Türk Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Bekir Avan, FOX TV’de başlayan “Öğretmen” isimli diziye tepki gösterdi
Avan, “İyi niyetle değerlendirilse dahi, senaryoda amaçlanan (akran zorbalığı örneği gibi) temanın, ürpertici olmayan sahnelerle verilmesinin daha uygun olacağı aşikardır. Devam eden bölümlerinde akış nereye evrilecek bilemiyoruz. Ancak daha başlangıçta öğretmen imajını, psikopakat ve kriminal bir profille ortaya koyan dizinin gidişatı kaygılandırıyor” şeklinde açıklama yaptı.
Mesleğimizin ve meslektaşlarımızın
sorunları konu edilsin
“Toplumun geleceğini inşa eden eğitim sürecinin taşıyıcı unsuru olan öğretmenler konu edilirken daha özenli olunmalıdır” diyen Başkan Avan, “İsteriz ki; “Öğretmen” ismi verilen bir yapımda, mesleğimizin ve meslektaşlarımızın yaşadıkları konu edinilmiş olsun. Mesela; öğretmenliğin, itibarı rencide edilmiş ve her önüne gelenin kolayca hakaret edebildiği bir meslek haline getirilmiş olması sorgulansın, sözleşmeli öğretmenlerimizin sorunları dile getirilsin, ücretli öğretmenlik denilen ucube sistemin arazları vurgulansın” dedi.
Eğitimde fırsat
eşitsizliği dile getirilsin
Dizide eğitim fakültesi mezunu 700 bine yakın öğretmenin işsizliğine değinilmesi gerektiğini belirten Avan, “Dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırının 7 bin TL olduğu ülkemizde, öğretmenlerimizin tamamının bunun altında ücrete mahkum bırakıldığı gösterilsin. Her gelenin reform yaparak eğitim sistemimizin yamalı bohçaya ve çocuklarımızın deneme yanılma tahtasına döndürüldüğü gerçeğiyle yüzleşilsin. Eğitimde fırsat eşitsizliği dile getirilsin” diye ifadeler kullandı.
Öğrenme sürecinde öğretmenin,
okulun önemi ve ağırlığı ifade edilsin
Başkan Avan, “Dizi de öğrenme sürecinde öğretmenin ve okulun önemi ve ağırlığı ifade edilsin. Ailelerin, çocukların eğitim sürecine yönelik ilgi ve takiplerinin katkısına vurgu yapılsın. Eğitim yönetiminin, “Dışarıdan yapılar” tarafından tahakküm altına alınmış olmasının tehlikesine işaret edilsin. Okullarımızın hiç kimsenin ya da hiçbir grubun tarlası yapılamayacağı ve eğitimin ideolojik saplantıların tatmin süreci olmadığı cesaretle dile getirilsin. Her şeye rağmen öğretmenlerimizin yurdun dört bir yanında fedakarlıklarla eğitim hizmetini sürdürdüğü ve harikalar yarattığı yüksek sesle dile getirilsin ve Öğretmenler Günü dışında da öğretmenlere teşekkür edilsin” şeklinde konuştu. Hüseyin Karataş
Avan, “İyi niyetle değerlendirilse dahi, senaryoda amaçlanan (akran zorbalığı örneği gibi) temanın, ürpertici olmayan sahnelerle verilmesinin daha uygun olacağı aşikardır. Devam eden bölümlerinde akış nereye evrilecek bilemiyoruz. Ancak daha başlangıçta öğretmen imajını, psikopakat ve kriminal bir profille ortaya koyan dizinin gidişatı kaygılandırıyor” şeklinde açıklama yaptı.
Mesleğimizin ve meslektaşlarımızın
sorunları konu edilsin
“Toplumun geleceğini inşa eden eğitim sürecinin taşıyıcı unsuru olan öğretmenler konu edilirken daha özenli olunmalıdır” diyen Başkan Avan, “İsteriz ki; “Öğretmen” ismi verilen bir yapımda, mesleğimizin ve meslektaşlarımızın yaşadıkları konu edinilmiş olsun. Mesela; öğretmenliğin, itibarı rencide edilmiş ve her önüne gelenin kolayca hakaret edebildiği bir meslek haline getirilmiş olması sorgulansın, sözleşmeli öğretmenlerimizin sorunları dile getirilsin, ücretli öğretmenlik denilen ucube sistemin arazları vurgulansın” dedi.
Eğitimde fırsat
eşitsizliği dile getirilsin
Dizide eğitim fakültesi mezunu 700 bine yakın öğretmenin işsizliğine değinilmesi gerektiğini belirten Avan, “Dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırının 7 bin TL olduğu ülkemizde, öğretmenlerimizin tamamının bunun altında ücrete mahkum bırakıldığı gösterilsin. Her gelenin reform yaparak eğitim sistemimizin yamalı bohçaya ve çocuklarımızın deneme yanılma tahtasına döndürüldüğü gerçeğiyle yüzleşilsin. Eğitimde fırsat eşitsizliği dile getirilsin” diye ifadeler kullandı.
Öğrenme sürecinde öğretmenin,
okulun önemi ve ağırlığı ifade edilsin
Başkan Avan, “Dizi de öğrenme sürecinde öğretmenin ve okulun önemi ve ağırlığı ifade edilsin. Ailelerin, çocukların eğitim sürecine yönelik ilgi ve takiplerinin katkısına vurgu yapılsın. Eğitim yönetiminin, “Dışarıdan yapılar” tarafından tahakküm altına alınmış olmasının tehlikesine işaret edilsin. Okullarımızın hiç kimsenin ya da hiçbir grubun tarlası yapılamayacağı ve eğitimin ideolojik saplantıların tatmin süreci olmadığı cesaretle dile getirilsin. Her şeye rağmen öğretmenlerimizin yurdun dört bir yanında fedakarlıklarla eğitim hizmetini sürdürdüğü ve harikalar yarattığı yüksek sesle dile getirilsin ve Öğretmenler Günü dışında da öğretmenlere teşekkür edilsin” şeklinde konuştu. Hüseyin Karataş