Gaziantep Üniversitesi öğrencisi Mahir Tuna YÖK’ün yıldönümü ve başbakananın son açıklamaları ile ilgili gazetemize konuştu
GAÜN öğrencisi Mahir Tuna, Başbakan Erdoğan’ın kız-erkek yurtları ile ilgili açıklamasına tepki göstererek, “iktidarın kafasına göre bir kadın ve bir erkek sadece cinsel bir ilişki için biraraya gelebilirler. O yüzden tehlike olarak görüyorlar. Ancak biz kadın arkadaşlarımıza ya da kadın arkadaşlarımız bize sadece cinsiyet kimliğimizden yaklaşmıyoruz. Başbakan öğrenci evlerine müdahele etmek istiyormuş. Bugün 40 bine yakın öğrencinin okuduğu Gaziantep’te 5 bin kapasiteli devlet yurtları var. Binlerce öğrenci evlerde kalıyor. Ve devlet bunların hepsini denetleyeceğini söylüyor. Devlet insanların özel hayatına müdahale etmekten vazgeçmeli. Bir an önce biz Gaziantep’te okuyan öğrencilerin barınma sorunlarını çözmeli” dedi.
“Biz sapık değiliz ki karşı cinsi gördüğümüzde hemen sevişmeye kalkışalım. Başbakan kadın ve erkeklerin kaldığı evlerde öğrencilerin sürekli seviştiğini sannediyor herhalde o yüzden müdahale etmek istiyor” diyen Tuna, “Nasıl bir zihniyet ki kadın ve erkek dendiğinde aklına yatak odası gelir. Bu tarz söylemler son bir kaç yılda tekrar topluma öncülük etmeye ve güçlü muhalefet yapmaya dönük hareketliliğin yaşandığı üniversiteleri toplumdan uzaklaştırmaya dönük bir algı oluşmasına doğru gidiyor. Türkiye toplumunda üniversite öğrencisi dedin mi aklına ‘ahlaksız’ insanlar topluluğu algısı oluşturmak istiyorlar” dedi.
YÖK darbe ürünü bir kurum
YÖK bu ülkedeki darbe zihniyetinin zulüm için getirdiği bir kurumdur diyen Mahir Tuna, “YÖK’ün amacı üniversiteleri kontrol altına alıp herhangi muhalif bir hareketin gelişmesini önlemektir. YÖK adeta üniversitelerin üzerinde karabulut gibi karamsarlık ve olumsuzluk yaratıyor. Toplum için bilim üretmesi gereken üniversiteler niteliksiz, sermayenin ihtiyaçlarına göre işlem gören kurumlar haline getirilmiştir. Üniversiteler fikirden, özgürlükten, bilimden uzaklaştırılıp birer ticarethaneye dönüştürüldü. 12 Eylül zihniyetinin kendi iktidarlarının devamlılığını sağlamak ve toplumsal gelişmeyi önlemek için kurduğu YÖK, kendileri bir zamanlar mağdur olmalarına rağmen şimdi AKP hükümeti tarafından öğrencilere ve üniversitelere karşı kullanılıyor” dedi.
Öğrencileri toplumdan
uzaklaştırmak istiyorlar
Mahir Tuna, “Yerleşim merkezlerinin kilometrelerce uzağına geniş arazilerde kurulan bir çok üniversitenin asıl amaçları öğrencileri toplumdan uzaklaştırmak oldu. 12 Eylül darbesi öncesi topluma öncülük eden bir çok konuda belirleyici etken olan öğrenci hareketlerinin halk ile olan bağlantılarını koparmak amacı güden üniversiteleri yerleşim yerlerinden uzak kurma fikri bugün etkinliğini yitirmiş durumda. Çünkü kentleşme-betonlaşma o kadar hızlı bir şekilde arttı ki kentler üniversitelerin kapısına dayandı. Üniversite öğrencilerinin darbe sonrası ilk defa bu kadar etkin bir şekilde siyasette görünür olması bu sefer AKP zihniyetini rahatsız etmektedir. AKP’de tıpkı 12 Eylül darbecileri gibi üniversiteleri belirli bir kalıba sokmak niyetinde” dedi.
