazetenin görüş ve yorumlarına yer verilmiş, Dr. Muzaffer Ertürk’e ait ifadeler tırnak içerisinde yer almıştır. İyi bir gazete okuyucusu ve azıcık kültürü olan insan, hangi ifadelerin Dr. Muzaffer Ertürk’e ait olduğunu çok net bir şekilde anlar.

Pazar günü, Dr. Muzaffer Ertürk’ün, sosyal medyada bir paylaşım yapacağını öğrendiğimde kendisini aradım. “Sizi daha önce arayacaktım, ancak genel başkanın gelmesi nedeniyle telaştan arayamadım. Çünkü röportajın yayınlandığı başlık ve haberin girişi sanki benim ifademmiş gibi algılanmış. Bu da biraz rahatsızlık yaratmış” dedi.

Ben de Ertürk’e, “İlla da bir şey yazacaksanız, başlık ve bazı bölümler bana ait değil” diyebilirsiniz dedim. Zira amacımız, kimseyi zorda ve töhmet altında bırakmak değil, Dr. Muzaffer Ertürk zaten yaşadığı süreci açık açık anlatıyor röportajda.

                                                               ***

Röportajın yer aldığı haberi buraya aynen yeniden alıyorum:

Bunlar gazetedeki üst başlıklar ve buradaki ifadeler, Muzaffer Ertürk’e aittir.

“Genel merkeze ‘Burası zaten önemsiz kaybediyoruz, uğraşmayın’ gibi bilgiler gittiğini düşünüyorum. Seçime az bir zaman kala istifa ederseniz, genel merkez de ‘Zaten kimsenin inancı yok’ diye düşünür’’

“Hiç kimse seçimin kazanılacağına inanmadı. İnanan herhalde sadece biz vardık. Seçimde gerek sandık görevlisi gerekse müşahit olmadığını gördüm. 845 ıslak imzalı belge seçim günü elimizde yoktu. İki gün sonra elimize geçti. Bu belgeler aynı gün elimizde olsa belki farklı bir sonuç ortaya çıkardı.”

Haberin aşağıdaki bölümünde yer alan boldlu ifadeler ve başlık gazetenin haber ve yorumudur.

Yerel seçimde CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Gaziantep’te miting yapacağını duyurmayanlar veya çalışmayanlar, partinin iktidar olacağını anlayınca bilboardlara reklam astırmak başta olmak üzere, harıl harı bugün Fıstık Mitingi için çalışması gözlerden kaçmadı.

Seçim arifesinde istifa eden il başkanı iktidar ışığını görünce partiye yapıştı!

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Antep’te yapacağı fıstık mitingi öncesinde CHP’de seçim sürecinde yaşanan gelişmeler yeniden gündeme geldi. Yönetimiyle birlikte seçim arifesinde istifa ederek partide büyük moral bozukluğu yaratan, seçim sürecinde ise Büyükşehir ve Şehitkamil adaylarını sahada yalnız bırakan Reis Reisoğlu’nun, iktidar ışığını göğünce partiye dört elle sarılması partililerin tepkisine neden oluyor.

Sabah, son yerel seçimde CHP’nin Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan ve Antep’te dürüst, güvenilir bir insan olarak tanınan DR. Muzaffer Öztürk’e seçim sürecinde yaşananları sordu. Dr. Muzaffer Ertürk, Sabah’a gündemi sarsacak açıklamalarda bulundu.

CHP’nin Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olan Dr. Muzaffer Ertürk, sahada harıl harıl tek başına çalışırken, istifa ederek onu yalnız bırakan, verdiği destek sözlerini tutmayan CHP İl Başkanı Reis Reisoğlu’nun seçimin kaybedilmesi için ne kadar çaba harcadığı bir kez daha ortaya çıktı. Seçim sonrasında CHP’ye iktidar yolu açıldığını görünce de partiye dört elle yapışmaya çalışıyor.

Reisoğlu, seçimi altın tepsi de Fatma Şahin’e sundu

Yerel seçimde koordinasyondan sandık görevlilerine ve müşahitlerine kadar her şeyi planlaması gereken il başkanının üzerine düşeni yapmadığı ve seçimi Fatma Şahin’e altın tepsi de sunduğu anlaşıldı. Partililer, ‘’Gaziantep’te bazı belediyeler kazanılmamış olsaydı ve parti iktidara oynamamış olsaydı Reis Reisoğlu yine il başkanlığına devam eder miydi?’’ sorusunu sordu. 