Yüzlerce öğrenci cezaevlerinde
“Üniversiteleri birer karakolo çevirdiler” diye konuşan Tuna, “Bugün üniversitenin içinde Özel Güvenlik Birimleri var. Bunların dışında bir çok sivil polis var. Üniversitelerde yaşanacak güvenlik sorunları ile ilgilenip öğrencileri koruyacaklarına öğrencilerin en demokratik haklarını dile getirmelerine engel oluyorlar. Ev bulamama veya yüksek kiralarla ilgili bir yürüyüş yapıp basın açıklaması yapmak istediğimizde hemen onlarca polis ve güvenlik görevlisi bizi çembere alıyor. Kameralarla bizleri çekip psikolojik baskı uyguluyorlar. Üniversitenin her yerini kameralarla doldurup öğrencileri potansiyel suçlu olarak görüyorlar. Bugün en basit bir demokratik hak talep ettiği için cezaevinde olan yüzlerce öğrenci var. Eskiden başörtüleri ile üniversitelere giremiyen bir çok öğrencinin mağduriyetini çözen AKP bugün yeni mağduriyetler yaratıyor. Kendisinden olanı koruyup kendisinden olmayanı heryeşi reva gören bir zihniyet var karşımızda. Bir çok öğrenci yıllardır tutuklu durumda herhangi bir ceza verilmemiş. Mahkemeler yıllarca sürüyor” şeklinde açıklamada bulundu.
Tek tip insan yaratmak istiyorlar
Üniversitelerin içinin boşaltıldığına vurgu yapan Tuna, öğrencilerin toplumun bütün sorunları ile ilgilenip bunlara çözüm üreten bir kesim iken, bugün yaratılan öğrenci kişiliklerine bakıldığında toplumdan uzak, kapitalizme hizmet eden ve mesleğini bir ticaret kapısı olan gören anlayışının hakim odluğunu söyledi, “Üniversitelerin içi boşaltılmış durumda. Bu sisteme direnen bir çok öğrenci var, ancak bunların üzerinde de yoğun bir baskı uygulanıyor. Düşünen, sorgulayan insan istemiyorlar”dedi.
YÖK kapatılmalı
Tuna sözlerini, “Üniversitelerin özgürleşmesi için, eğitim hakkının herkes tarafından eşitçe paylaşılması için, kendi ideolojileri doğrultusunda üniversitelere müdahale eden iktidarlardan kurtulmak için, bilimsel düşünceyle hareket edebilen, tarafsız bilim insanları yetiştirebilmek için, YÖK’ün tamamen kaldırılmasını istiyoruz” noktaladı. Cihan Ölmez
GAÜN öğrencisi Mahir Tuna, Başbakan Erdoğan’ın kız-erkek yurtları ile ilgili açıklamasına tepki göstererek, “iktidarın kafasına göre bir kadın ve bir erkek sadece cinsel bir ilişki için biraraya gelebilirler. O yüzden tehlike olarak görüyorlar. Ancak biz kadın arkadaşlarımıza ya da kadın arkadaşlarımız bize sadece cinsiyet kimliğimizden yaklaşmıyoruz. Başbakan öğrenci evlerine müdahele etmek istiyormuş. Bugün 40 bine yakın öğrencinin okuduğu Gaziantep’te 5 bin kapasiteli devlet yurtları var. Binlerce öğrenci evlerde kalıyor. Ve devlet bunların hepsini denetleyeceğini söylüyor. Devlet insanların özel hayatına müdahale etmekten vazgeçmeli. Bir an önce biz Gaziantep’te okuyan öğrencilerin barınma sorunlarını çözmeli” dedi.
“Biz sapık değiliz ki karşı cinsi gördüğümüzde hemen sevişmeye kalkışalım. Başbakan kadın ve erkeklerin kaldığı evlerde öğrencilerin sürekli seviştiğini sannediyor herhalde o yüzden müdahale etmek istiyor” diyen Tuna, “Nasıl bir zihniyet ki kadın ve erkek dendiğinde aklına yatak odası gelir. Bu tarz söylemler son bir kaç yılda tekrar topluma öncülük etmeye ve güçlü muhalefet yapmaya dönük hareketliliğin yaşandığı üniversiteleri toplumdan uzaklaştırmaya dönük bir algı oluşmasına doğru gidiyor. Türkiye toplumunda üniversite öğrencisi dedin mi aklına ‘ahlaksız’ insanlar topluluğu algısı oluşturmak istiyorlar” dedi.