Haberin devamında tamamen Dr. Muzaffer Ertürk ile yapılan röportaja aşağıdaki şekilde yer verilmiştir.

Partinin ve partili olduğunu düşündüğümüz iş adamlarından bir kuruş destek alamadık

Türkiye’de seçimin para ile kazanıldığını söyleyen CHP’nin büyükşehir adayı Dr. Muzaffer Ertürk, ‘’Vatan, millet Sakarya gibi düşünüyorduk, ama sahaya çıkınca böyle olmadığını gördük. Parti ve partili olduğunu düşündüğümüz iş adamlarından bir kuruş destek alamadık. Eski belediye başkanları ile milletvekillerinin hepsini aradım. Hiçbirini yanımda veya sahada gördünüz mü? Yeri geldiğinde hepsi solcuyum ya da devrimciyim diyor. İktidar olmaya aday bir partinin etrafında insanlar rol almaya çalışıyor. 5 ay önce neredelerdi? Bunları sorgulamak lazım’’ şeklinde konuştu.

Verilen destek sözleri tutulmadı

Kendisine verilen destek sözlerinin tutulmadığını düşündüğünü kaydeden Ertürk, ‘'Bu parti kimsenin babasının malı değil. Herkes kendine göre düzgün insandır. O yüzden herkese düzgün bakmak lazım. Değişim dinamik bir şey olduğundan hiç kimse önünde duramaz. Şu anda toplum bir şeyler istiyor. 2025 yılının Şubat ayında süreç başlıyor’’ hatırlatmasını yaptı.

‘Yerel seçimde Mustafa Sarıgül’ün Gaziantep’te aday olma durumu söz konusu olunca bu benim çok zoruma gitti’ diyen Ertürk, ‘’Sonrasında il başkanına ‘Bu ne iş, nereden çıktı bu’ dedim, ‘Aday bulamıyoruz’ cevabını verdi, ben de ‘Aday bulamıyoruz olur mu hiç kimse yoksa sen aday ol’ dedim, kendisi de ‘Sana söyledik kabul etmedin’ dedi. Ekonomik yönde sıkıntım olduğunu söyleyince, destek sözü verdiler. Ben de ‘O zaman aday olurum ve seçimi kazanırım’ dedim’’ ifadelerini kullandı.

Kendilerine güvenerek aday oldum ama ortada kaldım

Ertürk, ‘’Seçim süreci başladıktan sonra il yönetimi istifa etti. Ben kendilerine güvenerek aday oldum ama ortada kaldım. İl, ilçe başkanı ve yönetimi olmayınca ekonomik ve yönetimsel sıkıntılar içerisinde 10 gün kadar süreci bu şekilde götürmeye çalıştık. Tabii yalnız kaldığımı hissedince ‘Nasıl yapalım’ diye düşündüm. Sonra ‘Tek başıma da olsam seçimi sonuna kadar götüreceğim. Bu benim için artık onur meselem’ dedim. Dostlarımız, arkadaşlarımız ve vatandaşlarımız büyük destek verdi’’ şeklinde konuştu.

Yerel seçimde büyük bir koordinasyon eksikliği vardı

Yerel seçimde büyük bir koordinasyon eksikliği bulunduğunu sözlerine ekleyen Ertürk, ‘’İslahiye’de sadece yarım saat bir toplantı yapabildik. Yavuzeli’nde iki saat toplantı yapabildik. Araban’a bir saat gidebildik. Nizip’e seçimin son günü gidebildik. Şahinbey ve Şehitkamil’de birçok yere gidemedik. Çünkü hem süre kısıtlıydı, ayrıca gerek yönetimin istifası gerekse de ekonomik sıkıntılar nedeniyle süreci bu şekilde atlattık. Bireysel olarak gecemizi gündüzümüze katarak çok çalıştık. Ben üzerime düşeni yaptığıma inanıyorum’’ açıklamasını yaptı.

Seçimi kazanacağımıza hiç kimsenin inancı yoktu

‘Destek verildi mi verilmedi mi sorusunu kamuoyuna bırakıyorum’ diyen Ertürk, ‘’Hiçbir yerde şurada, burada veya bilboardlarda afişim olmadı. Bireysel bir takım çalışmalar yapıldı. Gaziantep’te Ekrem İmamoğlu-Murat Kurum ile Mansur Yavaş-Turgut Altınok’un mücadelesinin 10 katı mücadele sergiledim. Genel merkezden hiç destek gelmediğini düşünüyorum ve bizi yalnız bıraktığına ciddi ciddi inanıyorum. Çünkü genel merkez burayı zaten unutmuştu. ‘Burası zaten önemsiz kaybediyoruz, uğraşmayın’ gibi bilgiler gittiğini düşünüyorum. Seçime az bir zaman kala istifa ederseniz, genel merkezde ‘Zaten kimsenin inancı yoktur’ diye düşünür’’ dedi.

Ciddi bir organizasyon eksikliği vardı sandıklara sahip çıkılmadı

Ertürk, ‘’Eğer bir seçime kazanmak için giriyorsanız rakibiniz kadar olmasa da ona yakın bir çalışmanız olmalı. Böyle bir çalışma var mıydı? Yok. Yeteri kadar destek verilmiş olsaydı, şu anda durum çok farklı olurdu. Partililer ve yönetimler inanmadı. İnanan herhalde sadece biz vardık, her zaman çalıştık. Seçimde gerek sandık görevlisi gerekse de müşahit olmadığını gördüm. 845 ıslak imzalı belge seçim günü elimizde yoktu. İki gün sonra elimize geçti. Bu belgeler aynı gün elimizde olsa belki farklı bir sonuç ortaya çıkardı. Kısacası ciddi bir organizasyon eksikliği vardı. Sandıklara yeteri kadar sahip çıkılmadı. Seçim sonuçlarına itiraz etmek istedim. Bireysel itirazlar çok başvuru kabul edilmiyor. İl ve İlçe Yönetimi ile yapılması gerekiyordu ama edilmedi’’ eleştirisini yaptı.

                                                                               ***

Röportaj bu şekilde… Şimdi gelelim, röportajdan sonra yaşananlara…

Duyduğuma göre, Reis Reisoğlu, röportaj yayınlandıktan sonra, bir arkadaşına Dr. Muzaffer Ertürk’ü aratıyor. Röportajın başlığından rahatsızlık duyduklarını ifade ettiriyor. Muzaffer Bey de instagram hesabından, “Haberin başlığı ve bazı bölümleri bana ait değildir” diye bir açıklama yapıyor.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel geçtiğimiz cumartesi Antep’teydi. Fıstık üreticilerinin mağduriyeti için miting düzenledi. Mitingde, Şehitkamil, Nizip ve Karkamış ilçe başkanlarına isim isim açıklayarak seçimin kazanılmasına gösterdikleri katkı için tek tek teşekkür etti. İl başkanı Reis Reisoğlu’nun ismini bile anmadı. Çünkü, bir genel başkan olarak mutlaka neyin ne olduğunu en iyi o biliyordur ve tam seçim öncesi istifa ederek partide demoralizasyon yaratıp, seçimin zaten kazanılamayacağı izlemini yaratan bir il başkanına teşekkür edecek hali yoktu.

“Genel merkeze ‘Burası zaten önemsiz kaybediyoruz, uğraşmayın’ gibi bilgiler gittiğini düşünüyorum. Seçime az bir zaman kala istifa ederseniz, genel merkez de ‘Zaten kimsenin inancı yok’ diye düşünür’’ bakın bu ifade de aynen büyükşehir belediye başkan adayı olup, seçimi kılpayı kaybeden Dr. Muzaffer Ertürk’e ait.

                                                                               ***

Reis Reisoğlu’nun, son yerel seçimlerde gerektiği gibi çalışmadığını, seçimin kaybedilmesinde başrol oyuncusu olduğunu bu kentte bilmeyen var mı?