YÖK darbe ürünü bir kurum
YÖK bu ülkedeki darbe zihniyetinin zulüm için getirdiği bir kurumdur diyen Mahir Tuna, “YÖK’ün amacı üniversiteleri kontrol altına alıp herhangi muhalif bir hareketin gelişmesini önlemektir. YÖK adeta üniversitelerin üzerinde karabulut gibi karamsarlık ve olumsuzluk yaratıyor. Toplum için bilim üretmesi gereken üniversiteler niteliksiz, sermayenin ihtiyaçlarına göre işlem gören kurumlar haline getirilmiştir. Üniversiteler fikirden, özgürlükten, bilimden uzaklaştırılıp birer ticarethaneye dönüştürüldü. 12 Eylül zihniyetinin kendi iktidarlarının devamlılığını sağlamak ve toplumsal gelişmeyi önlemek için kurduğu YÖK, kendileri bir zamanlar mağdur olmalarına rağmen şimdi AKP hükümeti tarafından öğrencilere ve üniversitelere karşı kullanılıyor” dedi.
Öğrencileri toplumdan
uzaklaştırmak istiyorlar
Mahir Tuna, “Yerleşim merkezlerinin kilometrelerce uzağına geniş arazilerde kurulan bir çok üniversitenin asıl amaçları öğrencileri toplumdan uzaklaştırmak oldu. 12 Eylül darbesi öncesi topluma öncülük eden bir çok konuda belirleyici etken olan öğrenci hareketlerinin halk ile olan bağlantılarını koparmak amacı güden üniversiteleri yerleşim yerlerinden uzak kurma fikri bugün etkinliğini yitirmiş durumda. Çünkü kentleşme-betonlaşma o kadar hızlı bir şekilde arttı ki kentler üniversitelerin kapısına dayandı. Üniversite öğrencilerinin darbe sonrası ilk defa bu kadar etkin bir şekilde siyasette görünür olması bu sefer AKP zihniyetini rahatsız etmektedir. AKP’de tıpkı 12 Eylül darbecileri gibi üniversiteleri belirli bir kalıba sokmak niyetinde” dedi.
Yüzlerce öğrenci cezaevlerinde
“Üniversiteleri birer karakolo çevirdiler” diye konuşan Tuna, “Bugün üniversitenin içinde Özel Güvenlik Birimleri var. Bunların dışında bir çok sivil polis var. Üniversitelerde yaşanacak güvenlik sorunları ile ilgilenip öğrencileri koruyacaklarına öğrencilerin en demokratik haklarını dile getirmelerine engel oluyorlar. Ev bulamama veya yüksek kiralarla ilgili bir yürüyüş yapıp basın açıklaması yapmak istediğimizde hemen onlarca polis ve güvenlik görevlisi bizi çembere alıyor. Kameralarla bizleri çekip psikolojik baskı uyguluyorlar. Üniversitenin her yerini kameralarla doldurup öğrencileri potansiyel suçlu olarak görüyorlar. Bugün en basit bir demokratik hak talep ettiği için cezaevinde olan yüzlerce öğrenci var. Eskiden başörtüleri ile üniversitelere giremiyen bir çok öğrencinin mağduriyetini çözen AKP bugün yeni mağduriyetler yaratıyor. Kendisinden olanı koruyup kendisinden olmayanı heryeşi reva gören bir zihniyet var karşımızda. Bir çok öğrenci yıllardır tutuklu durumda herhangi bir ceza verilmemiş. Mahkemeler yıllarca sürüyor” şeklinde açıklamada bulundu.
Tek tip insan yaratmak istiyorlar
Üniversitelerin içinin boşaltıldığına vurgu yapan Tuna, öğrencilerin toplumun bütün sorunları ile ilgilenip bunlara çözüm üreten bir kesim iken, bugün yaratılan öğrenci kişiliklerine bakıldığında toplumdan uzak, kapitalizme hizmet eden ve mesleğini bir ticaret kapısı olan gören anlayışının hakim odluğunu söyledi, “Üniversitelerin içi boşaltılmış durumda. Bu sisteme direnen bir çok öğrenci var, ancak bunların üzerinde de yoğun bir baskı uygulanıyor. Düşünen, sorgulayan insan istemiyorlar”dedi.
YÖK kapatılmalı
Tuna sözlerini, “Üniversitelerin özgürleşmesi için, eğitim hakkının herkes tarafından eşitçe paylaşılması için, kendi ideolojileri doğrultusunda üniversitelere müdahale eden iktidarlardan kurtulmak için, bilimsel düşünceyle hareket edebilen, tarafsız bilim insanları yetiştirebilmek için, YÖK’ün tamamen kaldırılmasını istiyoruz” noktaladı. Cihan Ölmez