“Partililer ve yönetimler inanmadı. İnanan herhalde sadece biz vardık, her zaman çalıştık. Seçimde gerek sandık görevlisi gerekse de müşahit olmadığını gördüm. 845 ıslak imzalı belge seçim günü elimizde yoktu. İki gün sonra elimize geçti. Bu belgeler aynı gün elimizde olsa belki farklı bir sonuç ortaya çıkardı. Kısacası ciddi bir organizasyon eksikliği vardı. Sandıklara yeteri kadar sahip çıkılmadı. Seçim sonuçlarına itiraz etmek istedim. Bireysel itirazlar çok başvuru kabul edilmiyor. İl ve İlçe Yönetimi ile yapılması gerekiyordu ama edilmedi’’ bakın bu ifadeler de Dr. Muzaffer Ertürk’e ait. Ertürk, seçim süresince yaşanan bu gerçeği açık açık ifade ederken, herhalde bu süreci yönetmesi gereken baş sorumlu olarak beni kastetmiyor değil mi?

İl başkanı ve yönetimi seçimlere asılmıyor, adayları yalnız bırakıyor. İlçelere gidip çalışma yapmıyor. Şehitkamil belediye başkan adayının aleyhine çalışıyor. Sandıklara sahip çıkmıyor. Yeterince müşahit görevlendirmiyor. Ve büyükşehir kaybediliyor. Baş sorumlu kim? Reis Reisoğlu. Nokta.

                                                               ***

Yıllardan beri hep aynı şeyi söyleyip yazıyorum. CHP, bu ülkede solun önünü tıkayan, kendi iç çıkar ve koltuk kavgasını her zaman ön planda tutan, ülkenin sorunlarına hakim olup çözüm üretemeyen bir partidir. CHP’nin içerisi, düzgün, iyi, kaliteli, becerikli, genç ve dinamik insanları partiye yaklaştırmayan, yaklaşanı eteğinden tutup çeken zebanilerle doludur.

Ancak, 22 yıldan beri yaşadığımız AKP iktidarı dönemi, bu süreci yaşayan genç-yaşlı, kadın-erkek herkes için artık bir kabusa dönüştü. Demokrasi, hukuk, hak ve özgürlükler ve de ekonomik olarak nefes alamaz hale geldik. Toplum artık AKP kabusundan kurtulmak için çırpınıyor…

İşte bu yüzdendir ki son yerel seçimlerde şimdiye kadar CHP’nin son derece dejenere olmuş iç dinamiklerinin yarattığı olumsuzluklar nedeniyle partiye mesafeli durmuş birçok insan gidip yerelde CHP’yi iktidara taşıdı. AKP iktidarı kabusunun sona ermesini isteyen bazı milliyetçi ve muhafazakarlar bile CHP’ye oy verdi.

CHP’nin yerel seçimlerde aldığı oy oranı bile toplumun rahat bir nefes almasını sağladığı gibi, “Ülkenin AKP’den kurtulabileceği” umut ışığını yakarak, toplumun üzerindeki ölü toprağını yırttı.

Yeni genel başkan, toplumun sorunlarına, dertlerine daha duyarlı bir politik değişimle CHP şimdi önümüzde bizi AKP’den kurtaracak bir iktidar partisi adayı haline geldi.

Bu yüzdendir ki artık CHP’yi kimin ve kimlerin yönetmesi gerektiği bizi çok daha fazla ilgilendiriyor, çünkü AKP’den kurtulmak istiyoruz.

Seçim öncesinde, bir partili tarafından iki milletvekili yanında otururken Şahinbey Belediyesi hakkında önüne getirilen dosyayı, sırf havaalanı yolu üzerindeki işyerinin kaçak inşaatı nedeniyle sümen altı eden bir il başkanı ile yönetilemez bu parti.

Seçim öncesi istifa ederek, partiyi  büyük hezimete uğratan bir il başkanı CHP’yi Antep’te yeni bir seçime götüremez.

Kendine yakın gördüğü gazetelere gidip, “Beni destekleyin, koruyun” diye yalvaran bir il başkanı ile devam edemez CHP. Antep örgütüne acilen neşter vurulup, kendi menfaatini partinin, ülkenin menfaatlerinden önde gören, parti iktidara yaklaşınca, istifa ettikleri koltuklara dört elle yapışan bu yüzsüzler sürüsünden acilen kurtulması gerek CHP’nin… Nurgün Balcıoğlu

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *